Güncelleme Tarihi:
AB Komisyonu Sözcülüğünden yapılan açıklamada, İsrail'in, Kudüs'ün Sur Bahir bölgesinde yer alan Vadi El-Hummus Mahallesi'nde yürüttüğü yıkımın, uluslararası hukuka aykırı olduğu kaydedildi.
"AB'nin uzun süredir koruduğu tutumu doğrultusunda, İsrail makamlarının devam eden yıkımları derhal durdurmasını bekliyoruz." ifadesi kullanılan açıklamada, bu politikanın iki devletli çözümü ve barış ihtimalini baltaladığına dikkat çekildi. Ne olmuştu?
İsrail Yüksek Mahkemesi, geçen ay Sur Bahir'deki söz konusu binaların Ayrım Duvarı'nın devamını oluşturan tel bariyerlere yakınlığı nedeniyle "güvenlik tehlikesi oluşturduğunu" iddia ederek yıkımına karar vermiş ve mülk sahiplerine, 18 Haziran'a kadar binalarını yıkmaları için süre tanımıştı.
Bunun üzerine Filistinliler, bazıları inşa halinde olan 10 binanın yıkımının durdurulması için Yüksek Mahkemeye başvurmuş ancak mahkeme dün bu başvuruyu reddetmişti.
Uzmanlar, İsrail mahkemesinin bu kararının, Filistin'in diğer bölgelerinde de birçok evin yıkılmasına neden olabileceği uyarısında bulunuyor.
Filistin ile İsrail yönetimi arasında 1995'te imzalanan "İkinci Oslo Anlaşması" çerçevesinde Batı Şeria; A, B ve C bölgelerine ayrılmıştı. Yüzde 18'i kapsayan "A bölgesi"nin yönetimi idari ve güvenlik olarak Filistin'e; yüzde 21'lik "B bölgesi"nin idari yönetimi Filistin'e, "güvenliği" İsrail'e devredilmiş; yüzde 61'ini oluşturan "C bölgesi"nin ise "idari yönetimi ve güvenliği" İsrail'e bırakılmıştı.
İsrail güçleri, bugün, işgal altındaki Doğu Kudüs'te Ayrım (Utanç) Duvarı'nın devamı olan tel bariyerlere yakın olduğu gerekçesiyle Filistinli'lere ait bazı evleri yıkmaya başlamıştı.