Güncelleme Tarihi:
Hürriyet’in Türk ve AB’li diplomatik kaynaklardan edindiği bilgiye göre, AB’nin yürütme erkinin başı olan Jean-Claude Juncker’in mektubu, 29 Kasım’da yapılan Türkiye-AB Zirve sonuç açıklamasına ek bir nitelik taşıyor ve açıklama metninde yer almayan başlıklar isimlendiriliyor. Mektupta açılması planlanan 5 başlık şöyle sıralanıyor:
15’inci başlık: Enerji
23’üncü başlık: Yargı ve temel haklar
24’üncü başlık: Adalet, özgürlük ve güvenlik
26’ncı başlık: Eğitim ve kültür
31’inci başlık: Dış, güvenlik ve savunma politikası
Türkiye-AB zirvesi sonunda yapılan ortak açıklamada, AB Komisyonu’nun Türkiye’nin katılım müzakere sürecini hızlandırmak amacıyla bazı başlıkların açılması için 2016 yılının ilk çeyreğinde hazırlıklarını tamamlayacağı kaydedilmiş ancak bu başlıkların neler olacağı Kıbrıs Rum kesimi blokajı nedeniyle açıkça yazılmamıştı.
ANKARA’NIN ISRARI ETKİLİ OLDU
Türkiye ise bu başlıkların neler olduğunun açıkca bildirilmesinde ısrarcı olunca AB’nin yürütme erkinin başı sıfatıyla Komisyon Başkanı Juncker’in Başbakan Davutoğlu’na hitaben bir mektup kaleme alması formülünde uzlaşıldı. Hürriyet’e konuşan üst düzey bir Türk diplomatik kaynak, “Bu zirvede yapılan ortak açıklamayla beraber düşünülmesi gereken bir taahhüt mektubudur. Böylece açılacak başlıkların neler olduğu kayda geçirilmiştir,” ifadelerini kullandı. Ankara’da görevli bir AB ülkesinin büyükelçisi de Juncker’in mektubunun önemli bir taahhüt içerdiğini, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin uyguladığı blokajın aşılması açısından da önemli bir adım olduğunu kaydetti. “Açılması kayda geçen başlıklar arasında örneğin enerji var. Biz bu başlığı çoktan açıp enerji güvenliği başta olmak enerji konusunda çok daha etkin bir uyum sağlayabilirdik,” diye konuştu.
HER BAŞLIK ÖNEMLİ
Türk ve AB’li diplomatik kaynaklar, listede yer alan her başlığın birbirinden önemli olduğunun altını çiziyorlar. Dış, güvenlik ve savunma politikalarını içeren 31’inci başlığa dikkat çeken kaynaklar, sadece Suriye bunalımı özelinde bile Türkiye-AB işbirliğinin yaşamsal önemini ispat ettiğini kaydediyorlar. AB’li diplomatik kaynak, “Brüksel zirvesi, dış politika ve savunma konularındaki uyum düzeyini daha da fazla artırmamız gerektiğini gösterdi. Bu başlığın açılması bu nedenle çok önemli,” dedi. Aynı kaynak, 23’üncü ve 24’üncü başlıkların Türkiye’nin demokratikleşme sürecindeki eksikliklerin giderilmesi, özgürlük-güvenlik dengesindeki olumsuzluğun AB standartlarına göre yeniden yapılanması ve başta ifade özgürlüğü olmak üzere temel hak ve özgürlüklerle ilgili sıkıntıların aşılması açısından daha sağlıklı bir diyalog ortamının yaratacağını da ifade etti.17’nci ekonomi ve parasal politikalar başlığının da 14 Aralık’ta düzenlenecek hükümetlerarası konferansta açılacak olmasının Ankara-Brüksel ilişkilerine yeni bir ivme katma açısından önem taşıdığına dikkat çeken aynı kaynak, Başbakan Davutoğlu’nun 17 Aralık’ta yapılacak AB Konseyi toplantısında mülteci kabülü konusunda benzer pozisyonda olan 8 ülke liderine biraraya geleceğini de anımsattı.
BAŞLIKLAR NASIL AÇILACAK
Müzakere başlıklarının aşılabilmesi için 28 üye ülkenin oybirliği gerekiyor. Juncker’in mektubunda yer alan 5 başlık da Rum kesiminin vetosu bulunduğu için şu ana kadar bir ilerleme sağlanamadı. Ancak diplomatik kaynaklar, başlıkların açılabilmesini sağlayacak iki sürece dikkat çekiyorlar.Birincisi, büyüyen mülteci bunalımı nedeniyle Almanya başta olmak üzere Türkiye’nin üyelik sürecine soğuk bakan ülkelerin tutumlarını değiştirmiş olmaları. Almanya Başbakanı Angela Merkel’in bu sürece aktif katılmış olmasının Kıbrıs Rum kesimi üzerindeki baskının artmasına ve dolayısıyla başlıklarla ilgili tutumunu yumuşatmasına neden olabileceği değerlendiriliyor. İkincisi ve belki daha önemli olanı Türk ve Rum tarafları arasında yürütülen Kıbrıs müzakerelerinin olumlu bir havada ilerlemesi ve 2016 yılının ilk çeyreğinde referandum olasılığının artmış olması. Kıbrıs’ta çözüme yakınlaşılmasının mevcut Kıbrıs Rum kesimi liderliğinin başlıklarla ilgili tutumuna etkisi olabileceği değerlendiriliyor.