Güncelleme Tarihi:
Anlaşmayla İran'ın nükleer programına getirilen kısıtlamalar sayesinde ABD ve müttefiklerinin güvenliğinin arttığı ancak Donald Trump yönetiminin anlaşmadan çekilmesinden sonra bu imkanın ortadan kalktığı ifade edildi.
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın (UAEA) son raporunda, ABD'nin anlaşmadan çekilerek, ekonomik yaptırımları geri getirmesine rağmen İran'ın nükleer anlaşmaya bağlı kaldığını doğrulamasının önemli olduğu belirtilerek, "Tahran’ın anlaşmaya uyumluluğunu sürdürmesi, İran hükümetinin ilk taahhüdüne olan bağlılığını gösteriyor." denildi.
Nükleer anlaşma çerçevesinde İran'ın nükleer silah geliştirme kapasitesine sahip olmadığı ve bununla birlikte "emsalsiz" bir uluslararası denetime tabi tutulduğuna dikkati çeken ABD'li emekli diplomat ve generaller, Avrupa Birliği'nin (AB) de anlaşmaya sıkı sıkıya bağlı olduğunu vurguladı.
Washington yönetimine nükleer anlaşmaya geri dönme çağrısında bulunan ABD'li emekli diplomat ve generallerin açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
"Nükleer anlaşmaya geri dönmek ABD'nin Orta Doğu için daha geniş kapsamlı bir strateji oluşturmasına katkı sağlayacaktır. İran'ın ABD ve bölge ülkelerine tehdit oluşturan balistik füze faaliyetlerini, insan hakları ihlalleri ve terörizme desteğini kınıyoruz. Bu alandaki liderliği teyit etmek, ABD’nin İran tehdidini bertaraf etmek için çok taraflı bir çaba geliştirme ve önderlik etme kabiliyetini artıracaktır."
Ortak açıklamaya imza koyanlar arasında, ABD'nin eski Genelkurmay Başkan Yardımcısı Arlen D. Jameson, eski NATO Askeri Komite Başkanı Walter E. Gaskin, Dışişleri Bakanlığı'nın Avrupa ve Avrasya işlerinden Sorumlu eski Genel Müdürü Laura Kennedy'nin de aralarında bulunduğu 53 üst düzey emekli diplomat ve general bulunuyor.
Washington yönetimi, BM Güvenlik Konseyi'nin 5 daimi üyesi ve Almanya ile İran arasında 2015'te imzalanan nükleer anlaşmadan Mayıs 2018'de tek taraflı çekildikten sonra Tahran'a yönelik yaptırımları geri getirmişti.