Güncelleme Tarihi:
ABD’nin Oregon eyaletine bağlı Portland kentinde, ırkçılık karşıtı göstericilerle Başkan Donald Trump’ın destekçileri arasında arbede çıktığı, bu sırada 1 kişinin silahla vurularak öldüğü bildirildi. Portland’da 3 ayı aşkın süredir protestolarını sürdüren ırkçılık karşıtları ile Trump’ı desteklemek için oluşturulan yaklaşık 600 araçlık konvoyda bulunanların karşı karşıya gelmesiyle iki grup arasında arbede yaşandı.
FLOYD CİNAYETİYLE BAŞLADI
Portland, 25 Mayıs’ta Minneapolis kentinde George Floyd’un polis tarafından öldürülmesi üzerine başlayan ve 3 aydan fazla süredir devam eden ırkçılık ve polis şiddeti karşıtı gösterilerin merkezi konumunda. Portland Polis Bürosu 21 Ağustos’ta yayınladığı raporda, kentte o tarihe kadar 83 gece protestosu düzenlendiğini, şiddet olaylarına sahne olan protestolarda 500’den fazla kişinin gözaltına alındığını açıklamıştı. “Şiddet olaylarının engellenmesi için” kente daha önce federal birlikler gönderilmiş, ancak daha sonra geri çekilmişti. Bu son olaydan sonra Trump yönetimi yeniden federal güçlerin gönderilebileceğini bildirdi.
Kenosha kentinde Jacob Blake isimli silahsız bir siyahın polis tarafından 7 kez el ateş açılarak vurulmasının ardından ise ülkedeki protesto gösterileri yeniden canlanmıştı. Bu arada Jacob Blake’in belden aşağısının felçli kaldığı ve bir daha yürümesinin çok zor olduğu açıklanmıştı.
TRUMP’TAN DESTEK ZİYARETİ
ABD Başkanı Donald Trump, Portland’daki gösteriler hakkında, “Demokratların yönettiği şehir kundaklama, gasp, şiddet ve yağmalamanın merkezi haline geldi” ifadesini kullanmıştı. Göstericileri ‘yağmacılar’ olarak niteleyen Trump, yarın Kenosha kentine giderek yerel polise destek verecek. Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada Trump’ın güvenlik güçleriyle görüşerek kentte oluşan hasarı değerlendireceği ifade edildi. ABD’li Demokratlar ise Trump’ın Kenosha’yı ziyaret planına tepkili. Demokrat Kongre üyesi Karen Bass, “Trump’ın ziyareti sadece işleri daha da kötü hale getirir. Bu ziyaret, ateşe körükle gitmek demektir” dedi.
‘FBI ONLARI TUTUKLASIN’
Geçen cuma gecesi, ABD Başkanı Donald Trump’ın Cumhuriyetçi Parti’nin başkan adaylığını resmen kabul için Beyaz Saray’da yaptığı konuşmaya katılan Senatör Rand Paul, çıkışta saldırıya uğradığını iddia etti. Trump’ın konuşması esnasında “ırkçılık ve polis karşıtı” gösteri düzenleyen protestoculardan bir grup, Beyaz Saray’dan ayrıldığı sırada Paul ve eşinin etrafını sararak, slogan attı. Paul, olayın ardından Twitter’dan, “Az önce, Beyaz Saray’ın bir sokak ilerisinde yüz kişiden daha kalabalık bir grubun saldırısına uğradım. Kelimenin tam anlamıyla hayatımızı kurtaran Washington DC polisine teşekkür ediyorum” diye yazdı. Polis teşkilatlarına verilen fonun kesilmesini savunan Demokratlara da yüklenen Paul, “Joe Biden’ın ülkemizi yönetmesine ve polisi ortadan kaldırmasına katlanamayız. Şu anda başkent Washington DC’de sokakta güvenli yürüyemiyoruz” dedi, ayrıca protestocuların Federal Soruşturma Bürosu (FBI) tarafından tutuklanmasını talep etti. Başkan Trump ise Senatör Paul’u koruyan polislere madalya vereceklerini söyledi.
‘SEÇİM SÜRECİNDE HERHANGİ BİR ROLÜMÜZ YOK’
ABD Genelkurmay Başkanı Mark Milley, Kongre üyelerine yaptığı bildirimde, 3 Kasım’daki 59. Başkanlık seçimi sürecinde ya da seçim sonuçlarına ilişkin muhtemel bir anlaşmazlık durumunda ordunun herhangi bir rolünün olmayacağını bildirdi. Demokrat Kongre üyeleri Elissa Slotkin ve Mikie Sherrill’in sorusuna yazılı yanıt veren Milley, seçim sonuçlarına ilişkin herhangi bir anlaşmazlık çıkması durumunda ABD ordusunun pozisyonuna ilişkin bir değerlendirme yaptı. Milley, ordunun Anayasal olarak apolitik tavrını kesin olarak koruyacağını vurgulayarak, “Seçimlere ilişkin herhangi bir anlaşmazlık durumunda yasal olarak ABD mahkemeleri ve Kongre anlaşmazlıkları çözecektir, ABD ordusu değil. Bu süreçte ABD ordusuna herhangi bir rol öngörmüyorum, Anayasaya sırtımızı dönmeyeceğiz” ifadelerini kullandı. Seçimler öncesinde korona salgını nedeniyle posta yoluyla oy kullanmaya olan talep artışı, Başkan Donald Trump ile Demokratlar arasında “seçimlere hile karıştırılabilir” tartışmasına neden oluyor.