Güncelleme Tarihi:
CUMHURBAŞKANI Tayyip Erdoğan’ın haftasonu Türk gazetecilere yaptığı bir açıklamayla ABD’den ya Türkiye’yi ya da PYD’yi ortak olarak seçmesini istemesinin ardından Erdoğan ve Amerikan Dışişleri Bakanlığı arasında başlayan polemik devam ediyor. Amerkan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü John Kirby’nin PYD’yi terörist olarak görmediklerini açıklaması üzerine Erdoğan’ın Amerikan Yönetimi’nin bu yüzden bölgeyi kan revan içinde bırakmakla suçlamasına bu sefer Dışişleri Bakanlığı’nın Sözcü Yardımcısı Mark Toner yanıt verdi. Toner, PYD’nin akan kanın sorumlusu olmadığını belirterek “Suriye’deki kanın sorumlusu IŞİD ve Esad” dedi.
PKK VE YPG ARASINDA NET AYRIM
Toner, günlük basın toplantısında Erdoğan’ın sözlerinin sorulması üzerine önce PKK ve PYD’yi ayrı gördüklerini vurgulayarak, “PKK’yı terörist örgüt kabul ettiğimiz konusunda son derece netiz ama PKK ve YPG (PYD’nin silahlı kanadı) arasında net bir ayrım yapıyoruz. Biz YPG’nin ağırlıklı olarak IŞİD’le savaşa odaklandığına inanıyoruz ve bu çabada onları destekliyoruz” dedi. Toner, Türkiye’nin bu konudaki kaygılarına ilişkin, “Türkiye’nin PKK ve açıkçası YPG’den dolayı hissettiği tehdidi, kaygıları anlıyoruz. YPG konusunda ayrı düşünüyoruz” diye konuşurken, “PKK’yı yenmek için onlarla (Türklerle) işbirliğine devam edeceğiz” diye de ekledi. Ancak daha sonra PKK ve Türkiye arasındaki çatışmaların yatışması çağrısı yapıp, “Bizim arzumuz tüm tarafların (Türkiye ve PKK) hem söylem hem de eylemlerini yumuşattıklarını ve barış sürecine döndüklerini görmek” dedi.
IŞİD’İ KOVALAMADA ETKİLİ ORTAK
Toner, Erdoğan’ın açıklamalarına göre PYD’nin Suriye’de akan kanın sorumlusu olup olmadığı konusunda ise “YPG, IŞİD’i kovalama konusunda etkili bir ortak. Son derece net olalım. Bu konuda herhangi bir anlaşmazlık olduğunu da sanmıyorum. Suriye’deki ölümler ve cinayetlerin sorumlusu IŞİD ve Esad Rejimi’dir” dedi. Toner, Erdoğan’ın ABD’yi suçlayan söyleminin Türk-Amerikan ilişkilerine zarar verip vermediği sorusuna Türkiye ile IŞİD’le mücadeleyi tartışmaya devam ettikleri söyleyip konuyu geçiştirdi.
KÜRT HEYETİNE RANDEVU
Öte yandan Amerikan Dışişleri Bakanlığı, çeşitli temaslar için bu hafta kente gelen HDP’li milletvekilleri Osman Baydemir ve Hişyar Özsoy’la Dışişleri Bakanlığı’nda 1 saat 15 dakika süren bir toplantı yaptı. Amerikan Dışişleri Bakanlığı’nın Türkiye’den de sorumlu olan Müsteşar Yardımcısı Amanda Sloat, insan hakları masasından bir yetkili ve yakında Ankara’da göreve başlayacak başka bir Amerikalı diplomatın katılımıyla gerçekleşen toplantıda, görüşmeye katılan kaynaklar, Amerikan tarafının çözüm sürecine dönülmesinin önemini vurguladığını belirtti.
GERGİNLİĞİ AZALTMAK İÇİN ÇOK ÇALIŞMALIYIZ
Türkiye’de çözüm sürecine dönüş meselesi, geçen hafta Kobani’deki PYD heyetiyle gerçekleştirdiği görüşmelerin ardından Ankara ve Washington arasındaki tartışmanın fitilini ateşleyen Obama’nın Özel Temsilcisi Brett McGurk’ün Amerikan Temsilciler Meclisi’nde verdiği ifadede de gündeme geldi. McGurk, Suriye’nin parçası olmak isteyen Kürtleri güçlendirmek istediklerini söylerken, Kuzey Irak Mahmur’da ise yeni bir ortak operasyon merkezi kurulacağını açıkladı. Peşmerge kuvvetlerinin IŞİD’le mücadeleye verdiği desteği övdü. Ancak “bağımsız Kürdistan” tartışmalarına ilişkin olarak ise “Şu anda Kürdistan’da bağımsız bir devlet yaratmak istikrar sağlayıcı olmaz” dedi. McGurk, Türkiye ve PKK arasında şiddetlenen çatışmalarda ise gerginliğin PKK’nın Türk polis memurlarını öldürmesinden sonra (Ceylanpınar’da PKK’nın Temmuz 2015’te katlettiği polis memurlarını kast ediyor) başladığını söyleyerek, “Gerginliği azaltmak için çok çalışmalıyız” dedi. McGurk, Başkan Yardımcısı Joe Biden’ın da geçen ayki Türkiye temaslarında PKK’yla gerginliğin azaltılması konusunu görüştüğünü söyledi.