ABD İnsan Kaçakçılığı Raporu'nda Türkiye'ye eleştiri

Güncelleme Tarihi:

ABD İnsan Kaçakçılığı Raporunda Türkiyeye eleştiri
Oluşturulma Tarihi: Haziran 18, 2009 12:35

ABD Dışişleri Bakanlığı “2009 İnsan Kaçakçılığı” raporunda, Türkiye’nin insan kaçakçılığının yok edilmesi için asgari standartlara uymadığı ancak buna ulaşmak için önemli çaba sarfettiği belirtildi.

Haberin Devamı

Raporda insan kaçakçılığında “yeni trendlerden” sözedilirken, Irak’ın Kürt bölgesinde Endonezyalı kadınların ev hizmetlerinde sıklıkla kullanılması örnek verildi. Irak’ın kuzeyinde insan ticareti mahkumlarının bulunduğu bir sığınma evi yöneticisinin insan kaçakçılığı yaptığı ortaya çıktı, sığınma evi kapatıldı. Rapora göre, kadın insan tacirleri de var, metinde Mozambik’te geçen yıl “dini eğitim vereceğiz” diye toplayıp bir bölümüne tecavüz ettikleri 17 çocuğun şikayeti üzerine yakalanan iki Türke de yer verildi.

ABD Dışişleri Bakanlığı’nın “2009 İnsan Kaçakçılığı” raporu yayınlandı. Türkiye’nin insan kaçakçılığı için transitten çok “hedef ülke” olduğu belirtildi. Türkiye’ye ağırlıklı olarak Doğu Avrupa ve eski Sovyetler Birliği’nden insanların öncelikle ticari cinsel istismar ve daha az miktarda zorla çalıştırma amaçlı kaçırıldığı belirtilen raporda, saptanabilen kaçakçılık kurbanlarının geldiği ülkeler arasında Türkmenistan, Özbekistan, Moldova, Kırgızistan, Rusya, Gürcistan, Ukranya, Azerbaycan, Romanya, Kazakistan, Belarus, Bulgaristan, Endonezya ve Fas bulunduğu belirtildi.

TIER SIRALAMASINDA TÜRKİYE EN İYİNİN BİR ALTINDA

Raporda ülkelerin insan kaçakçılığının bitirilmesine yönelik aldıkları önlemler açısından değerlendirildikleri “Tier Sıralaması” da yapıldı. Ülkeler bu alanda uluslar arası Kaçakçılık Kurbanlarını Koruma Yasası’nın asgari standartlarını karşılama durumlarına göre sıralanıyor ve dört gruba ayrılıyor. Türkiye, AB ülkeleri ve gelişmiş ülkelerin yer aldığı, en iyinin bir altındaki grupta bulunuyor. Türkiye’nin bulunduğu gruptaki ülkeler “kaçakçılığı ortadan kaldırmak için asgari standartlara tümüyle uymuyor ancak bunu gerçekleştirmek için önemli çaba sarfediyor.” İkinci grupta Türkiye ile birlikte, Afganistan, Arnavutluk, Benin, Botswana, Brunei, Bahama Adaları, El Salvador, Gambiya, Yunanistan, Japonya, Surinam gibi ülkeler bulunuyor. Türkiye’den kötü üçüncü grupta Irak, Pakistan, Arjantin, Çin, Hindistan, Rusya yeralıyor. Durumun en kötü olduğu dördüncü grupta ise Eritre, İran, Kuveyt, Kuveyt, Suudi Arabistan, Kuzey Kore ve Suriye gibi ülkeler bulunuyor. Rapora şöyle devam edildi:

“Ermeni sivil toplum örgütleri ve Ermenistan Hükümeti’ne göre Ermeni kadınların Türkiye’ye cinsel istismar amaçlı kaçırılması bir sorun olmaya devam ediyor, ancak Türk Hükümeti 2008 yılında buradaki kurbanlarla ilgili herhangi bir kimlik tespiti yapmadı. Geçen yıl dört yabancı kaçakçılık kurbanı çocuğun varlığı tespit edildi. Özbek ve Türkmen kurbanların sayısı 2008 yılında arttı. Bazı kurbanların Türkiye’den Kuzey Kıbrıs’a cinsel istismar amaçlı götürüldükleri rapor edildi. Daha az çapta olsa da, yasal ve yasa dışı fuhuş sektöründe bazı Türk vatandaşlarının karıştığı ülke içi kaçakçılığın var olduğuna da inanılıyor.

HÜKÜMET KAÇAKÇILIĞIN YOK EDİLMESİ İÇİN ASGARİ STANDARTLARA RİAYET ETMİYOR

Türk Hükümeti insan kaçakçılığının yok edilmesi için asgari standartlara tümüyle riayet etmiyor, ancak bunu sağlamak için önemli çaba sarfediyor. Güvenlik güçleri kaçakçılık şebekelerini hedef almayı ve bunlara engel olmayı başarılı bir şekilde sürdürdü ve hükümet 2008 yılında kaçakçılık suçu işleyenleri kovuşturmada iyileşmeler sağladı. Hükümetin kaçakçılık karşıtı çabaları istikrarsız kimlik tesbit uygulamaları, iade işlemleri, koruma ve Türkiye’de insan kaçakçılığı kurbanlarına yardımdan kaynaklanan nedenlerle zorluklarla karşı karşıyadır.”

TAVSİYELER: KAÇAKÇILIK SIĞINMA EVLERİNİN FİNANSMAN SORUNU VAR-

Raporun Türkiye’ye ayrılan bölümünün “Tavsiyeler” kısmında ise şunlar sayıldı:

“-Kaçakçılık kurbanları için Ankara ve İstanbul’da sığınma evlerine, uygun Hükümet finansmanı dahil, istikrarlı ve sürekli yardım sağlanmalıdır.

-İnsan kaçakçılığı kurbanları için hazırlanan sığınma evlerinin kapasitesi artırılmalıdır.

-Kurbanların tanımlanması ve karşılıklı görüşme yapılması gibi süreçlerde sivil toplum örgütleri ve uluslar arası organizasyonlardan daha fazla yararlanılmalıdır.

-Savunmasız kesimler içinde yer alan kaçakçılık kurbanlarının saptanması için adımlar atılmalıdır.

-İnsan kaçakçılığı suçlarının kovuşturulması ve kaçakçılığa suç ortaklığı yapan kamu görevlilerinin mahkum edilmelerine gayretli bir biçimde devam edilmelidir.

-Kamuoyu insan kaçakçılığı ve fuhuş talebine ilişkin farkındalık eğitimine tabi tutulmalıdır.”


KOVUŞTURMA: 25 GÜVENLİK GÖREVLİSİ KAÇAKÇILIK BAĞLANTILI SUÇLARA İŞTİRAK ETTİ

ABD Dışişleri Bakanlığı’nın raporunda, Türk Hükümeti’nin 2008’de insan kaçakçılığıyla mücadelede güvenlik güçleri ve savcılar aracılığıyla gayretli çabasını aynen sürdürdüğü belirtildi. Hükümetin geçen yıl 273 şüpheli insan kaçakçısının karıştığı 69 dosya kovuşturduğu, bir önceki yıl 2007’deki şüpheli kaçakçı sayısının 160 olduğu belirtilen raporda, geçen yıl 58 kişi hakkında mahkumiyet verildiği belirtildi.

Geçen yıl 25 güvenlik görevlisinin kaçakçılık bağlantılı suçlara iştirak ettikleri gerekçesiyle soruşturulduğu belirtilen raporda, “İncelenen dönemde Türk Hükümeti kaçakçılığa karşı mücadelede bazı hükümetlerle işbirliğinde iyileşme sağlandığını bildirmiştir. Bununla birlikte diğer kaynak ülkelerle işbirliği eksikliği, hükümetin bazı kaçakçıları soruşturma ve kovuşturma yeteneğini güçleştirmektedir” denildi.

KORUMA: YETERLİ FİNANSMAN YOK

“Koruma” bölümünde, “Rapora konu alınan dönemde Hükümetin kaçakçılık kurbanları için genel koruma çabalarında bir iyileşme olmamıştır. Türkiye kaçakçılıkla ilgili iki sığınma evi için yeterli doğrudan finansmanı temin etmemiştir” ifadesi kullanıldı ve şöyle devam edildi:

“2008 Haziran ayında İstanbul Belediyesi, İstanbul’daki sığınma evinin ücretsiz kiralanmasını bir protokole rağmen ertelemiştir. Hükümet bu sorunu çözmek için uzun vadeli bir mali çözüm arayışına odaklandığını bildirse de, Ankara ve İstanbul’daki sığınaklar için yeterli finansman taahhüdünü yerine getirmemiştir.”

YARDIMA DIŞİŞLERİ KOŞTU

Türk Dışişleri Bakanlığı’nın her iki kaçakçılık kurbanları sığınma evine bu yıldan başlayarak üç yıl için 20’şer bin dolar yardımda bulunmaya söz verdiği, bu kuruluşların bağış dışında daimi gelir kaynağına ihtiyaç duyduğu belirtilen raporda, “Bu iki sivil toplum örgütü tarafından işletilen sığınma evi 2007’de 107 insan kaçakçılığı kurbanına bakarken bu sayı 83’e düşmüştür. 2007’de hükümet 148, 2008’de ise 118 kaçakçılık kurbanının kimlik tespitini yapmıştır. Uluslar arası Göç Örgütü bu kurbanlardan 78’inin ülkelerine geri dönmeleri için yardımcı olmuştur. Hükümetin geri gönderme mekanizmasının uygulanmasındaki istikrarsızlıktan dolayı bazı kurbanların kimlikleri sınır dışına çıkarılmadan önce tespit edilmemiştir. İade sürecindeki boşluklar da bazı kurbanların kendilerini kaçıranlarla ilgili güvenlik güçlerine bilgileri verdikten sonra yeterli hizmet ve yardım almamasıyla sonuçlanmaktadır” denildi.

MAHKEMELER UZUN SÜRÜYOR, TANIKLAR KORKUYOR

Türkiye’de hükümetin kurbanları, kaçakçılığa karışanlar hakkında bilgi vermeleri konusunda teşvik etmesine karşın korku nedeniyle son derece az kişinin mahkemelerde tanıklık yaptığı belirtilen raporda, bunun bir nedeninin de Türkiye’deki mahkemelerin uzun sürmesi olduğu bildirildi. Hükümetin kurbanlara ceza ya da zorlukla karşılaşacakları ülkelere götürülme konusunda yasal bazı alternatifler sunduğu, yabancı kurbanların insani vize ya da bir yıl kalma izni alabildikleri belirtilen raporda “2008 yılında Hükümet bu vizelerden sadece iki adet çıkarmıştır” denildi.

ÖNLEME: EYLEM PLANI BİR YILDIR BEKLİYOR

ABD’nin “2009 İnsan Kaçakçılığı” raporunda, “Alo 157 - İnsan Ticareti Mağdurları Acil Yardım ve İhbar Hattı” ile ihbarları topladığı ve buna yönelik televizyon duyurularıyla farkındalığı artırdığı belirtildi. Raporda yeni bir eylem planının kabul edilmediği, bir yıl beklediği belirtilirken, “Hükümet yıl boyunca fuhuş talebinin azaltılması konusunda atılan adımlarla ilgili bir bildirimde bulunmamıştır” ifadesi yer aldı.

YENİ TRENDLER VE İNANILMAZ OLAYLAR

Raporda Irak’a değinilirken “Geçen yıl tespit edilen yeni bir trend düzinelerce Endonezyalı kadının Irak’ın Kürdistan bölgesine ev içi hizmetlerde kullanılmak üzere kaçırılmasıydı” denildi. Irak’ta insan ticaretinin “satış” ya da “zorla evlilik” şeklinde daha yaygın görüldüğü belirtilen raporda şöyle denildi:

“Aile üyeleri kadınları ya da kızları olumsuz ekonomik koşullardan, borçlarını ödemek için ya da aileler arasındaki anlaşmazlıkları gidermek için kaçırmaktadırlar. Bazı kadın ve kızlar Irak içinde cinsel istismar amacıyla, geleneksel bir kurum olan geçici evlilik (muta’a) yoluyla kaçakçılığa maruz kalmaktadır. Bu anlaşma altında aile kocadan bir çeyiz kabul etmekte ve evlilik belirli bir dönemden sonra ortadan kalkmaktadır. Aile üyeleri dışındaki kişiler tarafından kaçırılma olaylarında, kadınlar, zorla fuhşa itildiklerinde ya da tecavüze uğradıklarında bunu öğrenen aile bireyleri tarafından töre cinayetlerine kurban gitme riski altında olabilmektedir. Sözlü anlatımlara göre, Iraklı aileler çocuklarını Suriye sınırında, Suriye tarafındaki kaçakçıların onları almaları, Suriye’de sahte belgelerle bir gece kulübü ya da genelevde çalışmaları karşılığında kalabilmeleri için terk ediyorlar.”

KUZEY IRAK’TAKİ KADIN SIĞINMA EVİ YÖNETİCİSİ İNSAN TİCARETİ YAPMIŞ

Raporda, “Etyopya, Endonezya, Nepal ve Filipinler’den kadınlar Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin hakim olduğu alana, istek dışı ev içi kölelik gibi uygulamalar için değişik sözleri verildikten sonra kaçırılmaktadır. Geçen yıl Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nde kadın sığınağında yöneticilik yapan bir kişinin insan ticareti yaptığına ilişkin güvenilir bir rapor bulunmaktadır, kadın sığınağı bu olay sonunda kapatılmıştır” bilgisi yer aldı. Bazı yabancı kadınların Kürdistan Bölgesel Yönetimi bölgesinde güzellik salonlarında çalışmak için işe alındıkları ve fuhşa zorlandıkları dile getirilen raporda, “2008’de düzinelerce Endonezyalı kadın Irak’a güvenlik güçlerinin yardımından uzak bir şekilde tuzağa düşürülerek kaçırılmıştır. Uluslar arası Göç Örgütü bunlardan bir bölümünün kurtulmasına yardım etmiş ve ülkelerine geri göndermiştir” denildi.

KADIN İNSAN TACİRİ DE VAR

Raporda, insan tacirlerinin genellikle erkek olduğu, kimi zaman kadın aile üyelerinin kendi çocuklarının ya da akrabalarının kaçakçılığını yaptığı, Irak hükümetinin insan kaçakçılığına karşı önlem almadığı, bazı Hükümet üyelerinin sorunun farkında olduğu, Irak’ın kuzeyinde de olayın sorun olarak kabul edilmediği ve sivil toplum ve devlet girişimlerine destek azlığı nedeniyle kaçakçılığa karşı mücadelenin tam başarılı olamadığına değinildi.

MOZAMBİK’TE TÜRK İNSAN TACİRLERİ

Raporun Afrika ülkesi Mozambik ile ilgili bölümünde de geçen yıl fakir erkek çocukları “dini eğitim vereceğiz” diye toplayan ve 17 çocuğu alıkoyan, bazılarına tecavüz ettikten sonra çocukların şikayetiyle birlikte konunun yargıya intikal etmesi üzerine hapis ve para cezasına çarptırılan iki Türkle ilgili kaçakçılık örneği de alıntılandı.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!