Güncelleme Tarihi:
ABD eski Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey CNN Türk'ten Hilken Doğaç Boran'a verdiği özel röportajda Suriye'de yaşananlara değinerek bölgede Türkiye'nin üstlendiği önemli rolle ilgili değerlendirmelerde bulundu ve Türkiye'siz bir çözümün mümkün olmadığını dile getirdi.
İŞTE ÖZEL RÖPORTAJDAN SATIR BAŞLARI:
Yakın zamanda “Suriye’de Türkiye olmadan çözüm olmaz” dediniz. ABD ve Türkiye’ye bölgede daha yakın iş birliği çağrısı yaptınız. İki ülke mevcut krizi çözmek için ne yapabilir?
JEFFREY: Öncelikle hepimiz BM’nin 2254. Sayılı kararı kapsamındaki çabalarını desteklemeliyiz. Bu çok önemli. Ayrıca başta İdlib olmak üzere tüm ateşkesleri korumalıyız. Burada TSK unsurları, Suriyeli muhalifler ve 3 milyona yakın yerinden edilmiş kişi var. Esad buraya saldırırsa insani bir kriz patlak verir. Ayrıca bu 3 milyon da dahil olmak üzere tüm sığınmacıları onları kabul edecek bir Suriye’ye geri göndermeliyiz. Esad’ın politikaları burada büyük soruna yol açıyor. Kimyasal silah meselesini çözmemiz, Türkiye’nin güvenlik endişelerini gidermemiz lazım. Güney sınırında birçok noktada bu endişe var. Kuzeydoğu Suriye, BM Güvenlik Konseyi’nin 2254. Sayılı kararı kapsamında kurulacak olan Anayasal Suriye yönetimine geri katılmalı ve Suriye’nin toprak bütünlüğünü ve bağımsızlığını korumalıyız. Bu uzun bir liste ama Türkiye’nin, Arap ülkelerinin, İsrail’in, Avrupa’nın ve BM’nin yardımıyla bunu başarabiliriz. Herkes bu konu üzerinde sıkı çalışma yürütüyor zaten.
SDG’nin elebaşı Mazlum Abdi yakın zamanda ABD komutanlarının kendilerine Türkiye’nin olası bir operasyonuna karşı güvence verdiğini iddia etti. Pentagon sözcüsü John Kirby ise “böyle bir görüşmeden haberim yok” dedi. Bildiğiniz gibi Türkiye SDG’yi terör örgütü kabul ediyor. Bir operasyon olması durumunda ABD’nin SDG’yi koruyacağını düşünüyor musunuz?
JEFFREY: Başkan Biden ve Erdoğan’ın çok iyi bir ilişkisi var. Son görüşmelerinde bu konu da gündeme geldi. Ortak bir yol haritası belirlediler. Türkiye’nin imzalanan ateşkese saygı göstereceğine eminiz. Ben 17 Ekim 2019’da ateşkes konusunda anlaşıldığında oradaydım. Birlikte hem Suriye’nin kuzeydoğusu ve kuzeybatısında hem de BM kapsamındaki çalışmalarımızı yürüteceğiz.
ABD SDG ile DEAŞ tehdidi sebebiyle ortaklık yaptığını söylüyor. Sizce bu tehdit hala sürüyor mu? ABD SDG’ye desteği sürdürmeli mi?
JEFFREY: Bu taktiksel bir çaba. Suriye’ye siyasi yaklaşımımızla hiçbir alakası yok. Buradaki yaklaşımımız BM sürecini takip etmek ve DEAŞ’ı yenmek. DEAŞ Kuzeydoğu’da yenildi ama Fırat civarında rejim güçlerinin kontrolündeki bölgelerde hala yapılanması var. Eğer Kuzeydoğu’da güçlü bir askeri varlık olmazsa 2016’dan önce merkezi olan bu bölgeye geri dönecek. Şu anda bu gücün merkezinde sahadaki ABD askerleri var.
Görünen o ki Suriye meselesi Başkan Biden’ın gündeminde üst sıralarda yer almıyor. Henüz sizden sonra bir Suriye Özel Temsilcisi atamadı. BM süreci dışında Biden hükümetinin Suriye’deki planı nedir? Ülkeden kademeli olarak çekilecekler mi? Yoksa yine bir Afganistan vakası mı göreceğiz?
JEFFREY: Biden hükümetinin üst düzey yetkilileri bize Suriye konusunda artık bir yaklaşım benimsediklerinin teminatını verdi. Şu anda Türk hükümetini bu konuda bilgilendiriyorlar. Bu yaklaşım benim Trump hükümeti döneminde uygulanmasına yardımcı olduğum politikalara benziyor. Sahadaki askerler, DEAŞ ile mücadele, insani yardım sorunlarını çözmek, Esad Rejimi’nin hesap vermesini sağlamak, BM sürecini takip etmek, Kuzeydoğu ve İdlib’in olduğu Kuzeybatı’daki ateşkesleri korumak ve Esad’ın kimyasal silahlara sahip olması sorununu çözmek. Yani her şey var. Biden hükümeti O ya da bu şekilde tüm bu politikaları sürdürecek
Peki siz bu duruşu destekliyor musunuz? ABD Suriye’de kalmalı mı?
JEFFREY: ABD kesinlikle Kuzeydoğu’da asker tutmalı. Bu İran’ı çevrelemek için çok önemli. İran Türkiye, Ürdün, İsrail, Suriye ve diğer ülkeler için tehdit. İran Suriye’den yeni bir Lübnan yaratmaya çalışıyor. Yani bu politikaları yürütmemiz çok önemli; Rusya’ya, İran’a ve günün sonunda Esad Rejimi’ne Türkiye’ninkiler de dahil olmak üzere uluslararası kamuoyunun haklı taleplerine uymaları için baskı yapmalıyız.
Rusya ve İran nüfuzunun arttığına dair defalarca uyarı yaptınız. Hem Orta Doğu’da hem de Karadeniz ve diğer bölgelerde. Sizce Türkiye ve ABD buna karşı birlikte hareket etmeli mi?
JEFFREY: Türkiye ve ABD zaten bunun üzerinde çalışıyor. İnişli çıkışlı bir süreç. Şu anda iş birliği ve koordinasyonun yüksek olduğu bir dönemdeyiz. Avrupa ilişkilerinden sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı yakın zamanda Türkiye’ye gelecek. Türkiye’nin kuzeyindeki bölgeler ve Rusya hakkında görüşmeler yapacak. Dediğim gibi Suriye uzmanımız yakın zamanda Türkiye’ye geldi ve yeni Suriye politikasını anlattı. Yakın zamanda başkanlar tarafından başlatılan bu üst düzey iş birliğinin süreceğine ve çok meyve vereceğine inanıyorum.
ABD ve Türkiye’nin bu konuda iş birliği yaptığını söylediniz. Ama bildiğiniz gibi S-400 ve F-16 / F-35 tartışmaları sürüyor. Sizce bu durum nereye doğru gidiyor? Rusya yakın zamanda S-400’ler için teknoloji transferinin başladığını ve bazı parçaların Türkiye’de üretileceğini açıkladı. Size Türkiye S-400’lerden vazgeçer mi? ABD CATSAA yaptırımlarını geri çeker mi? Ne olur?
JEFFREY: ABD CATSAA (katsa) yaptırımlarını getirdi çünkü hukuk bunu gerektirdi. Bu yaptırımlar aslında oldukça sınırlı. Asıl sorun önemli teknik sebeplerden dolayı Türkiye’de bir Rus hava savunma sistemi bulunması ve bunun 5. nesil F-35 savaş jetleriyle uyumsuz olması. Bu büyük bir sorun ve ne yazık ki çözülemiyor. Türkiye’nin F-16 alma önerisi, ki Türkiye bugüne kadar bunları oldukça başarıyla kullandı, bu sorunu aşmak için bir yol. Ama iki tarafın şu aşamada mutabık kalmadığı bir yol.