Güncelleme Tarihi:
Avrupa Birliği, Belarus’ta 9 Ağustos’ta yapılan cumhurbaşkanlığı seçimini tanımadığını, Aleksandr Lukaşenko’nun seçimi kazandığına yönelik kararı reddettiğini seçimden kısa süre sonra açıkladı.
Belarus yönetiminin muhalefete baskı ve yönetim karşıtı göstericilere şiddet uygulandığını belirten AB yetkilileri, bu ülkeye yaptırım uygulamak istediklerini seçimden sonra birçok kez duyurdu. Konu 21 Eylül’de AB ülkelerinin dışişleri bakanlarını bir araya getirecek Dış İlişkiler Konseyi toplantısında da gündeme gelecek. Dışişleri bakanlarının Rum kesimi nedeniyle bir karar alamayacağı için konunun 24-25 Eylül’de yapılacak AB Liderler Zirvesine taşınması bekleniyor.
AB içinde birçok üyenin yaptırımlara sıcak baktığı, yaptırım listesi hazırlandığı ve bu listeye bugüne kadar yönetimden üst düzey yaklaşık 40 kişinin eklendiği belirtiliyor. Özellikle Litvanya, Letonya, Estonya ve Polonya gibi ülkeler Belarus’a yaptırımlar için bastırıyor.
Ancak seçimlerden bu yana bir aydan uzun zaman geçmesine rağmen AB yaptırım kararını hayata geçiremedi. Bunun nedeninin ise Kıbrıs Rum kesiminin veto tehdidi olduğu ifade ediliyor. Rumların veto tehdidinin gerekçesi ise Türkiye’ye de Doğu Akdeniz’de kısıtlayıcı tedbir uygulanması talebi.
AB’nin en az nüfuslu üyelerinden Kıbrıs Rum kesimi, Belarus’a yaptırımları Türkiye şartına bağlıyor. Rumların "Türkiye’ye de yaptırım uygulanmadıkça Belarus’a yönelik yaptırımları engelleyecekleri" tehdidinde bulunduğu son dönemde Batı basınında sıkça dile getiriliyor.
AB yetkilileri, her ne kadar Belarus ile Türkiye konularının birbirinden çok farklı olduğunu söyleyerek Rumların veto tehdidini açıkça dile getirmese de özellikle AB üzerinde Belarus’a yaptırım baskısının artmasıyla Rumların "şantajı" son dönemde sıkça gündeme gelmeye başladı.
Kararların oy birliğiyle alındığı AB’nin en küçük üyelerinden Rum kesimi, Belarus’a yönelik yaptırımların "üzerinde çalışacaklarını, bunun için de zamana ihtiyaçları olduğunu" belirterek son sözlerini söylemiyor.
AB yetkilileri, Doğu Akdeniz’de gerginliğin düşürülmesi ve Türkiye ile diyalog yollarının aranmasının en uygun seçenek olduğunu sık sık dile getiriyor. Bunun için Almanya’nın Türkiye ile Yunanistan arasındaki diplomasi çabaları AB içinde destek buluyor. Ayrıca, AB üyesi bazı ülkelerin de Türkiye’ye karşı bir tedbir alınmasına sıcak bakmadığı biliniyor.
Oruç Reis gemisinin Antalya Limanı'na dönmesinden sonra Yunanistan’ın diyalog yoluna daha sıcak baktığı ancak Rumların Türkiye’ye yaptırım ısrarından vazgeçmediği görülüyor.