Güncelleme Tarihi:
Belge, Komisyon tarafından yayımlanan 19’uncu rapor olmasına rağmen çekilen fotoğrafa bakıldığında 2005’ten bu yana üyelik müzakeresi yürüten bir ülkeden bahsedildiği sonucuna varmak oldukça zor.
Belgenin ana mesajı, “Türkiye her durumda hukukun üstünlüğünün temel ilkelerinin bir kenara itilmemesine özel özen göstermelidir” olurken en çok kullanılan kelimelerin ‘kaygı’, ‘orantılı olunması’ ve ‘gerileme’ olması dikkat çekiyor.
- ‘ERKEN EVRE’ VURGUSU: AB’nin belirgin gerileme tespit ettiği ve bundan endişe duyduğu öncelikli iki alan medya özgürlüğünün de dahil olduğu ifade özgürlüğü ve yargı. 11 yıldır süren müzakere sürecine rağmen bu iki alanda da Türkiye’nin ‘erken evrede’ olduğu vurgusunun yapılması Ankara açısından çok ciddi bir olumsuzluk. AB, bu alanlarda Türkiye’den sürekli adım talep ediyor. Bu vurgunun metinde yer alması taleplere kulak tıkandığının ya da kaydedilen gelişmelerin tersine çevrildiğinin göstergesi niteliğinde. AB, ifade özgürlüğü alanında bazı yasal düzenlemelerin yapılmasını talep edip medyaya baskıya son verilmesi uyarısı yaparken yargı alanında da yürütmenin rolünün kısıtlanması ve bağımsız işleyiş istiyor.
- ‘SAVAŞ BENZERİ ŞARTLAR’ : Türkiye ile AB arasında son dönemin en önemli tartışma konusu olan Terörle Mücadele Yasası konusunda Brüksel pozisyonunu koruduğunu bu belgede de gösterdi. Yasanın AB müktesebatıyla uyumlu olmadığının altı net şekilde çizilirken hem bu yasanın hem de ceza yasasının Türkiye’nin terörle mücadele kapasitesine zarar vermeyecek şekilde değiştirilmesi talep edildi. Orantılık vurgusu da en çok terörle mücadele kapsamında yapıldı. Bu konu başlığındaki en çarpıcı vurguyu ise “Bazı bölgelerde savaş benzeri şartlar geçerli oldu” ifadeleri oluşturdu.
- KÖTÜ MUAMELE VE İŞKENCE İDDİALARI: AB, kötü muamele ve işkence konusuna uzun süredir olumsuz şekilde değinmemiş, yıllardır iyileşmeden bahsetmişti. Son raporla birlikte bu söylem de son buldu. Gerek Güneydoğu’daki durum nedeniyle gerekse darbe girişimi sonrasında kötü muamele ve işkence iddialarının arttığı, bu iddiaların etkili şekilde araştırılmadığı metne yansıtıldı.
- ‘HEMEN KINADIK’ MESAJI: AB’nin darbe girişimine ilişkin tespitleri de metinde geniş yer buldu. AB, konuyla bağlı hemen her açıklamasında yer verdiği, “AB, Türk demokrasisine doğruda saldırı olan darbe girişimini güçlü şekilde ve derhal kınadı” mesajını raporda da yineledi. ‘Gülen hareketi’ ifadesini kullanmaya devam eden AB, darbe girişimini kimin yaptığına ilişkin açık pozisyon almamayı tercih etti. Bu konuda, hükümetin darbe girişiminin sorumluluğunu ‘Gülen hareketine’ yüklediği ifade edilmekle yetinildi.
- MÜLTECİ ÖVGÜSÜ: Olumsuzlukların hakim olduğu raporda, Türkiye’nin ender biçimde övüldüğü neredeyse tek alan, Suriye krizi bağlamında mültecilere yönelik olarak izlenen politika oldu.