Güncelleme Tarihi:
Avrupa Birliği (AB), yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla mücadelede üyelerinin sağlık sistemlerinin yetersizliği ve hantal karar alma mekanizmaları gibi sebeplerle ortaya koyduğu başarısızlığı, aşı geliştiren firmalardan milyarlarca doz aşı alarak geride bırakmak istiyor.
2019'un sonunda Çin'de ortaya çıkan ve kısa sürede tüm dünyaya yayılan Kovid-19 virüsü, Avrupa ülkelerinin birçoğunu ağır şekilde etkiledi. Fransa, İspanya, İngiltere, İtalya, Belçika gibi ülkelerde hızla yayılan hastalık nedeniyle Avrupa salgının merkezi ilan edildi.
Birçok AB ülkesinde kısa sürede binlerce kişi hayatını kaybetti. Yaşlı nüfusa sahip bu ülkelerde sağlık sistemlerinin yetersizliği ölümlerin artmasına yol açtı. Buna AB karar alma mekanizmalarındaki hantallık da eklenince kriz derinleşti. AB'nin üye ülkelere destek sağlamada "hantal ve gönülsüz" bir görüntü sergilemesi de 27 üyeli birliğe ağır eleştiriler yapılmasına yol açtı.
Almanya ve Fransa sağlık malzemesi ihracatına kısıtlamalar getirirken Avusturya, Çekya gibi ülkeler AB kurumlarına etkisiz kaldıkları için eleştiriler yöneltti.
Birlik üyelerinin 2020'nin bahar aylarındaki ilk dalgada birbirlerine sınırlarını kapatarak serbest dolaşımı öngören Schengen sistemini fiilen askıya alması, sağlık personeli ve malzemesine acil ihtiyaç duyan ülkelere yardım gönderilmemesi gibi etkilerle "AB'nin temelini oluşturan dayanışma" ilkesi sadece sözde kalmış oldu. İtalya'ya ihtiyaç duyduğu sağlık malzemesinin Çin'den gelmesiyle Avrupa ülkeleri ve AB kurumları ayıplandı, İtalyan yetkililer AB'ye olan isyanlarını dile getirdi.
Sağlık politikalarını belirlemede bağımsız hareket eden Avrupa ülkeleri aylar süren sıkı kısıtlamalarla 2020 yazına doğru salgında rahat bir nefes aldı. İlk dalganın ağır hasarla geride kalması ve aşı geliştirme çalışmalarında ilerlemeler sağlanmasıyla AB harekete geçti. AB Komisyonu, üye ülkeler adına aşı geliştiren şirketlerle görüşmeler yapmaya başladı.
Komisyon, bugüne kadar 6 firmayla yaklaşık 2,3 milyar doz aşı alabilecek şekilde sözleşmeler yaptı. Birlik, opsiyonlar dahil olmak üzere BioNTech-Pfizer ile 600 milyon, AstraZeneca ile 400 milyon, Sanofi-GSK ile 300 milyon, Johnson and Johnson şirketiyle 400 milyon, CureVac ile 405 milyon, Moderna ile 160 milyon doz aşı almak için sözleşme imzaladı.
AB ayrıca Novavax ile 200 milyon doz, Valneva ile 60 milyon doz aşı alımı hakkındaki ön görüşmeleri tamamladı ancak henüz sözleşmede imza aşamasına gelinmedi.
AVRUPA AŞILAMADA AĞIR İLERLİYOR
Kasım 2020'de Kovid-19 aşıların geliştirilmesiyle salgından çıkış için umut ışığı doğdu. İlk olarak Almanya'da yaşayan Türk bilim insanları Uğur Şahin ve Özlem Türeci'nin BioNTech firmasının ABD'li ilaç şirketi Pfizer ile geliştirdiği aşının virüse karşı korumada etkili olduğu açıklandı. Ardından yine Amerikalı Moderna ve İngiltere'deki Oxford Üniversitesi ile AstraZeneca'nın ürettiği aşılarının etkinliği duyuruldu.
Bu aşıların AB ülkelerinde kullanımı için AB Komisyonunun onayı gerekiyordu. Birlik bu kez de aşıların onay sürecinde geç kalmakla eleştirildi. Çünkü ABD ve İngiltere'de BioNTech-Pfizer aşısına onay kısa sürede çıkmış ve aşılamalar başlamıştı.
Eleştiriler üzerine AB'nin ilaç düzenleyicisi Avrupa İlaç Ajansı (EMA) da değerlendirme sürecini öne çekerek 21 Aralık 2020'de aşıya onay verilmesi için tavsiye kararı aldı. Bunun ardından onayı vermesi gereken AB Komisyonu saatler içinde tavsiye kararını onayladı. Onayın ardından aşıların dağıtımı başladı ve 27 Aralık'ta aşılamaların AB ülkelerinde başladığı duyuruldu. Moderna'nın aşısı da 6 Ocak'ta onay sürecini tamamlayarak kullanıma sunuldu.
Ancak AB ülkeleri şimdi de aşılama süreci yavaş ilerlediği için eleştiriliyor. Her ülkeye gönderilecek doz miktarı nüfusuna göre belirleniyor. Gönderilen aşıların halka nasıl ve ne zaman uygulanacağına üyeler karar veriyor.
İsrail nüfusunun yüzde 22'sini, Birleşik Arap Emirlikleri yüzde 14,1'ini, İngiltere yüzde 4,2'sini, ABD yüzde 2,8'ini aşılamışken AB ülkelerinin çoğunda bu oran yüzde 1'in altında seyrediyor. Salgından en fazla etkilenen ülkelerden İtalya'da aşılama oranı yüzde 1,3, İspanya'da yüzde 1, Almanya'da yüzde 0,8, Slovenya'da yüzde 1,2 düzeyinde.
En yüksek aşılama oranı 13 Ocak itibarıyla yüzde 2 ile Danimarka'da, en düşük oran on binde 7 ile Belçika'da görülüyor. Fransa'da nüfusun binde 3'ü, Polonya'da binde 8'i, Macaristan'da binde 9'u aşılandı.
AB ÜLKELERİNDEKİ VAKA VE ÖLÜMLER TOPLAM SAYILARIN 5'TE BİRİ
Dünya genelinde 13 Ocak itibarıyla 92 milyonun üzerinde Kovid-19 vakası ve 1,97 milyondan fazla ölüm kaydedildi.
AB ülkelerindeki 17,4 milyon civarında vaka sayısı ve 410 bine yakın ölüm ise bu sayıların yaklaşık 5'te birini oluşturdu. Oysa dünya genelindeki 7,8 milyar nüfus içinde AB ülkelerinin payı 450 milyon ile yüzde 5,7.
AB ülkeleri arasında en fazla vaka 2,8 milyonla Fransa'da, 2,3 milyonla İtalya'da, 2,1 milyonla İspanya'da, 2 milyonla Almanya'da ve 1,4 milyonla Polonya'da görüldü.