AB ile Türkiye ayrı telden çalıyor
Güncelleme Tarihi:
Türkiye-AB Ortaklık Konseyi’nin 53’üncü toplantısı dün Brüksel’de Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, AB Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır, AB Komisyonu’nun genişlemeden sorumlu üyesi Johannes Hahn ve AB dönem başkanı Letonya’nın Dışişleri Bakanı Edgars Rinkevics’in katılımıyla yapıldı. Türkiye, 14 başlığın Kıbrıs sorunu nedeniyle açılmamasından şikâyet etti. AB’nin yolsuzluk konusundaki eleştirilerine karşı Türk tarafı da ‘Paralel Yapı’yla mücadeleye işaret etti.
Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki en yüksek karar organı olan Ortaklık Konseyi’nin 53’üncü toplantısı, taraflar arasında müzakere sürecinin odağında yer alan ana konuların önemli bölümünde frekansların birbirini tutmamayı sürdürdüğünü bir kez daha ortaya koydu. Türkiye adına Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile AB Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır’ın katıldığı toplantıya sunulan tarafların ortak tutumlarında öne çıkan vurgular şunlar:
Müzakere süreci
AB: Türkiye’nin siyasi ve ekonomik reformlarında AB çapa olmayı sürdürmeli. Türkiye açılış kriterlerinin gereklerini yerine getirerek ve yükümlülüklerine saygı göstererek müzakereleri hızlandırabilir.
Türkiye: Maalesef müzakerelerin hızı umut verici değil. 14 başlık Kıbrıs sorunuyla bağlantılı olarak bloke edilmiş durumda. Süreci canlandırmaya hazırız ancak bunun için siyasi blokajların mümkün olan en kısa zamanda kaldırılması gerekiyor.
Yolsuzluk
AB: Yolsuzluk endişe konusu olmayı sürdürüyor. Aralık 2013’teki yolsuzluk suçlamalarına hükümetin yanıtı yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı konusunda ciddi şüphelere neden oldu ve siyasi muhalefete, kamu protestolarına ve eleştirel medyaya yönelik artan tahammülsüzlüğü gösterdi.
Türkiye: Hem içeride hem dışarıda yolsuzlukla kararlı şekilde mücadele sürüyor. Yolsuzluk suçlamalarıyla ilgili olarak ülkenin devlet içindeki paralel bir yapıyla mücadelede olağanüstü bir dönemden geçtiği dikkate alınmalı.
Yargı
AB: AB, yürütmenin yargıya usulsüz müdahalesinden, önemli yasal düzenlemelerde tüm paydaşlara danışılmadan sıkça yapılan değişikliklerden ve bilgiye erişime yönelik kısıtlamalardan endişe duyuyor.
Türkiye: Yargı sisteminin kredibilitesi her zaman hükümetin öncelikleri arasında yer aldı. Tarafsız ve bağımsız bir adalet sisteminin hukukun üstünlüğünün ana direği olduğuna inanıyoruz.
Basın özgürlüğü
AB: Medya özgürlüğü temel değerdir. AB internet yasasındaki değişikliklerden, medya özgürlüğüne ilişkin kısıtlamalardan, internet sitelerine erişim konusundaki sık ve orantısız yasaklardan, Cumhurbaşkanı’na hakaret iddiasıyla açılan davalardan ve terörle mücadele yasasının geniş yorumlanmasından endişe duyuyor.
Türkiye: Bu özgürlük anayasal güvence altında. 5 ulusal gazeteden günlük tirajları yaklaşık 2 milyona yaklaşan 4’ü muhalefeti destekliyor. Köşe yazarlarının üçte ikisi hükümeti özgürce eleştiriyor. Yeni internet yasası bireysel haklarla özel hayatın korunması ve ifade özgürlüğü arasındaki dengeyi koruyor. Cumhurbaşkanı’na hakaret davaları açık iftira ve hakaret olduğunda açılıyor.
Kolluk güçleri
AB: Gösteriler sırasında sıkça aşırı güç kullanımı endişe konusu olmayı sürdürüyor.
Türkiye: Kolluk güçlerinin aşırı güç kullanmasına müsamaha etmiyoruz.
Kıbrıs
AB: Türkiye sürekli tekrarlanan çağrılara karşın Ek Protokol’ü ayrımcılık yapmaksızın uygulamıyor. Kıbrıs Cumhuriyeti’yle ilişkileri normalleştirme doğrultusunda ilerleme sağlamadı. Tüm üye ülkelerin tanınması katılım sürecinin gerekli bir unsuru:
Türkiye: Kıbrıs sorununa kapsamlı siyasi çözüm bulunmadan Türkiye’nin Kıbrıs Rum tarafına yönelik tutumunda değişiklik olmayacak. “Kıbrıs Cumhuriyeti’yle ilişkilerin normalleştirilmesi” ifadesi temel bir kusurdan muzdarip. Kıbrıs Rum Yönetimi adanın tamamını temsil etmiyor.
HAHN: 17’NCİ BAŞLIK AÇILABİLİR
Ortaklık Konseyi sonrasında düzenlenen basın toplantısında konuşan AB Komisyonu’nun Avrupa Komşuluk Politikası ve Genişleme Müzakerelerinden Sorumlu Üyesi Johannes Hahn, ekonomik ve parasal politikayla ilgili 17 numaralı başlığın çok yakında açılabileceğini söyledi. Komisyon’un bu konudaki iç çalışmalarını tamamladığını ifade eden Hahn, mayıs sonu ya da haziran başında konunun AB Konseyi’ne iletileceğini belirtti. Bu başlık daha önce Fransa tarafından bloke ediliyordu. Başlığın açılması için Rum Kesimi’nin de sorun çıkarmaması gerekiyor.
DİYALOG PATLAMASI
Türkiye ile AB arasındaki süreç yavaşlasa da son dönemde taraflar arasında hemen her alandaki diyalogda belirgin bir artış yaşanıyor. Daha önce oluşturulan siyasi diyalog mekanizması özellikle Türkiye’nin bölgesinde yaşanan gelişmeler ışığında önemini artırdı. Buna yüksek düzeyli ekonomik diyalog mekanizması ekleniyor. Terörle mücadele konusunda diyaloğun geliştirilip işbirliğinin artırılması her iki tarafın da hedefi.