Güncelleme Tarihi:
UZUN süredir düşük performansta devam eden ve sözlerin bir türlü eyleme geçirilememesi nedeniyle somut herhangi bir ilerlemenin kaydedilemediği AB–Türkiye ilişkileri açısından ‘test’ niteliğinde kritik bir haftaya girildi. AP, Hollandalı parlamenter Kati Piri tarafından hazırlanan Türkiye Raporu’na son halini verecek. Raporun onaylanmasından iki gün sonra ise yaklaşık dört yıldır toplanamayan Ortaklık Konseyi, 15 Mart’ta Brüksel’de yapılacak. Türkiye’yi Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun temsil edeceği ve ilişkilerin tüm boyutlarıyla masaya yatırılacağı toplantıda AB kanadına ise Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini başkanlık edecek. Gerek AP raporu gerekse Ortaklık Konseyi taşıdıkları gerginlik potansiyeliyle dikkat çekiyor.
AP’nin Türkiye Raporu’nda Ankara’nın tepkisini çeken çok sayıda unsur olsa da müzakerelerin resmen askıya alınması çağırısı ‘bardağı taşıran’ nitelikte bir vurgu olarak değerlendiriliyor. Bu vurgunun metinden çıkma ihtimali ise yok. Resmi askıya alma önerisi içeren metin geçen ay AP Dışişleri Komisyonu’ndan (AFET) geçtikten sonra Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, müzakerelerin resmen askıya alınması çağrısının kesinlikle kabul edilemez olduğu belirtilmişti.
Gelinen aşamada ise AP’deki en büyük siyasi grup olan Avrupa Halk Partisi (EPP), ‘müzakerelerin resmen askıya alınması’ önerisinin yerine ‘müzakerelerin sona erdirilmesi’ çağrısını yerleştirme peşinde. AP’de 13 Mart’ta yapılacak oylamada aşırı sağ ve popülistlerden de destek alması beklenen bu değişikliğin gerçekleşmesi halinde Türkiye’nin çok daha sert tepki vermesine kesin gözüyle bakılıyor.
TUTUM BELGESİ
AB ülkeleri ne müzakerelerin askıya alınmasına ne de bitirilmesine destek veriyor. Bu pozisyonda olan ve bunu net şekilde ortaya koyan tek ülke Avusturya. Toplantıya ilişkin AB tutum belgesinde, Türkiye’nin adaylığı ve ilişkilere verilen önem teyit edilse de müzakere sürecinin geleceğine yönelik olumlu perspektif sunan içerik olmaması Ankara’nın tepki vermesini kaçınılmaz kılıyor. Son dönemde Ankara’yı rahatsız eden unsurlar arasında AB’nin özellikle kendi çıkarına olan göç, güvenlik ve enerji gibi konuları öne çıkaran ancak Türkiye’nin öncelikli gördüğü vize muafiyeti ve gümrük birliği güncellemesi konularında esneklik göstermeyen tavrı da yer alıyor. Müzakere süreci ise Türkiye’deki insan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğü alanlarındaki durumun da etkisiyle AB’nin unutulmaya terk ettiği bir konu durumunda.