Güncelleme Tarihi:
MERKEZİ Almanya’nın başkenti Berlin’de bulunan düşünce kuruluşu Avrupa İstikrar Girişimi (ESI), Viyana merkezli Erste Vakfı desteğiyle yürüttüğü “Avrupa Dönüşüm ve Genişleme Projesi” kapsamında yeni bir Türkiye raporu yayınlandı. Beş yıl önce İç Anadolu’daki girişimcileri “İslami Kalvinistler” diye niteleyen ve Türkiye’de de tartışılan bir rapor yayınlayan örgüt, son raporunda, AB-Türkiye ilişkilerinin “feci bir bozguna” doğru ilerlediği yönündeki yorumları yalanladı. Raporda özetle şunlar savunuldu:
- Genel kanının aksine müzakerelerde bir “tren kazası” yaşanma riski asgari düzeyde. Katılım treninin raydan çıkması ne Türkiye’nin, ne de AB’nin çıkarına.
- Türkiye’nin AB tarafından ayrımcılığa uğratıldığı algısı büyük ölçüde asılsız. Nesnel ölçütler Türkiye’nin katılım koşullarını henüz karşılamadığını gösteriyor. Son on yılda iyileşse de insan hakları sicili Avrupa standartlarının altında. İfade özgürlüğüne kısıtlamalar, cezaevindeki çocuklar ve kadınların durumu da ciddi endişeler.
- AB’nin Türkiye aleyhine ayrımcılık yaptığı alan, vizesiz seyahat. Batı Balkan ülkelerine verilen vizesiz seyahat için yol haritası Türkiye’ye verilmedi. Bunun yapılması, AB’nin geleceğe dair entegrasyon perspektifini sıradan Türk vatandaşlarına da kanıtlayacaktır. Katılım sürecinde vize meselesi bir viagra işlevi görebilir. Bu durumda hem AB, hem Türkiye kazanır.
Nikâh tamam ama çift mutlu mu
- Türkiye ile AB arasında bugünkü ilişki bir Katolik nikâhı. Boşanma iki taraf için de bir seçenek değil. Tek soru, çiftin mutlu olup olmadığı. Türkiye ve AB üyelerinin büyük çoğunluğu açısından tek “özel ortaklık” tipi, açık uçlu bir müzakere süreci.
- Müzakerelerin kesilmesi veya askıya alınması için Türkiye’nin veya AB’nin masadan kalkması gerekiyor. Türkiye’de ciddi bir siyasi kayma olmazsa ilk seçenek hiç muhtemel değil. AB’deki Türkiye karşıtlarının müzakereleri kesme gücünün olmaması da ikinci seçeneği imkansız kılıyor.