Güncelleme Tarihi:
AB’nin Dışişleri ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini ve AB Komisyonu’nun Genişleme Müzakerelerinden Sorumlu Üyesi Johannes Hahn tarafından temsil edileceği toplantı, ilişkilerde ‘somut adımlar’ atılabilmesi ve bazı netlik ayarları yapılabilmesi için önemli bir fırsat olarak görülüyor.
AVRUPA Birliği ile Türkiye arasında yarın Ankara’da yapılacak Yüksek Düzeyli Siyasi Diyalog Toplantısı, Ankara ile Brüksel arasında son dönemdeki en kritik buluşmalardan biri olacak. AB ile ilişkileri normalleştirme ve özellikle müzakere sürecini rayına oturtma isteği içinde olan Ankara’nın beklentileri ile Brüksel’in beklentileri arasındaki farklılıklar ise sürüyor. AB’nin Dışişleri ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini ve AB Komisyonu’nun Genişleme Müzakerelerinden Sorumlu Üyesi Johannes Hahn tarafından temsil edileceği toplantı, ilişkilerde ‘somut adımlar’ atılabilmesi ve bazı netlik ayarları yapılabilmesi için önemli bir fırsat olarak görülüyor.
ÜYELİK MÜZAKERELERİ: Türkiye üyelik müzakerelerinin canlandırılmasından yana ancak AB, bu talebe soğuk bakmayı sürdürüyor. AB’nin kısa vadede üyelik müzakerelerinde ilerleme yönünde taahhüt altına girmesi beklenmiyor. Türkiye’nin son dönemde üyelik müzakerelerinin resmen sona erdirilmesine yönelik açıklamalardan duyduğu rahatsızlığı gündeme getirip AB’den bu konuda net mesaj istemesi bekleniyor. İNSAN HAKLARI: AB, hukukun üstünlüğü, insan hakları ve demokrasi alanlarında son yıllarda yaşanan olumsuz eğilimin tersine çevrilmesi yönündeki beklentisini bir kez daha dile getirecek. Türkiye ise bazı reformlar üzerinde çalışıldığı ve bu çalışmaları uygulamanın izleyeceği mesajını iletecek.
GÜMRÜK BİRLİĞİ: Türkiye, gümrük birliğinin modernize edilmesinin her iki taraf için de kazan-kazan durumu yaratacağı görüşünde ve bu adımın bir an önce atılmasını istiyor. AB tarafında ise süreci bloke eden ülkelerle ilişkilerin normalleşme sürecine girilmesine rağmen, pozisyon değişikliği yok.
VİZE MUAFİYETİ: Türkiye vize muafiyeti için gerekli şartların karşılanmasına yönelik çalışmaları sürdürüyor. AB, bazı alanlarda ilerleme kaydedildiğini tespit etmekle birlikte kalan kriterler karşılanmadan adım atma niyetinde değil.
GÖÇ: İki taraf da mülteci krizi odaklı 18 Mart mutabakatının tam olarak uygulanmasına devam edilmesinden yana. Bu konuya ilişkin sorun ise tarafların ‘tam olarak uygulama’ konusundaki önceliklerinin farklı olması. AB kanadı göçün kontrol altında tutulmasını öne çıkarırken Türkiye, mutabakatta yer alan diğer unsurları odağa yerleştirmiş durumda.