AB dönem başkanlığı Çek Cumhuriyeti'ne geçiyor
Güncelleme Tarihi:
A.A.
Oluşturulma Tarihi: Ocak 01, 2009 00:00
AB dönem başkanlığını gece yarısı Fransa'dan devralacak olan Çek Cumhuriyeti, 6 aylık görev süresinde Avro Bölgesine dahil olmamasının beraberinde getireceği zorluklarla mücadele edecek.
AB içinde birçokları tarafından Brüksel'den çok Washington'a yakın olmakla suçlanan Çek Cumhuriyeti, özellikle küresel finansal krizle ilgili yaklaşımlarda AB içinde birlik ve bütünlüğü sağlamakta zorlanacak.
Dönem başkanlığı görevini devretmeye hazırlanan Fransa, küresel finansal krizde birlik içindeki ve dünyadaki ağırlığı yanında Avro Bölgesinin kurucu üyesi olması sayesinde çok daha aktif ve iddialı bir yaklaşımla AB politikalarını yönlendirebilmişti.
Fransa'nın sahip olduğu tüm bu avantajlardan yoksun olan Çek Cumhuriyeti ise ABD'de George Bush yönetiminin aksine yeni başkan seçilen Barack Obama'nın AB başta olmak üzere dünyadaki diğer önemli güçlerle yakın işbirliğini tercih etmesi durumunda Washington'la yakın ilişkileri sayesinde ön plana çıkmayı umuyor.
Çek Cumhuriyeti bu kapsamda, Obama'yı AB liderleriyle gayrı resmi bir zirve için Prag'a davet edeceğini açıklamıştı.
AB üyelerinin farklı ekonomik çıkarları, küresel finansal krizde politikalarda ayrışmayı da beraberinde getiriyor. Avro Bölgesinin dışında kalan AB üyeleri daha çok döviz ve mali piyasaları kontrol altında tutmak konusunda sıkıntı yaşarken, avro kullanan ülkelerden İspanya'nın emlak sektörüne ve turizme bağımlılığı sanayisi güçlü Almanya'da yerini dış talebe bırakıyor.
Öte yandan Almanya, küresel krizde "herkesin başının çaresine bakmasını" isterken Fransa, AB'nin ve IMF gibi uluslararası kuruluşların ekonominin yönetimi ve denetiminde yeni yetkilerle güçlendirilmesini talep ediyor. Avrupa Merkez Bankası'nın bağımsızlığına özel önem veren Almanya, bunu aşındırmak isteyen Fransa'yla sık sık karşı karşıya geliyor.
Akdeniz İçin Birlik projesini hayata geçiren Fransa gibi AB'nin Azerbaycan, Ermenistan, Gürcistan, Ukrayna, Moldova ve Belarus'u kapsayan Doğu Ortaklığı inisiyatifine önderlik isteyen Çek Cumhuriyeti, mart ayında söz konusu 6 ülkeyle AB liderlerini Prag'a davet edecek.
Bu arada Çek Cumhuriyeti görev süresince Türkiye ile 2 fasılda daha müzakereleri başlatmayı planlıyor. Diplomatik kaynaklar, bu dönemde açılması en muhtemel 2 faslı vergilendirmeyle sosyal politika ve istihdam olarak sıralıyor.
Dönem başkanlığı görevini devretmeye hazırlanan Fransa, küresel finansal krizde birlik içindeki ve dünyadaki ağırlığı yanında Avro Bölgesinin kurucu üyesi olması sayesinde çok daha aktif ve iddialı bir yaklaşımla AB politikalarını yönlendirebilmişti.
Fransa'nın sahip olduğu tüm bu avantajlardan yoksun olan Çek Cumhuriyeti ise ABD'de George Bush yönetiminin aksine yeni başkan seçilen Barack Obama'nın AB başta olmak üzere dünyadaki diğer önemli güçlerle yakın işbirliğini tercih etmesi durumunda Washington'la yakın ilişkileri sayesinde ön plana çıkmayı umuyor.
Çek Cumhuriyeti bu kapsamda, Obama'yı AB liderleriyle gayrı resmi bir zirve için Prag'a davet edeceğini açıklamıştı.
AB üyelerinin farklı ekonomik çıkarları, küresel finansal krizde politikalarda ayrışmayı da beraberinde getiriyor. Avro Bölgesinin dışında kalan AB üyeleri daha çok döviz ve mali piyasaları kontrol altında tutmak konusunda sıkıntı yaşarken, avro kullanan ülkelerden İspanya'nın emlak sektörüne ve turizme bağımlılığı sanayisi güçlü Almanya'da yerini dış talebe bırakıyor.
Öte yandan Almanya, küresel krizde "herkesin başının çaresine bakmasını" isterken Fransa, AB'nin ve IMF gibi uluslararası kuruluşların ekonominin yönetimi ve denetiminde yeni yetkilerle güçlendirilmesini talep ediyor. Avrupa Merkez Bankası'nın bağımsızlığına özel önem veren Almanya, bunu aşındırmak isteyen Fransa'yla sık sık karşı karşıya geliyor.
Akdeniz İçin Birlik projesini hayata geçiren Fransa gibi AB'nin Azerbaycan, Ermenistan, Gürcistan, Ukrayna, Moldova ve Belarus'u kapsayan Doğu Ortaklığı inisiyatifine önderlik isteyen Çek Cumhuriyeti, mart ayında söz konusu 6 ülkeyle AB liderlerini Prag'a davet edecek.
Bu arada Çek Cumhuriyeti görev süresince Türkiye ile 2 fasılda daha müzakereleri başlatmayı planlıyor. Diplomatik kaynaklar, bu dönemde açılması en muhtemel 2 faslı vergilendirmeyle sosyal politika ve istihdam olarak sıralıyor.