AB Bakanı Bozkır'dan Rum parlamenterlere manidar cevap
Güncelleme Tarihi:
Avrupa Birliği Komisyonu’nun Avrupa Komşuluk Politikası ve Genişleme Müzakerelerinden Sorumlu Üyesi Johannes Hahn’ın, son günlerde münhasır ekonomik bölge (MEB) tartışmalarıyla yeniden ısınan ve Ankara’ya sürekli eleştirilmesine neden olan Kıbrıs konusunda ilk mesajı çok net oldu. Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu (KPK) toplantısında konuşan Hahn, “Siyasi açıdan şunu da göz ardı etmek naiflik olur, biz Kıbrıs sorununu çözemezsek üyelik de olmayacaktır. Bu böyledir” dedi. AB Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır ise toplantıda sürekli Kıbrıs konusunu gündeme getiren Rum parlamenterlere manidar bir yanıt verdi. Bozkır, Rum tarafının reddettiği Annan Planı'nda bu meselenin de çözüme kavuşturulduğunu hatırlattı ve "Bu planı siz reddettiniz. Şimdi kuzeydeki Türk, güneydeki Yunan askerleriyle mutlu şekilde yaşıyorsunuz” dedi.
Herkesin bildiği ancak özellikle Komisyon’un mesaj verirken doğrudan yerine dolaylı bir dil kullanmayı tercih ettiği bir konuda Hahn’ın verdiği bu mesaj, Rumların yoğun çabasıyla AB içinde son günlerde Türkiye aleyhine oluşan olumsuz tablonun ruhuyla uyumlu olmasıyla dikkat çekti.
Taraflara soruna çözüm bulunması için katkı sağlama ve tırmandırma yerine yumuşamayı tercih etme çağrısı yapan Hahn, kendisinin de yapabileceği her katkıyı sağlayacağını söyleyerek, “Avantajları öylesine önemli ki çözmek hepimizin lehine” dedi.
Kıbrıs konusunda açık mesaj vermenin önemli olduğuna dikkat çeken Hahn, konuya yarın Avrupa Parlamentosu’nda düzenlenecek oturumda da değineceğini belirterek, “Türkiye’nin Kıbrıs’ın MEB’deki egemenlik haklarına saygı duymasını, itidal göstermesini, daha fazla ayrılık yaratacak her tür açıklama ve eylemden kaçınmasını bekliyoruz” dedi.
Tarafların gerilimi düşürerek yapıcı şekilde davranmalarının da önemine vurgu yapan Hahn, adadaki görüşmelerin yeniden başlatılması amaçlı çabalara destek verdiklerini ifade etti.
"NEDEN GÜNDEME GETİRMİYORSUNUZ?"
AB Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır ise adadaki Türk askerlerinin varlığından yakınan bir Rum parlamentere Türk askerlerinin sayısının 600’lere düşürülmesinin öngörüldüğü Annan Planı’nı Rum Kesimi’nin reddettiğini hatırlatarak, “Adadaki Türk askerlerinden bahsediyorsunuz hama Yunan askerlerine hiç değinmiyorsunuz. Bu planı siz reddettiniz. Şimdi kuzeydeki Türk, güneydeki Yunan askerleriyle mutlu şekilde yaşıyorsunuz” dedi.
Elli yıllık geçmişi bulunan sorunun sadece bir tarafı suçlayarak çözülemeyeceğini belirten Bozkır, “AB Konseyi'nin (KKTC'ye) doğrudan ticaret ve mali yardım kararları da var. Bunları neden gündeme getirmiyorsunuz? AB Konseyi'nin bir kararını beğenip diğerini beğenmiyorsunuz" dedi.
Türkiye’nin KKTC’yi arka bahçesi olarak gördüğü iddialarının gerçeği yansıtmadığını belirtip son AB Zirvesi’ne katılamayan Rum lider Nikos Anastasiadis’i Yunanistan Başbakanı Antonis Samaras’ın temsil ettiğini hatırlatan Bozkır, “Berlin Duvarı’nın yıkılışının 25'inci yıldönümü kutlanırken Kıbrıs adasının bir hatla ikiye bölünmüşlüğünün sürmesi utanç verici” dedi.
'ŞÜPHE DUYULMAMALI'
Gidilecek yolun uzun olmasına karşın hedefin değişmediğini, Türkiye’nin Avrupa perspektifinden şüphe duyulmaması gerektiğini kaydeden Hahn, “Türkiye, AB için kilit önemde ve stratejik bir ortak” dedi.
Geçen yıl aralık ayında hükümetin yolsuzluk suçlamalarına verdiği yanıtın yargının bağımsızlığı ile tarafsızlığı ve kuvvetler ayrılığı konusunda ciddi endişelere neden olduğunun altını çizen Hahn, “Sosyal medyaya yönelik kapsamlı yasaklamanın da dahil olduğu ifade özgürlüğü ve toplanma hakkı alanındaki kısıtlayıcı yaklaşımdan üzüntü duyuyoruz” ifadelerini kullandı.
Hukukun üstünlüğü ve temel özgürlükler alanındaki reformların Avrupa standartlarını izlemesinin güvence altına alınmasını sağlamak amacıyla hem ülke içinde hem de AB’yle etkili bir diyaloğa girilmesine ihtiyaç olduğunun altını çizen Hahn, AB üyelerine de yargı ve temel haklarla ilgili 23 ve adalet, özgürlük ve güvenlikle ilgili 24 numaralı başlıklara ilişkin açılış kriterlerinin belirlenmesi çağrısını yineledi. Hahn, “Komisyon, bu iki başlıkta mümkün olan en kısa zamanda müzakerelerin açılmasının hem Türkiye’nin hem de AB’nin çıkarına olduğu görüşünde” dedi.