70 milyon Müslüman’ı Avrupa’da istemiyor
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Aralık 02, 2010 00:00
WikiLeaks internet sitesine yüklenen 2007 tarihli gizli bir ABD Dışişleri belgesine göre Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy, “70 milyon Müslüman’ın Avrupa’ya getirilmesini” istemediği için Türkiye’nin AB üyeliğine karşıymış.
TÜRK bayrağı renklerinde ışıklandırılmış Eyfel Kulesi’ni görmemek için uçağının rotasını değiştirdiği ortaya çıkan Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin Türkiye karşıtlığı hakkında bir belge daha yayınlandı. WikiLeaks internet sitesi ABD Dışişleri’ne ait olan ve birçoğu gizlilik açısından sınıflandırılmış 251 bin 287 adet belgeyi parça parça yayınlamaya devam ediyor. Önceki gece siteye yüklenen, ABD’nin Paris Büyükelçiliği kaynaklı ve “hizmete özel” damgalı belge de bunlardan birisi. Amerikalı diplomatlar bu belgede, Sarkozy ile 6 Haziran 2007’de, Almanya’nın Heiligendamm kentinde yapacağı görüşme öncesi ABD Başkanı George W. Bush’a önbilgi veriyor. Bu konuda belgede aynen şu ifadeler var:
(...) Sarkozy’nin Türkiye’nin AB’ye girişine muhalefet ettiği biliniyor ve bu muhalefet sarsılmaz. Bu, Sarkozy’nin dış politikasının belirleyici birkaç unsurundan biri. Türkiye’yi AB’ye taşımanın stratejik önemi hakkındaki argümanımızı duydu, fakat Türkiye’yi dışarıda tutmanın sonuçları ne olursa olsun, 70 milyon Müslüman’ı Avrupa’ya taşıyarak Fransa’nın hassas göçmen sorununu kızıştırmaya ve kimliğini daha da silikleştirmeye karşı çıkıyor (Kendisinin argümanı “Türkiye Avrupa’da değil Küçük Asya’dadır” olsa da, durum bu).
Başkan Bush, herşeye rağmen Sarkozy’i, Türkiye’ye kapıyı erken veya dramatik biçimde kapatmamaya ikna etmeye çalışmalı. Zira bu aşamada bir karar almamak, Türkiye’nin iç reformlarının kesintisiz sürmesi için vazgeçilmez olan katılım müzakerelerinin sürmesini sağlayacaktır.
İlk kez din faktörü ön planda
Sarkozy’nin Türkiye’ye karşı tutumunda “Müslümanların” oynadığı rol ilk kez resmi bir belgeye giriyor. Sarkozy, yine üç yıl önce Elysee Sarayı’nda AP parlamenteriyle yaptığı özel görüşmede de, “Türkiye, toprakları Avrupa’da değil, Küçük Asya’da olan 100 milyon nüfuslu bir ülke. Fransız öğrencilere Avrupa’nın Suriye ile neden sınırdaş olduğunu açıklayamam” demişti.
Carla gidemedi, Suudi Arabistan’da surat astı
Carla’sız sıkıldı: Sarkozy, Suudi Kralı Abdullah ile daha yakın kişisel ilişki kurmak için Riyad’a geldi. Evsahibi Suudiler, Sarkozy’nin, nişanlısı Carla Bruni’yi de beraberinde getirme talebini “katı muhafazakar kültürlerinde evli olmayan bir kadınla birlikte olmanın hoş karşılanmadığı” gerekçesiyle hakaretâmiz buldular. Sonuçta Bruni evde kaldı. Sarkozy ise ziyarette memnuniyetsiz göründü. Yüzü hep asıktı. Suudiler, Sarkozy’nin geleneksel Arap yiyeceklerini tatmayı reddetmesine ve kılıç seromonisi sırasında sıkılmış görünmesine de içerlediler.
Cıva gibi adam: Cezadan muaf bir kral gibi. Eleştiriyi kaldıramıyor. Kendisine karşı çıkan herkesi çevresinden uzaklaştırdığı söyleniyor. Kralın çıplak olduğunu söyleyen gidiyor.
Sarkozy ile aynı odada olmak bile stres kaynağı
Açıklanan son belgelerde Nicolas Sarkozy hakkında başka inciler de var. İşte öne çıkanlar:
Merkel şikayetçi olmuş
Ayrıca 2007 tarihli bir raporda, “Vaktinin büyük bir kısmı yoğun geçen Sarkozy’nin geçtiğimiz dönemdeki boşanması, dengesi ve dikkatini toplama yeteneğiyle ilgili soru işaretlerine neden oluyor” ifadesi yer aldı. Cumhurbaşkanı seçildikten altı ay sonra George W. Bush’a da, eşi Cecilia’yle ayrılmasının imajında negatif etki yarattığını söyleyip dert yanmış.
Raporlardan diğer liderlerin Sarkozy’den pek hoşlanmadığı anlaşılıyor. Avrupalı bir diplomat, Almanya Başbakanı Angela Merkel’in Sarkozy’le görüşmesinden sonra şöyle dediğini aktarıyor: “Sarkozy’le aynı odada olmak bile insanın stresini artırmaya yeterli.”
Küçük Louis’nin tavşanı kaçtı köpeği kovaladı
SIZAN diplomatik raporlarda ilginç detaylar var. Örneğin 2006 tarihli bir rapora göre o dönemde İçişleri Bakanı olan Nicolas Sarkozy, ABD Büyükelçisi Craig Stapleton ile Paris’teki görüşmesine 9 yaşındaki oğlu Louis’i de getirmiş. Büyükelçi görüşme sonrası Washington’a gönderdiği raporda şu ifadeleri kullanıyor: “Sarkozy’i rahatlamış görüğüm ender anlardan biriydi. Oğlu bahçede oynuyordu. Bir ara kalkıp onu çağırdı. Louis kollarında büyük bir tavşan, ayağının dibinde küçük bir köpekle eşikte belirdi. El sıkışırken tavşanı yere koydu. Köpek ofisin içinde tavşanı kovalamaya başladı. Sarkozy’nin de katıldığı kovalamaca unutulmazdı. Oda kahkaha doldu.”
(...) Sarkozy’nin Türkiye’nin AB’ye girişine muhalefet ettiği biliniyor ve bu muhalefet sarsılmaz. Bu, Sarkozy’nin dış politikasının belirleyici birkaç unsurundan biri. Türkiye’yi AB’ye taşımanın stratejik önemi hakkındaki argümanımızı duydu, fakat Türkiye’yi dışarıda tutmanın sonuçları ne olursa olsun, 70 milyon Müslüman’ı Avrupa’ya taşıyarak Fransa’nın hassas göçmen sorununu kızıştırmaya ve kimliğini daha da silikleştirmeye karşı çıkıyor (Kendisinin argümanı “Türkiye Avrupa’da değil Küçük Asya’dadır” olsa da, durum bu).
Başkan Bush, herşeye rağmen Sarkozy’i, Türkiye’ye kapıyı erken veya dramatik biçimde kapatmamaya ikna etmeye çalışmalı. Zira bu aşamada bir karar almamak, Türkiye’nin iç reformlarının kesintisiz sürmesi için vazgeçilmez olan katılım müzakerelerinin sürmesini sağlayacaktır.
İlk kez din faktörü ön planda
Sarkozy’nin Türkiye’ye karşı tutumunda “Müslümanların” oynadığı rol ilk kez resmi bir belgeye giriyor. Sarkozy, yine üç yıl önce Elysee Sarayı’nda AP parlamenteriyle yaptığı özel görüşmede de, “Türkiye, toprakları Avrupa’da değil, Küçük Asya’da olan 100 milyon nüfuslu bir ülke. Fransız öğrencilere Avrupa’nın Suriye ile neden sınırdaş olduğunu açıklayamam” demişti.
Carla gidemedi, Suudi Arabistan’da surat astı
Carla’sız sıkıldı: Sarkozy, Suudi Kralı Abdullah ile daha yakın kişisel ilişki kurmak için Riyad’a geldi. Evsahibi Suudiler, Sarkozy’nin, nişanlısı Carla Bruni’yi de beraberinde getirme talebini “katı muhafazakar kültürlerinde evli olmayan bir kadınla birlikte olmanın hoş karşılanmadığı” gerekçesiyle hakaretâmiz buldular. Sonuçta Bruni evde kaldı. Sarkozy ise ziyarette memnuniyetsiz göründü. Yüzü hep asıktı. Suudiler, Sarkozy’nin geleneksel Arap yiyeceklerini tatmayı reddetmesine ve kılıç seromonisi sırasında sıkılmış görünmesine de içerlediler.
Cıva gibi adam: Cezadan muaf bir kral gibi. Eleştiriyi kaldıramıyor. Kendisine karşı çıkan herkesi çevresinden uzaklaştırdığı söyleniyor. Kralın çıplak olduğunu söyleyen gidiyor.
Sarkozy ile aynı odada olmak bile stres kaynağı
Açıklanan son belgelerde Nicolas Sarkozy hakkında başka inciler de var. İşte öne çıkanlar:
Merkel şikayetçi olmuş
Ayrıca 2007 tarihli bir raporda, “Vaktinin büyük bir kısmı yoğun geçen Sarkozy’nin geçtiğimiz dönemdeki boşanması, dengesi ve dikkatini toplama yeteneğiyle ilgili soru işaretlerine neden oluyor” ifadesi yer aldı. Cumhurbaşkanı seçildikten altı ay sonra George W. Bush’a da, eşi Cecilia’yle ayrılmasının imajında negatif etki yarattığını söyleyip dert yanmış.
Raporlardan diğer liderlerin Sarkozy’den pek hoşlanmadığı anlaşılıyor. Avrupalı bir diplomat, Almanya Başbakanı Angela Merkel’in Sarkozy’le görüşmesinden sonra şöyle dediğini aktarıyor: “Sarkozy’le aynı odada olmak bile insanın stresini artırmaya yeterli.”
Küçük Louis’nin tavşanı kaçtı köpeği kovaladı
SIZAN diplomatik raporlarda ilginç detaylar var. Örneğin 2006 tarihli bir rapora göre o dönemde İçişleri Bakanı olan Nicolas Sarkozy, ABD Büyükelçisi Craig Stapleton ile Paris’teki görüşmesine 9 yaşındaki oğlu Louis’i de getirmiş. Büyükelçi görüşme sonrası Washington’a gönderdiği raporda şu ifadeleri kullanıyor: “Sarkozy’i rahatlamış görüğüm ender anlardan biriydi. Oğlu bahçede oynuyordu. Bir ara kalkıp onu çağırdı. Louis kollarında büyük bir tavşan, ayağının dibinde küçük bir köpekle eşikte belirdi. El sıkışırken tavşanı yere koydu. Köpek ofisin içinde tavşanı kovalamaya başladı. Sarkozy’nin de katıldığı kovalamaca unutulmazdı. Oda kahkaha doldu.”