Güncelleme Tarihi:
1955 yılının sıcak bir Eylül günüydü. ABD'nin Mississippi eyaletinin Sumner şehrinde bir mahkeme salonunda oturanlar, dönemin ırk ayrımı yasaları gereği, siyahlar ve beyazlar olmak üzere ikiye ayrılmıştı.
Sanık sandalyesinde iki beyaz adam oturuyordu: John William Milam ve anne bir baba ayrı kardeşi Roy Bryant. Milam ve Bryant'ın karşı karşıya olduğu suçlamalar çok ağırdı. 14 yaşındaki siyahi bir çocuk olan Emmett Till'i öldürmekle suçlanıyorlardı.
Emmett aslında ailesiyle Chicago'da yaşıyordu ama Ağustos ayında yaz tatili nedeniyle akrabalarını ziyaret etmek için Mississippi Deltası'ndaki küçük bir köy olan Money'e gelmişti. Kuzeyli bir çocuk olarak, Güney'de genç siyahi bir erkek olmanın kurallarından bihaberdi.
24 Ağustos akşamı Emmett'ın canı sakız çiğnemek istedi. Bunun için girdiği bir bakkaldan 2 sentlik sakızını alıp çıkarken, dükkânın sahibi olan Bryant'ın kasada duran 21 yaşındaki eşi Carolyn Donham Bryant'a ıslık çaldığı iddia edildi. (Emmett'ı tanıyanlara göre çocuğun bir peltekliği vardı ve konuşurken ister istemez ıslık sesi çıkarıyordu.) Bu duruma çok sinirlenen Bryant ve Milam da Emmett'ın cezasını vermek için harekete geçti.
İŞKENCEYLE ÖLDÜRÜP NEHRE ATTILAR
Daha sonra güvenlik kuvvetlerine verdikleri ifadede söylediklerine göre, olaydan üç-dört gece sonra Emmett'ı dayısının evinden kaçırdılar. Çocuğu öldürene kadar dövüp silahla kafasından vurdular. Ardından 35-40 kilo ağırlığında bir çırçır makinesi pervanesini dikenli tellerle boynuna bağlayıp Emmett'ın tanınmayacak hale gelmiş cansız bedenini Tallahatchie Irmağı'na attılar. Emmett'ın bedeni Ağustos ayının son günü karaya vurdu.
Siyahi aktivistlerin girişimleriyle Milam ve Bryant gözaltına alınıp yargılandı. Savcılığın ortaya koyduğu tüm delillere karşın, tamamı beyaz erkeklerden oluşan jüri, 1 saatten biraz uzun süren müzakerelerin ardından kararını verdi: Suçlu değiller.
Milam ve Bryant beraat etti ancak bu durum pek kimseyi şaşırtmadı. Zira Mississippi'de beyazların siyahları öldürdüğü cinayetlerin davaları neredeyse hep beraatle sonuçlanıyordu. Üstelik bu eyalet ABD genelinde linç olaylarının en yaygın görüldüğü yerdi.
EMMETT EŞİTLİK HAREKETİNİN SEMBOLÜ OLDU
Geri döndürülemeyecek beraat kararından dört ay sonra Milam ve Bryant kardeşler, "Look" dergisine kişi başı 3000 dolar karşılığında bir röportaj verip "Evet, biz öldürdük" dedi. İkili daha sonra hayatlarına normal bir biçimde devam etti. Milam 1980'de Bryant ise 1994'te öldü.
Emmett'in annesi Mamie Till ise cenazede tabutun kapağının açık kalmasında ısrar etti ve çekilen fotoğrafların 20'nci yüzyılın en korkunç nefret suçlarından birine "tüm ulusun tanık olabilmesi için" "Jet" dergisinde yayımlanmasına izin verdi. Bu fotoğraflar ABD'de insan hakları hareketinin sembolü ve itici gücü haline geldi. Emmett'ın davası ders kitaplarına dahi girdi.
KAMUOYUNU CAROLYN DONHAM'IN İFADESİ BELİRLEDİ
Bu iki adamın işledikleri kan donduran cinayete rağmen göz göre göre serbest bırakılmaları çok büyük bir skandaldı. Ama ABD'li beyazlar aynı fikirde değildi. Zira onların davaya bakışını şekillendiren şey Carolyn Donham Bryant'ın ifadesiydi.
Donham gözaltına alınan kocasının avukatına, başta Emmett'ın kendisini aşağıladığını söylemiş ancak fiziksel temasa dair bir şey anlatmamıştı. Tanık sandalyesine oturduğunda ise Emmett'ın kendisini taciz ve tehdit ettiğini, dükkanda bir köşeye sıkıştırıp hırpaladığını söyledi.
Emmett'ın "ağza alınmayacak" bir kelime kullandığını "daha önce de beyaz kadınlara 'bir şey yaptığını' söylediğini" belirtti. "Ölümüne korktum" diyen Donham'ın ifadesini jüri üyeleri duymadı aslında. Çünkü bu ifadenin asıl cinayetle ilgili olmadığını düşünen yargıç tarafından o sırada mahkeme salonundan çıkarılmışlardı.
Ancak salonda bulunan seyirciler ve medya sayesinde herkes Donham'ın söylediklerinden haberdar oldu. Zaten savunma makamı da herhangi bir temyiz durumunda kullanılabilmesi için bu ifadenin mümkün olduğunca ayrıntılı bir biçimde kayda geçmesi için elinden geleni yaptı.
62 YIL SONRA YAYIMLANAN BİR KİTAP ORTALIĞI KARIŞTIRDI
Ardından Donham (Ray'den boşandıktan sonra iki kez daha evlendi) sırra kadem bastı. Hayatının sadece bir dakikasını aynı odanın içinde geçirdiği çocuğun mirası ABD'yi değiştirirken, o bir kez bile gazetecilere, araştırmacılara ya da tarihçilere konuşmadı. (Sadece 50 sene sonra FBI'a bir ifade verdi ve Emmett'ın eline dokunduğunu söyledi.)
Ancak 60 yıldan fazla zaman sonra bir sürpriz oldu ve 2017'de ABD'de bir kitap yayımlandı. "The Blood of Emmett Till" (Emmett Till'in Kanı) isimli bu kitap Duke Üniversitesi'nde görevli bir tarih araştırmacısı olan Timothy Tyson tarafından kaleme alınmıştı.
Tyson'ın kitapta anlattıkları inanılmazdı! Donham'ın 2007-2008 yıllarında (yani 72 yaşındayken) bir itirafta bulunduğunu yazıyordu: Donham, Tyson'a, Emmett'ın kendisine sözlü ve fiziksel saldırıda bulunduğu kısmını uydurduğunu, o gece bakkalda neler yaşandığını hiç hatırlayamadığını söylemişti.
"HİÇBİR ŞEY MAZUR GÖSTEREMEZ"
Tyson kitapta Donham'ın "O çocuğun yaptığı hiçbir şey başına gelenleri mazur gösteremez" sözlerine de yer veriyor ve kitabı yazmaya bu cümle üzerine karar verdiğini belirtiyordu.
Tyson'ın dediğine göre Donham ona Emmett'ın öldürülmesinden sonra kocasının ailesinin kendisini günlerce oradan oraya götürdüğünü, güvenlik güçlerine konuşmasına engel olduğunu da anlattı. Roy Bryant'ın kendisine şiddet uyguladığını da söyleyen Donham hakkında Tyson, "Hikayesini zorlama altında anlatmıştı. Bu onu dehşete düşürüyordu. Çok büyük bir suçluluk ve üzüntü altında olduğu açıktı" ifadelerini kullandı
Tyson'ın kitabının yayımlanmasının ardından ABD'de bir infial oldu. Birçok kişi ve kurumun davanın yeniden açılması yönündeki çağrıları üzerine ABD Adalet Bakanlığı olayı yeniden gündemine aldı.
ADALET BAKANLIĞI NOKTAYI KOYDU
Ve geldik günümüze… Adalet Bakanlığı 6 Aralık günü Emmett Till davasıyla ilgili çok önemli bir açıklama yaptı ve çocuğun kaçırılması ve öldürülmesiyle ilgili soruşturmanın kapatıldığını bildirdi.
Bakanlık'tan yapılan yazılı açıklamada, kitabın yayımlanmasının ardından yeniden açılan davadaki suçlamaların yargılanması için yeterince kanıt bulunmadığı belirtildi. Zaman aşımı yasalarına ve Donham'ın ifadesini değiştirdiğini reddetmesine vurgu yapılan açıklamada, şu an 87 yaşında olan kadının yalan ifade suçlamasıyla yargılanmasının da söz konusu olmadığı belirtildi.
Adalet Bakanlığı'nın insan hakları biriminin yetkilisi Kristen Clarke, davanın kapandığını Till ailesine şahsen bildirdi.
Bakanlık açıklamasında ayrıca Tyson'ın "Elimde Donham'la yaptığım iki görüşmenin kayıtları var" dediği ancak FBI'a sadece bir kayıt sunduğu, onda da yukarıda bahsi geçen ifadelerin yer almadığı ifade edildi.
TYSON: EN UFAK BİR BOŞLUK YOK
Tyson, ise ABD basınına gönderdiği e-postada kitabındaki ifadeleri savundu.
Donham'ın söylediklerini kaydedememiş olsa da notlar aldığını belirten Tyson, "Ben daha kayıt cihazını açamadan, Carolyn eteğindeki taşları dökmeye başladı. Sözlerini dikkatle not aldım. Yazdıklarımda en ufak bir boşluk yok. Carolyn Bryant bunu reddiyor ve vebaymışçasına bu konuda konuşmaktan kaçıyor. Bense herkesin ortasında durup elle tutulur deliller sayesinde gördüğüm gerçeği anlatıyorum" ifadelerini kullandı.
Emmett'ın ailesi ise Adalet Bakanlığı'nın açıklamasının ardından Chicago'da bir basın toplantısı düzenledi. Sonucun kendilerini hayal kırıklığına uğrattığını ancak şaşırtmadığını ifade eden kuzen Ollie Gordon, "Yeni delil bulmalarını beklemiyordum. Asıl buradan sonra ne yapacağız diye soruyorum" dedi.
Emmett'ın kuzeni ve kaçırıldığı sırada evde yanında olan dostu Rahip Wheeler Parker Jr. ise soruşturmanın sona ermesinin Emmett'ın sevdiklerinin 66 yıllık acısına bir nokta koyduğunu belirtti. Parker, "Bugün asla unutmayacağımız bir gün. 66 yıl boyunca Emmett'ın kaybının acısıyla yaşadık. Ben ona dair çizilen tablo nedeniyle çok acılar çektim" diye konuştu.
ANITI DA IRKÇILARA HEDEF OLDU
Aradan geçen zamana ve insan hakları hareketinin ilerleyişine karşın Emmett'ın ölümü, ABD kamuoyunun zihninden neredeyse hiç silinmedi. Yaklaşık 70 yıl boyunca Emmett, derin ve kontrolsüz ırkçılığın sembolü haline geldi. Cansız bedeninin bulunduğu yere dikilen anıtlar da defalarca vandalların hedefi oldu. Irkçıların silahla ateş açmak dahil birçok saldırıda bulunduğu anıtlar en az üç kez yenilendi.
Emmett Till Anma Komisyonu'nun kurucusu Susan Glisson, Sumner kasabası adına özür dilerken, "Mississippi Emmett Till'in hikayesini asla geride bırakamadı ve bırakmamalı" dedi.
Yukarıda da dediğimiz gibi, Adalet Bakanlığı'nın açıklamasında Donham'ın ifadesini hiç değiştirmediği vurgusuna yer verildi. Donham'ın gelini ve Tyson'la olan mülakatlarının canlı tanığı olan Marsha Holley Bryant da 2018'de yaptığı açıklamada, kayınvalidesinin ifadesini hiç değiştirmediğini söylemişti.
New York Times'ın dün telefonla ulaştığı Holley Bryant, Bakanlık açıklamasıyla ilgili bir yorum yapmazken, Donham'ın diğer akrabaları da yorum taleplerine yanıt vermedi.
DAVA DAHA ÖNCE DE AÇILIP KAPATILMIŞTI
Aslına bakılırsa Emmett Till davası daha önce de gündeme geldi. 2004'te davayı açan federal savcılar, Emmett'ın mezarının açılmasına ve otopsi yapılmasına karar verdi. Ayrıca FBI 1955'teki duruşmaların yıllardır kayıp olan transkriptlerinin bulunduğunu açıkladı. Ancak 2007'de dava kapandı. Büyük jüri zaman aşımı kısıtlamaları nedeniyle Donham'a ya da başka kişilere suç ortaklığı vb. ek suçlamalar getiremeyeceklerini belirterek dosyayı kapattı.
Son soruşturma ise Adalet Bakanlığı'nın ırkçı nefretle işlendiğini düşündüğü birçok cinayete dair yeniden değerlendirme girişiminin bir parçasıydı. Geçtiğimiz 15 yılda Adalet Bakanlığı bu şekilde birçok davayı yeniden gündeme aldı. Mississippi'de 1964 yılında üç işçinin öldürülmesini organize eden Ku Klux Klan üyesi Edgar Ray Killen'ın davası bunlardan biri. Suçlu bulunan Killen, dört yıl kadar önce cezaevinde öldü.
Film yapımcısı Keith Beauchamp ise New York Times'a, "Soğuk davalar asla kapanmaz" dedi. "The Untold Story of Emmett Louis Till" (Emmett Louis Till'in Anlatılmamış Hikayesi) ile yakında vizyona girecek "Till" filmlerinde imzası olan Beauchamp, "Amerikan tarihinde bir çocuğun uğratıldığı en büyük adaletsizliklerden birini yeniden değerlendirmenin bir yolu hâlâ olabilir" diye konuştu.