Güncelleme Tarihi:
ULUSLARARASI konjonktürün yarattığı baskının da etkisiyle genişleme tekrar Avrupa Birliği gündeminin üst sıralarına tırmandı. Şu aşamada ne AB ne de aday ülkeler katılım için hazır. Bu da kurumsal reform ve yol haritası tartışmalarını beraberinde getiriyor. AB’nin ilgili bakanlarınca ele alınan, Almanya ve Fransa tarafından hazırlatılan bir raporda dört kademeli bir Avrupa entegrasyonu önerilmesi dikkat çekiyor. Belge, AB konusunda olumlu olduğu kadar olumsuz mesajların da yoğunlaştığı, müzakere yürüten aday ülke konumundaki Türkiye açısından önemli sinyaller içeriyor. Yıllar önce gündeme gelen “çok vitesli AB” yaklaşımını anımsatan öneriye göre dört çemberi şöyle özetlemek mümkün:
- Merkezde Euro Bölgesi örneğinde olduğu gibi, derin entegrasyonu tercih eden AB ülkeleri yer alacak.
- İkinci halka ise tüm siyasi hedefler, ilkeler ve değerlerle bağlı mevcut ve müstakbel AB üyelerini kapsayacak.
- Rapor, AB’ye katılmak istemeyen ya da bunun gereklerini yerine getiremeyen ülkeler için de iki perspektif sunuyor. Bunlardan ilki, üçüncü çemberi oluşturacak olan Ortak Üyelik. Ortak üyelere yönelik temel beklenti, kırmızı çizgi olarak görülen demokrasi ve hukukun üstünlüğü de dahil olmak üzere AB’nin ilke ve değerlerine uyma taahhüdü olacak. Entegrasyonun odağında ise Ortak Pazar yer alacak.
- “Kırmızı çizgi” dışında kalan, AB entegrasyonun aranmadığı, odakta jeopolitik yakınlaşmanın yer aldığı, AB’yle ikili anlaşmalarla yapılandırılacak son çember ise “Avrupa Siyasi Topluluğu 2.0” olarak adlandırılıyor.
TÜRKİYE’Yİ NASIL ETKİLER
Türkiye’nin, AB üyeliği hedefinden vazgeçmesi, üyelik odaklı ilişkinin bir şekilde kopması ya da ilişkileri başka bir mecraya çekme kararının alınması halinde üçüncü ya da dördüncü çemberde yer alma ihtimali yüksek görülüyor. AB’den ayrılmayı tercih eden İngiltere için de üçüncü çember öngörülüyor. AB henüz bu belge konusunda uzlaşıdan oldukça uzak. AB Dönem Başkanı İspanya’nın Avrupa Bakan Vekili Pascual Ignacio Navarro Rios, belge konusundaki tartışmalara ilişkin açıklamasında, “Tartışmayı birkaç noktaya yoğunlaştırmayı ve aynı zamanda üye devletlerin cevaplarını kutuplaştırmayı başardı” dedi. Oybirliği yerine nitelikli oy çokluğu yöntemiyle daha çok alanda karar alınması da rapordaki öneriler arasında.