Güncelleme Tarihi:
Bundan tam 26 yıl önce ABD’nin New York kentinde bir gece yarısı kulakları tırmalayan bir çığlık duyuldu.
Bronx'taki Davidson Caddesi'nde bulunan apartmanın üst kartlarında, iki odalı bir dairede yaşayan Jasmine Porter, dört yaşındaki oğlu Jeremy ile hayat mücadelesi veriyordu. Komşuların ihbarı sonucunda 24 saat sonra olay yerine gelen polis, oğlunun gözleri önünde öldürülen Jasmine Porter’ın cesediyle karşı karşıya geldi.
5 Şubat 1996 tarihinde olay yerinde çekilen fotoğraflarda, cinayet sonrasında daire ayrıntıyla temizlenmiş olsa da boğuşma izleri seçilebiliyordu. Katledilen kadının yüzündeki ağır yaralar ve boynundaki koyu ve belirgin morluklar Porter’ın güçlü biri tarafından yoğun bir şiddet sonucu öldürüldüğünü ortaya koydu.
Olayın tek görgü tanığı olan dört yaşındaki Jeremy, polisin sorduğu soruları belli belirsiz yanıtladı. Küçük çocuk, polise annesinin üstünde bir adamın olduğunu söyledi. Yapılan incelemeler sonucunda ise kadının tecavüze uğradığı ve ardından öldürüldüğü rapor edildi.
Rapordaki en yürek burkan ayrıntı ise dört yaşındaki Jeremy’nin 24 saat boyunca annesinin başında beklemesiydi. Olay yerinde bulunan buz kapları ile annesini uyandırmaya çalışan Jeremy'nin büyük bir mücadele verdiği anlaşılıyordu.
YÜZÜ ÖYLESİNE ZARAR GÖRDÜ Kİ AÇIK TABUT MERASİMİ YAPILAMADI
Hayatta birden tek başında kalan Jeremy’nin imdadına dayısı yetişti. Porter’ın erkek kardeşi, 36 yaşındaki kardeşinin kimliğini teşhis etti.
Jasmine Porter, “vahşi bir dünyada” hayata tutunmaya çalışan ve oğlunu büyüten bekar bir kadındı. Hayatını şarkı söyleyerek kazanan Porter'ın etrafında büyük bir hayran kitlesi olması da oldukça alışılmış bir durumdu.
Porter ailesinin acısı o kadar büyüktü ki, yüzü tanınmayacak haldeki Jasmine Porter'ın cenazesinde açık tabut merasimi yapılamadı.
Olayın ardından dedektifler mahalleyi araştırdı; ailesini, arkadaşlarını ve apartmandaki insanları teker teker sorguladı. Hatta bir dedektif katili ortaya çıkartmak için emekliliğini dahi ertelese de, katil bir türlü bulunamıyordu.
Fakat, 26 yıl sonra yeniden açılan dava dosyasında bir dedektif tek bir ipucunu takip ederek, yıllardır çözülmeyi bekleyen cinayetin failini kelepçeleyerek adalet karşısına çıkartmayı başardı. Bugün 30 yaşına basan Jeremy Porter ise kendisinden kopartılan annesinin katilinin yakalanması için canla başla çalıştı. İşte yıllarca çözülememiş bir cinayetin anatomisi…
SONUÇSUZ KALAN TUTUKLAMALAR
Porter davası, ABD kamuoyunda geniş yankı uyandırmıştı. Tüm çabalara ve delil yetersizliklerine rağmen Mayıs 1996’da küçük bir ipucunu takip eden yetkililer bir olay günü orda olduğunu tespit ettikleri bir adamı tutukladı.
Ancak duruşma günü sanığı teşhis eden görgü şahidinin, yakalanan adamla ilgili yanıldığını itiraf etmesi sonucu adam beraat etti. Eldeki tek tanığın güvenilmez ifadesi ve delil yetersizliği nedeniyle davada ilerleyemeyen dedektifler dosyayı rafa kaldırdı.
Ta ki, 2020 yılında kadar...
Faili meçhul davaları çözmesiyle ün kazanan dedektif Robert Klein'in telefonu o gün uzun uzun çaldı. Hattın diğer ucundaki kişi Bronx savcısıydı. Tam 26 yıl önce işlenen bir cinayetle alakalı elinde önemli bir delil olduğunu ve Klein'ın acilen yanına gelmesini istedi.
KÜÇÜK BİR FISILTI PORTER CİNAYETİNİN YENİDEN İNCELENMESİNE YOL AÇTI
Hapishanede Jasmine Porter adlı bir kurban hakkında ve cinayetin ayrıntılarıyla ilgili gevezelik yapıldığını duyan Bronx savcısı, dosyanın raftan indirilmesi gerektiğine karar verdi. Acilen Klein’i çağıran savcı, Jasmine Porter adını araştırdıklarını ve dosyayı ancak Klein’in çözeceğini anladı.
ABD’de sıklıkla karşı karşıya gelinen “soğuk davalar”, olağan bir adli durum olarak görülüyor. Öyle ki, FBI tarafından yürürlüğe konulan “Murder Accountability” projesi tarafından hayata geçirilen veri analiz programına göre, ABD’de son 60 yılda en az 340 bin faili meçhul cinayet işlendi.
İpuçlarının tespit edilemediği böylesi davalar, onlarca yıldır gizemini korumayı sürdürüyor. Son yıllarda, DNA ve ayrıntılı bir profil oluşturma teknolojisi sayesinde davalarda önemli sonuçlar alınıyor.
Fakat yıllar önce işlenen ve gerekli ipuçlarına ulaşılamayan böylesi davalar, aylar ve hatta yıllar süren çalışma ve “eski usul” dedektiflik becerisi istiyor. Elbette bir tutam şans ve zeki bir dedektifin varlığı da olmazsa olmazlar arasında…
‘SENARYOLAR YARATIYORUM BÖYLELİKLE NELERİN YAPILMADIĞI ORTAYA ÇIKIYOR’
Dedektif Robert Klein, bu profile uyan ve faili meçhul cinayetleri çözüme ulaştıran ünlü bir isim.
Bronx Polis Departmanı Cinayet Masası dedektifleri arasında hatırı sayılır bir üne sahip olan Klein, başarıları nedeniyle takip etmek istediği davaları kendi seçme ayrıcalığına da sahip. Polis departmanı içinde hiç kimseye hesap vermeyen Klein, bağımsız bir araştırma süreci sayesinde başarılı sonuçlar yakalamış.
Dedektif Klein, soğuk davalarda ilk önce basit sorular sorarak işe başlamak gerektiğini söylüyor ve devam ediyor:
“İşe başlamadan önce ilk iş eldeki delilleri ayrıntılı bir şekilde inceliyorum. Daha sonra olay yerindeki fotoğrafları gözden geçirerek delillerin konumuna bakıyor, kafamda senaryolar yaratıyorum. Böylelikle, o dönemde nelerin yapılmadığını ortaya çıkartmış oluyorum.”
Böylesi davalar için biçilmiş bir kumaş olarak görülen Klein, Porter vakasını almayı kabul ettikten hemen sonra işe eski dosyaları tozlu raflardan indirerek başlamış.
Ocak 2021’de savcının talimatından hemen sonra davaya bakmaya başlayan Klein, aradan 26 yıl geçse de Porter'ın öldürüldüğü New York'un 46. Bölge’sinde bulunan apartmanın küflü bodrum katına inerek eski yığınların arasında delil aramaya girişti. Fakat bir sonuca ulaşamadı.
TIRNAKLAR ARASINDAN ÇIKAN DOKU PARÇALARI İNCELENMEMİŞ
Davada elle tutulur bir ipucu olmaması nedeniyle Bronx polis departmanında teğmen ve aynı zamanda “kriminal tarihçi” olan Sean O'Toole'u ziyaret eden Klein, davanın çıkmazda olduğunu ve bu nedenle ofise girer girmez, “Bana elle tutulur iyi bir şey ver Teğmen!” dediğini hatırlıyor.
26 yıl önce işlenen cinayetle ilgili kimi araştırmalar yapan O'Toole, Klein’e istediği ipuçlarını vermiş. Hemen dosya dolabını açan ve araştırma klasörünü çıkartan Teğmen, “Önce bana gelmeliydin!” diyerek Klein’in elini rahatlatmış.
Peki neler vardı dosyanın içerisinde?
Dava dosyada 1996 yılında işlenen cinayet mahallinin tüm ayrıntıları üzerinde özenle durulmuştu. Klein dosyayı açar açmaz, Porter’ın mutfağının, oturma ve yatak odasının temizliğine dikkat etti. Katil evi baştan sona temizleyerek bütün ipuçlarını ortadan kaldırmıştı.
Diğer ilginç ayrıntılar adli tıp raporunun satır aralarında geçiyordu. Porter’ın 6 aylık hamile olduğu bilgisinin yanı sıra, katille boğuştuğunu gösteren işaretler vardı. Öldürülen kadının tırnakları arasında doku parçaları bulunmuş, fakat bu örnekler laboratuvarda incelenmemişti.
Bu kadar büyük bir ihmalin gözden nasıl kaçtığını sorgulayan dedektif Klein, durakladı ve eğer doku örneklerine ulaşabilirse ayrıntılı bir DNA analiziyle katile ulaşabileceğini düşündü.
Ertesi gün ilk iş adli tıp laboratuvarını arayan Klein, yetkililerle konuştuktan sonra örnekleri bulmanın aylar süreceğini öğrendi. Ünlü dedektif, yetkililerden örnekleri ne olursa olsun bulmalarını istedikten sonra telefonu kapattı.
Şimdi yapılması gereken, olası şüphelilerin listesini çıkartmaktı.
KATİLİN KİMLİĞİ 2021 YILINDA TESPİT EDİLDİ
Raporları ve görgü tanıklarının ifadelerini ayrıntılı inceleyen dedektif Klein, şüpheli listesini iki kişiye kadar daralttı. Şüphelileri teker teker ziyaret eden Klein, görüşmelerin sonucunda cinayetle ilişkilendirecek bir ipucu bulamamıştı. Derken adli tıptan merakla beklenen haber geldi. 2021 yılı Şükran Günü’nde uzmanlar doku örneklerine ulaştı.
Sonuçlar Klein için de sürpriz olmuştu. Porter’ın tırnakları arasından çıkan dokular, dava dosyasında adı geçmeyen ve daha önce tecavüz suçlamasıyla yargılanan Gregory Fleetwood ismindeki bir adama aitti.
Porter cinayetini işlediği düşünülen Fleetwood’un bu cinayetten 12 yıl önce, 21 yaşındaki Denise Wiggins’a tecavüz ettiğini ortaya çıkartan dedektif Klein, Fleetwood hakkında bulabildiği tüm belgeleri bir araya getirmeye karar verdi.
Wiggins davasındaki ayrıntılar üzerine giden Klein, raporları incelediğinde 21 yaşındaki genç kızın Bronx'taki Davidson caddesinde yaşadığını ve 6 Ağustos 1984'te bir arkadaşıyla beraber Manhattan'a giden trene bindiğinde Fleetwood ile ilk kez karşı karşıya geldiğini tespit etti.
KATİLİN YAKALANMASI İÇİN WIGGINDS BÜTÜN YAŞADIKLARINI ANLATTI
Wiggins, polise verdiği ifadede trende karşılaştığı Fleetwood’u akşam 18.00’e kadar bir daha görmediğini, Manhattan’da yürürken mağazanın köşesinden döndüğü anda büyük bir elin ağzını sıkıca kapadığını söylemişti.
Fleetwood'un kendisini bir daireye sürüklediğini söyleyen Wiggins, yaklaşık 13 saat boyunca defalarca tecavüze uğradığını ve bilincini kaybedene kadar Fleetwood'un kendisini boğduğunu söyledi. Kendine geldiğinde Fleetwood gitmesine izin verdiğini söyleyen Wiggins, eve döndüğünde gözlerini kapatıp intihar etmeyle, polise gitme arasında gidip geldiğini anlattı.
Polise başvuran Wiggins'ın ifadesi sonucunda 8 Ağustos 1984'te tutuklanan Fleetwood, birinci derece tecavüzle suçlandı fakat 6 gün sonra serbest bırakıldı.
Wiggins, yaşadıklarını geride bırakmak için Güney’e taşındı. Dedektif Klein, aradan geçen uzun yılların ardından Fleetwood’un tutuklanması için başlattığı soruşturmada Wiggins’in de kapısını çaldı.
Bu olayın yeniden hatırlatılması travmalarını canlandırsa da aynı adamın bir kadını öldürdüğü ihtimali Wiggins’i harekete geçirmeye yetti. 1984'te yaşadıklarını en ince ayrıntısına kadar Klein’e anlatan Wiggins, katilin tam profilinin çıkartılması açısından oldukça önemli bilgiler verdi.
KATİL SAVCIYLA ANLAŞTI MİLLER CİNAYETİNDEN 5 YIL HÜKÜM GİYDİ
Fleetwood ile ilgili ayrıntıları araştıran dedektif Klein, soruşturmada ilerledikçe ciddi bir suçluyla karşı karşıya olduğunu anladı. 1984’te hapisten çıkan Fleetwood’un 7 Ağustos 1987’deki ikinci hedefi hamile Linda Miller idi.
Kadının cansız bedeni Bronx'taki Corsa Caddesi'ndeki Fleetwood'un oturduğu dairede bulunmuştu. Fakat bu davada farklı bir yol izleyen Fleetwood, polisi kendi aramıştı.
Miller ile sokakta tanıştığını söyleyen Fleetwood, uyuşturucu kullandığını ve kendisini kaybettiği için Miller'a defalarca vurduğunu anlattı. Polis sorgusunda kendinden geçtiğini ve uyandığında genç kadının cansız bedeniyle karşılaştığını söyleyen Fleetwood, polisi kendisinin çağırdığı üzerinde özellikle durdu.
Sorguda satır arasında geçen önemli bir ayrıntı dedektif Klein’in gözünden kaçmamıştı. Fleetwood, memurlara onlar gelmeden önce odayı ayrıntılı temizlediğini ve topladığını söylemişti.
Adli tıp Miller’ın boğularak öldürülmüş olduğunu tespit edince, Fleetwood'u ikinci derece cinayetle suçladı. Adalet sistemiyle adeta alay eden Fleetwood, Bronx savcılarının “gizli” bir konu hakkında teklif ettikleri anlaşmayı kabul ederek cezada indirim aldı. 13 Aralık 1988'de hapse giren Fleetwood, 4 Ağustos 1994’te tahliye oldu. Ardından soğuk kanlılıkla cinayet işlediği Davidson Caddesi'ne geri döndü.
26 YIL SONRA KELEPÇELENDİ
2022 yılının yaz ayında dedektif Klein, davaya ilişkin tüm ipuçlarını ayrıntıyla bir araya getirmeye uğraştı. 20 aylık çalışmanın tek bir amacı vardı; o da Fleetwood’un en ağır cezayla yargılanmasını sağlamak.
20 aylık çalışma boyunda kanıtlar ve ortaya atılan yeni sorulara yanıtlar arayan Klein, Fleetwood’a kelepçe takılacak ana kadar tüm ayrıntılı olarak plânladı.
Geçtiğimiz yılın 8 Ağustos’unda plakasız bir aracı takip eden ekipler, Fleetwood'un Bronx'taki Gun Hill Road yakınlarındaki Laconia Caddesi'nde Porter'ın öldürüldüğü yerden sadece 8 kilometre uzaktaki apartmanına girdiğini tespit etti.
Polis ekipleri, 26 yıl sonra işlenen cinayetin failini yakalamak için düzenledikleri operasyonu başlattı. Adamın kaçabileceği tüm alanları tutan polisin önünde beliren dedektif Klein, apartmandan çıkan Fleetwood’un yanına yaklaştı. Bugün 66 yaşında olan Fleetwood, uysal, sakin, alçakgönüllü ve şaşkın gözlerle Klein’e bakıyordu.
Dedektif Klein, Porter cinayetiyle ilgili Bronx Cinayet Masası'nda konuşacaklarını söyledi ve ellerini arkadan kelepçeleyerek yaşlı adamı arabaya bindirdi. Merkezde delilleri Fleetwood’un önüne koyan Klein, ikinci derece cinayetten suçlandığını söyleyerek, 66 yaşındaki hâkim karşısına çıkarttı.
‘ADALET ER GEÇ TECELLİ EDECEK’
Geçtiğimiz yıldan bu yana devam eden davanın duruşmalarını takip eden dedektif Klein, Porter cinayetinin tek görgü tanığı olan ve bugün 30’lu yaşlarına girmiş olan Jeremy Porter ile görüşmeyi sürdürüyor.
Annesi gözleri önünde öldürülen Jeremy Porter, cinayetin hemen ardından New York'un Sullivan County kırsalındaki Dairyland Yolu'nda büyükannesiyle birlikte yaşayarak, korkunç hatıralardan biraz olsun uzak büyüdü.
Liseden sonra New York’a üniversite okumak için geri dönen Jeremy, yarı zamanlı işler yaparak geçimini sağlıyor. Hayattaki tek arzusu ise annesinin ölümüne neden olan kişinin yargı önüne çıkarak ceza evine girmesiydi.
Gözaltına alınan Fleetwood’un ardından Jeremy’i ziyaret eden dedektif Klein, adaletin er geç tecelli edeceğini genç adama bir kez daha tekrar etti.