Güncelleme Tarihi:
Başlangıcından beri NATO'nun Kosova krizinde harekete geçmesinin amacı Kosova'da şiddete son vermek, evlerinden kovulanların geri dönmelerini ve yaşamlarını güven içinde yeniden kurmalarını sağlamaktır.
Çatışmalar bittiğinde NATO'nun esas mücadelesi başlayacaktır çünkü örgütümüz Balkanlar'da istikrarı ve kalıcı barışı getirmek için başlatılacak uluslararası girişimlerin merkezinde olacaktır. Etnik nefret ve baskıcı şiddet politikalarının, Balkanlar'da bir daha asla yeşermemesi için alınacak önlemlerde önemli bir rol üstleneceğiz.
Önümüzdeki ilk önemli sınav Kosova'nın istikrara kavuşturulması olacaktır. NATO, göçmenlerin evlerine dönmelerini ve yaşamlarını barış içinde yeniden kurmalarını sağlayacak uluslararası gücün merkezinde yer alacaktır. Göçmenlerin güvenlik içinde evlerine dönmeleriyle, Rambouillet Anlaşması temel alınarak politik koşulların sağlanması eş zamanlı olacaktır. NATO askerleri, anlaşmaya uyulmasına bizzat yardım edeceklerdir.
Ancak bu sadece bir başlangıç olacaktır. Bölgedeki halkın, daha uzun vadeli bir istikrara gereksinimi vardır ki. Bunu da uluslararası işbirliği sağlayacaktır. Bu hafta Bonn'da AB başkanlığı, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı, NATO ve diğer uluslararası kuruluşlar İstikrar Paktı'nı kamuoyuna duyuracaklardır. NATO, bölgedeki ülkeleri AB ve diğer batılı kuruluşlarla ve en önemlisi birbirlerine yakınlaştıran bu girişimi kuvvetle desteklemektedir.
Amacımız bölgedeki tüm ülkelerin Avrupa-Atlantik toplumunda entegrasyonunu görmektir. Güneydoğu Avrupa'daki tüm ülkelerin ve halkaların barış ve güvenliğin keyfini çıkarmasını ve insan hakları, demokrasi, bireysel özgürlük ve hukuk çerçevesinde birbirleriyle normal ilişki kurmalarını istiyoruz.
Bölgede güvenliğin artırılmasıyla işbirliğinin paralel gitmesi gerekmektedir. Geçtiğimiz günlerdeki Washington zirvesinde açıklanan NATO'nun yeni Güneydoğu Avrupa inisyatifi bu ihtiyaca karşılık vermektedir. Tüm NATO ülkeleri ve bölge ülkeleri arasındaki güvenlik diyoloğunun devam etmesi için çerçeve oluşturmaktadır.
İnisyatifin miheng taşını, 19 NATO ülkesinin bölge ülkeleriyle ortak güvenlik meselelerini görüşmek için buluştuğu danışma forumu oluşturmaktadır. Washington'daki zirveden sonra geçtiğimiz günlerde de Brüksel'de elçiler düzeyinde toplandık. Buna ek olarak NATO bu ülkelere Kosova konusunda düzenli olarak brifing vermektedir. Ayrıca sözkonusu ülkelerle teke tek görüşmeler de yapılmaktadır. Amacımız bu temasları resmileştirip artırmak ve yeni inisyatiflerle tamamlamaktır. Bölgesel işbirliğini canlandırmak bu konuda anahtar olacaktır. Örneğin gelecek ay Bulgaristan'da ‘Avrupa-Atlantik Ortaklık Konseyi’ (EAPC) çevçevesinde bölgesel işbirliği konusunda bir seminer yapılacak.
Ayrıca ‘Barış İçin Ortaklık’ mekanizmalarını bölgenin özel gereksinimlerine göre geliştireceğiz. NATO'nun sponsorluğundaki güvenlik ve işbirliği programları halen Arnavutluk ve eski Yugoslav Cumhuriyeti Makedonya'da uygulamadadır. Bu faaliyeti gelecekte diğer ülkelere de yayabiliriz.
Ortaklık, NATO'nun yakın geçmişindeki en büyük başarılarından biri olmuştur. Güneydoğu Avrupa girişimi, ‘Barış İçin Ortaklık’ programının aynı ilkeleriyle daha ağırlıklı olarak Balkan bölgesinde odaklanacak. Daha uzun vadeli bir perspektifte bölge ülkelerinin NATO üyeliği olasılığı gündemdedir. Geçenlerde yapılan Washington Zirvesi'nde üyelik için NATO'nun kapısının halen açık olduğu teyid edildi ve Üyelik Eylem Planı'nın onaylanmasıyla ortaya kondu.
Buna paralel olarak ortakların bölgeye yardımının koordinasyonu ve daha iyi hedeflenmesini garanti etmeliyiz. G-8, IMF ve uluslararası finans kurumları bölgeye yatırıma hazır oldukları konusunda sinyal verdiler. Çabalarımızın birbirini tamamladığından emin olmalıyız.
Özetle uluslararası kamuoyu kapsamlı bir yaklaşımı benimsemeli: bölgedeki çalışmamızı kollektif çabalarımızın içeriği çerçevesinde bir bütün olarak görmeliyiz. Hepimizin hedefi aynıdır. Bölgeye kalıcı istikrar getirebilmek ve bu ülkelerin halklarına yarınlarını geri vermek. Gelecekleri, onlara ve bizlere getireceği tüm avantajlarla Avrupa'dadır.
Tüm uluslararası topluluklar gibi NATO da Balkanlar'da istikrar için üzerine düşeni yapmaya hazırdır.
Bu konuda başlayacak çalışmaları ertelememeliyiz. Devlet Başkanı Slobodan Miloseviç, NATO'nun taleplerini kabul ettiğinde, derhal çalışmaları başlatmalıyız. Bazı taktik avantajlar yakalamak uğruna, yanlış bir beklenti ve umut içine girip, olumlu bir yanıt vermekte geciktikçe, cezayı kendi ülkesi çekiyor. Eğer Miloseviç gerçekten kendi ülkesini düşünüyorsa, uluslararası topluluğun taleplerini bugün kabul eder. Onun böyle bir davranışı, tamir çabalarına katkı olur ve hepimize, uzun süredir sorunların yaşandığı Avrupa'nın bu köşesinde, istikrarı sağlayabilme olanağı tanır. Seçim kendisinindir.
Balkanlar'da istikrarı yerleştirmek için, büyük bir azim ve gerçekçilik gerekiyor. Ama adım adım, bölgedeki ülkeleri, sonunda da demokratik Yugoslavya'yı, Avrupa ailesinin kalbine götürecek yolu inşa edeceğiz.