Güncelleme Tarihi:
2020 yılında ilk karantina duyurulduğunda Rachel Corbett çoğu insandan oldukça farklı tepki verdi. İki çocuk annesi Rachel, dünya genelinde pandemi ilan edildiğinde ve yaşadığı şehir Londra’da karantina duyurulduğunda “İlk düşüncem ‘dünyamıza hoş geldiniz’ oldu” diyor.
Dünyanın geri kalanından soyutlanmış bir hayat, Rachel ve ailesi için deyim yerindeyse yaşam biçimi olmuştu. Rachel, öğretmen eşi Pete, 9 yaşındaki kızı Suki ve 6 yaşındaki Betsie kendi karantinalarına daha 2017 yılında başlamıştı. Tüm dünya pandemi sebebiyle evlere kapanmak zorunda kalırken, Wiltshire'daki Corbett ailesi kalabalıktan uzak durmak ve kusursuz hijyen standartlarını korumak gibi önlemleri yıllardır uyguluyordu.
Peki ama Corbett ailesi neden 2017 yılından beri karantina hayatı yaşıyor?
Bu sorunun cevabı ailenin ilk çocuğu olan Suki ile ilgili. Suki’ye henüz 4 yaşındayken beyaz kan hücrelerine saldıran bir kanser olan Akut Lenfoblastik Lösemi (ALL) teşhisi kondu. Bu, basit bir soğuk algınlığının bile Suki’nin hastanelik olmasına neden olabileceği ya da suçiçeği gibi hemen her çocuğun geçirdiği hastalıkların onu öldürebileceği anlamına geliyordu.
Gelin hikâyenin en başına dönelim…
Suki, 2016 yılında okula henüz yeni başlamıştı. Normalde oldukça enerjik bir çocuk olan Suki’nin her geçen gün daha yorgun olduğunu fark eden ailesi hemen doktora götürdü. Doktor ise bu durumun sebebinin sıradan bir virüs olduğunu söyledi.
Ancak Suki günler geçmesine rağmen bir türlü eski enerjisine kavuşamıyor aksine farklı semptomlar yaşıyordu. Anne Rachel teşhisin konduğu zamanları şöyle anlatıyor:
“Bacaklarında morluklar vardı ve geceleri terliyordu. İnternette biraz araştırma yaptık ve karşımıza lösemi çıktı. Ardından hemen hastanenin pediatri servisini aradım, kan testleri yapılması için Suki’yi getirmemizi söylediler.”
Yapılan testler sonrası doktor Suki’ye Akut Lenfoblastik Lösemi teşhisi koyduklarını söylediğinde Rachel, “Biliyordum, bunu hissediyordum. Yanılmış olmayı çok diledim ama olmadı” dediğini anlatıyor.
Teşhis konduktan sonra doktorları Suki’nin birden fazla kemoterapi tedavisine ihtiyaç duyabileceğini söyledi. İyileşmesi için kemoterapi şarttı ama diğer yandan bu tedavinin Suki’nin bağışıklık sisteminin daha da zayıflatacağı gerçeği ortadaydı.
‘KIZIMIZI RİSKE ATMAMAK İÇİN 4 HAFTA EVE GİTMEDİM’
Suki hızlıca intravenöz kemoterapiye başladı. Kızının yanında kalan Rachel, “Herhangi bir virüs, bakteri kapma ihtimaline karşı tam dört hafta eve gitmedim. Pete, kızımızı hastanede ziyaret edebilmek amacıyla, başkalarıyla teması en aza indirmek için işten bir ay izin aldı. O dönem henüz 22 aylık olan Betsie’yi ise büyükanne ve büyükbabasına bıraktık. O zamanlar korkunçtu. Büyük bir korku içindeydik. Bir çocuğumuz iyileşsin diye diğer çocuğumuzu göremiyorduk” diyor.
İlk tedaviyi bitirdikten sonra Suki, düşük doz kemoterapi için eve gidecek kadar iyi durumdaydı. Suki, tedavisi başladıktan sekiz ay sonra, Eylül 2017'de okula döndü. O sırada evde günlük kemoterapi ve her ay hastanede başka bir tür kemoterapi alıyordu.
ALL'li çocuklar ortalama olarak iki ila üç yıl tedavi görüyor. Bu da bir çocuğun başkalarıyla yakın temas kurmadan hayatına devam etmesi için oldukça uzun bir süre.
Londra'daki Royal Marsden Hastanesi'nden Pediatrik Onkolog Donna Lancaster, “Tecrit edilmeleri sosyal gelişimlerini engellediği için tedavinin daha az yoğun olduğu aşamada çocukların okula geri dönmelerini öneriyoruz. Aksi halde bazıları asla toparlayamayacağı bir eğitim düzeyi geriliği yaşayabilir” ifadelerini kullanıyor.
‘BESLENME ÇANTASINDA SANDVİÇİNİN YANINDA EL DEZENFEKTANI VARDI’
Suki okula başlamıştı başlamasına ama ailecek dikkat etmeleri gereken çok fazla nokta vardı. Rachel, "Sürekli tetikte olmak zorundaydık. Kalabalıktan uzak durmamız, ellerimizi sürekli yıkamamız ve dezenfekte etmemiz gerekiyordu. Suki okula gittiğinde beslenme çantasında sandviçinin yanında el dezenfektanı vardı. Kızlara her zaman hiçbir şeye dokunmamalarını söylüyordum. Sınıfta birisi rahatsızlandığında öğretmenler bizi uyarırdı ve 2 hafta boyunca onu okula göndermezdik” diye anlatıyor.
Herkesin basitçe yapabildiği şeylerin onlar için çok zor olduğundan da bahseden Rachel şunları söylüyor: “Sinemaya gitmek bizim için çok riskliydi. Ya da bir gün kafeye gitmek istediğimizde mümkün olduğunca herkesten uzak bir yerde oturmak zorundaydık. Sürekli tetikte olmak çok yorucu ve duygusal olarak tüketiciydi.”
ÇOCUKLAR ARASINDA EN YAYGIN KANSER TÜRÜ
Bu, aslında binlerce ailenin baş etmek zorunda kaldığı bir deneyim. 14 yaşın altındaki binlerce çocuk kansere yakalanıyor ve ALL en yaygın kanserlerden biri olarak karşımıza çıkıyor. Kanser tedavisi gören çocukların çoğu, kemoterapinin etkileri nedeniyle enfeksiyona yatkın hale geliyor.
Doktor Lancaster, genellikle kemik iliğinde başlayan bir grup kan kanseri olan lösemi hastaları için riskin özellikle akut olduğunu açıklıyor, “Kemik iliği bir kan hücresi üreten fabrika gibidir ancak anormal kanser hücreleriyle dolarsa sağlıklı hücreler üretemez” diyor.
Oksijen taşımak için gerekli olan kırmızı kan hücrelerini üretmedikleri için çocuklar yorulabiliyor. Bunun yanı sıra vücutları morarmaya eğilimli oluyor çünkü trombosit eksikliği kanın pıhtılaşmasını zorlaştırıyor.
Lancaster, “Kemoterapi de bağışıklığa zarar veriyor" diyor ve ekliyor: "Altı ila dokuz ay süren tedavinin ilk aşaması, en yoğun ve beyaz kan hücrelerinin çok düşük seviyelere düştüğü aşamadır. Çocuklar normalde vücutta sorunsuz bir şekilde yaşayan bakterilerden bile enfeksiyon geliştirebilirler.”
Pediatrik Onkolog Lancaster, ALL ile ilgili şu bilgileri de veriyor:
“Yaklaşık 18 ay süren daha yumuşak evrede, beyaz kan hücreleri hafifçe iyileşebiliyor ancak bağışıklık sisteminin diğer bölümleri hala etkilenebiliyor. Bu nedenle soğuk algınlığı bile lösemili bir çocuğu ciddi şekilde hasta edebiliyor. Beş yıl sonra çocukların yüzde 90'ı hayattayken ve sonuçlar iyileşirken, enfeksiyon gibi yıkıcı komplikasyonlar nedeniyle yüzde 1-2'sini kaybediyoruz.”
SUKI İYİLEŞTİ, BU KEZ DE PANDEMİ ORTAYA ÇIKTI
Neyse ki Suki’de durum böyle olmadı, yıkıcı komplikasyonlar ile mücadele etmek zorunda kalmadı. Tedavisi 2019 yılının nisna ayında sona erdi ve aile derin bir nefes alıp normal hayatlarına dönmeye başladı.
Hep birlikte tiyatroya, sinemaya gittiler. Kafede çekinmeden istedikleri yere oturdular ve rahatça sosyalleşmenin tadını çıkardılar. Suki’nin en büyük heyecanı ise Nisan 2020’de kutlayacağı 8'inci yaş günüydü.
Suki’nin doğum gününe sadece 2 hafta kala ülkede koronavirüs sebebiyle karantina ilan edildi. Kişisel karantinaları henüz biten aile, bu kez de tüm ülke ve hatta dünya ile karantinaya girdi.
HER ŞEY YENİDEN ELİNDEN ALINDI
Hastalığı sebebiyle 2017’den beri karantina olan Suki, tam normal hayata alışırken yine eve kapanınca altüst oldu. Rachel, “Suki karantinayı çok zor buldu. Okulunu, öğretmenlerini ve insanların etrafında olmayı çok seviyor. Bunların tekrar elinden alınması onun için hiç kolay değildi” diye anlatıyor.
Suki, geçtiğimiz nisan ayında 9'uncu yaş gününde yine Covid-19 kısıtlamaları nedeniyle parti veremedi ama bu kez en azından evde değildi. Doğum gününü okulda arkadaşlarıyla geçirdi.
'BÜYÜYÜNCE DOKTOR OLACAĞIM'
Rachel, kızının bu kutlama sayesinde kavuştuğu mutluluğun tarifsiz olduğu söylüyor. “Suki eve gelince hiç olmadığı kadar neşeliydi. Yanıma geldi ve bana ‘Bu şimdiye kadarki en iyi doğum günümdü’ dedi” sözleriyle kızının yaşadıklarını anlatıyor.
Suki halen her üç ayda bir kontrol için hastaneye gidiyor. Annesi, bu kontrollerin uzun yıllar daha devam edeceğini söylüyor. Tüm bu yaşadıkları karşında büyük mücadele veren güçlü kız Suki ise büyüdüğünde doktor olmak istediğini söylüyor ve ekliyor: "Bence doktorlar harika insanlar..."