2008'de Kıbrıs'ta neler oldu

Güncelleme Tarihi:

2008de Kıbrısta neler oldu
Oluşturulma Tarihi: Aralık 19, 2008 15:47

2008 Kıbrıs için fazla bir değişiklik getirmedi. Ama dört önemli gelişme meydana geldi. Nisan 2004'te kesintiye uğrayan Kıbrıs müzakereleri yeniden başladı. Rum lider Papadopulos'un yerine Hristofyas seçildi. 45 yıldır kapalı olan Lefkoşa'daki Lokmacı kapısı 3 Nisanda karşılıklı geçişlere açıldı. Petrol gerginliği, geçen yıl olduğu gibi bu yıl da sürdü.

Haberin Devamı

Lokmacı geçişler için hazırlandı...

Kıbrıs'ta, Rumların 24 Nisan 2004'te Annan Planı'nı referandumda reddetmesinin ardından kesintiye uğrayan Kıbrıs müzakereleri, Kıbrıs Rum kesimindeki lider değişiminin ardından 11 Eylülde yeniden başladı.

Kıbrıs Rum kesiminde Şubat ayında yapılan başkanlık seçimini Tasos Papadopulos ilk turda kaybetti ve seçimi ikinci turda, komünist AKEL partisi Genel Sekreteri Dimitris Hristofyas kazandı. Hristofyas'ın Rum liderliğine seçilmesi, Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik “umut rüzgarları” estirdi.

Ada'nın ilk bölündüğü yer olması nedeniyle simgeleşen ve 45 yıldır kapalı olan Lefkoşa'daki Lokmacı kapısı 3 Nisanda karşılıklı geçişlere açıldı. Lokmacı, açıldığı günün gecesi, Rum gençlerin gösterisi nedeniyle birkaç saat geçişlere kapatılıp yeniden açıldı.

Ada'da müzakereler devam ederken, petrol gerginliği, geçen yıl olduğu gibi bu yıl da sürdü.

KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ile Kıbrıs Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas, Kıbrıs'ta 4 yıldan fazla süren durgunluğun ardından, kapsamlı Kıbrıs müzakerelerinin prosedürünü belirlemek amacıyla 3 Eylülde bir araya geldi ve 11 Eylülde “Yönetim ve Güç Paylaşımı” ana başlığı altında kapsamlı müzakerelere başladı.

Liderler 16 Aralığa kadar 12 kez görüştü ve tek ana başlık altındaki konuları ele aldı. Müzakereler, Hristofyas'ın yurt dışı temasları nedeniyle beklenen hızda ve verimde ilerlemedi.

SÜREÇ 21 MARTTA BAŞLADI

Talat ve Hristofyas, Kıbrıs Rum kesiminde Şubat ayında yapılan liderlik seçiminin ardından başlayan yeni süreç çerçevesinde 21 Mart, 23 Mayıs, 1 Temmuz ve 25 Temmuzda 4 kez bir araya geldi. Talat ve Hristofyas, 21 Martta başlayan yeni süreçte, temsilcilerinin de katkısıyla 5 aylık bir hazırlık yaptı.

İlk önce çalışma grupları ve teknik komitelerin kurulması üzerinde anlaşmaya varan liderler, bu grup ve komitelerin çalışmalarını gözden geçirip değerlendirmek amacıyla yaptıkları görüşmelerde “iki kesimli, iki toplumlu ve siyasi eşitliğe dayalı çözüm” taahhüdünde bulunup, “tek egemenlik ve tek vatandaşlık” konularını ele aldı.

BM Genel Sekreterinin iyi niyet misyonu çerçevesinde 3 Eylülde tam teşekküllü müzakerelerin prosedür görüşmesini yapan ve 11 Eylülde müzakerelere başlayan iki lider, “Kıbrıs sorununa karşılıklı olarak kabul edilebilecek ve Kıbrıslı Rumların ve Kıbrıslı Türklerin temel ve meşru hak ve çıkarlarını koruyacak bir çözüm bulunması amacını taşıyan tam teşekküllü müzakerelerde üzerinde anlaşılacak çözümün, ayrı ayrı ve eş zamanlı olarak referanduma sunulmasını” kararlaştırdı.

SÜREÇ DEVAM EDERKEN...

26 Martta KKTC'ye önemli bir ziyaret oldu. Cumhurbaşkanı Talat'ın davetlisi olarak KKTC'ye gelen dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, Türk askerinin Kıbrıs'ta barış için bulunduğuna, 1974'ten beri de barışı sağladığına dikkati çekti ve "adil ve kalıcı barış sağlanana kadar bu kutsal görevin devam edeceğini" vurguladı.

Yeni süreç devam ederken, Kıbrıs Rum kesimi ile İngiltere 5 Haziranda karşılıklı anlayış memorandumu imzaladı. Hristofyas ile İngiltere Başbakanı Gordon Brown arasında Londra'da imzalanan memorandumda, Kıbrıs sorununun çözümünde "iki bölgeli, iki toplumlu federasyona" atıfta bulunuldu.

BAŞBAKAN ERDOĞAN KKTC'DE

Ada'da taraflar 25 Temmuz görüşmelerine hazırlanırken, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, beraberinde 8 bakandan oluşan kalabalık heyetle 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı kutlama etkinliklerine katılmak üzere KKTC'yi ziyaret etti.
Ziyaret ve bu çerçevede yapılan açıklamalar KKTC'de memnuniyet, Rum kesiminde ise tepkiyle karşılandı. Erdoğan, Talat ile düzenlediği ortak basın toplantısında, "Kıbrıs'ta çözüm Birleşmiş Milletler (BM) çatısı altında, BM Genel Sekreterinin iyi niyet misyonu çerçevesinde, adadaki gerçeklere dayanan iki eşit halk, bunun altını özellikle çiziyorum ve iki kurucu devlet arasında oluşturulacak, yeni bir ortaklık ilişkisi çerçevesinde bulunacaktır" diye konuştu.

ADADA PETROL GERGİNLİĞİ

Kıbrıs Rum yönetiminin, Kıbrıs ile Mısır arasındaki deniz bölgesinde bulunabilecek muhtemel petrol yataklarının araştırılması çalışmalarına 2009 yılının başlarında başlayacağı yönündeki haberler, Kıbrıs Türk tarafında, 3 Eylül öncesi "kışkırtıcılık ve sorumsuzluk" olarak nitelendi. Kıbrıs Türk tarafı, haklarından hiçbir şekilde taviz vermeyeceğini açıkladı.

Kıbrıs Rum yönetimin Akdeniz'deki petrol arayışları, Kasım ve Aralık aylarında da bölgede gerginliği artırdı. Hristofyas, Türk savaş gemilerinin Rum yönetimi adına petrol çalışması yapan gemilere müdahalesini iki mektupla BM'ye şikayet etti. Talat da, BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun'a bir mektup göndererek Hristofyas'a yanıt verdi. Talat, müzakereler sırasında Hristofyas'dan petrol çalışmalarını durdurmasını da istedi.

Petrol gerginliğinin 2009'da da sürmesi bekleniyor. Cumhurbaşkanı Talat, müzakereler öncesi son durumu değerlendirmek ve Genelkurmay Başkanlığı devir teslim törenine katılmak üzere 28 Ağustosta Ankara'yı ziyaret etti.

LİDERLER 12 KEZ GÖRÜŞTÜ

Talat ve Hristofyas, heyetleriyle birlikte, Lefkoşa ara bölgede 11 Eylülde başlayan müzakereler çerçevesinde, 16 Aralığa kadar 12 kez görüştü. Görüşmelere, BM Genel Sekreteri Kıbrıs Özel Danışmanı Alexander Downer ve BM Genel Sekreteri Kıbrıs Özel Temsilcisi Taye-Brook Zerihoun da katıldı. Downer, bazı görüşmelerde yer almadı.

Müzakerelerde, altı ana başlıktan biri olan “Yönetim ve Güç Paylaşımı” altında, “federal hükümete bırakılacak yetkiler”, “yürütme”, “yasama”, “yargı”, “federal sular ve federal polis”, “kamu idaresi”, “kamu hizmeti komisyonu”, “bağımsız kurumlar” konularını ele alan tarafların, anlaşamadıkları konuların anlaştıklarından daha fazla olduğu görüldü.

Müzakerelerde, Kıbrıs Türk tarafı, yönetim şekli olarak, İsviçre'de olduğu gibi “Başkanlık Konseyi”, Rum tarafı ise “Başkanlık Sistemi”ni önerdi. Liderlerin müzakerelerde zaman zaman baş başa görüşmesi de basında eleştiri konusu oldu.

KIBRISLI TÜRKLERİN SİYASİ EŞİTLİĞİ VE GARANTÖRLÜK

“Kıbrıs sorununun çözümünde Kıbrıs Türklerinin siyasi eşitliğinin mutlak surette karar ve temsil mekanizmalarına yansımasında” ısrar eden Türk tarafı, bulunacak çözümün iki halkın siyasi eşitliği ile iki kurucu devletin eşit statüsüne dayanmasının esas olacağını vurguluyor.

Kıbrıs Türk tarafı garantiler konusunu da çözümün esaslarından biri olarak ortaya koyarken, Kıbrıs Rum tarafı “garantilere gerek olmadığını, AB üyesi bir ülkenin garantöre ihtiyacı olmadığını” savunuyor.

ÜÇ SEPET MODELİ

Görüşülen konuların bazılarında fikir birliğine varan taraflar, bazılarında uzlaşmaya varamadı. Bunun için müzakerelerde “üç sepet modeli” uygulamaya kondu.
Bu modele göre, “birinci sepete” anlaşmazlıklar, “ikinci sepete” anlaşılan konular, “üçüncü sepete” de anlaşma sağlanması güç olan konular konuluyor. Üzerinde anlaşma sağlanamayan konular daha sonra tekrar ele alınacak.

Müzekereler devam ederken, Hristofyas, Talat'ı, “içeride başka, dışarıda başka” konuşmakla itham etti. Kıbrıs Türk tarafı, Hristofyas'ın bu açıklamasına sert tepki göstererek, Talat'ın “farklı ne konuştuğunu açıklamaları” çağrısında bulundu.

Yoğun yurt dışı temasları da yapan Rum liderin, Atina ziyareti sırasında, “Ben Yunanistan'dan izin almadan masaya otururum. Talat sütten kesilsin de gelsin” sözlerine çok sert tepki göteren Talat, 2 Aralıkta yapılan görüşmede, Hristofyas'ı protesto etti. Talat, basına da, Rum liderin, “hakaretlerinin hakaret olarak algılandığını anlamadığını” söyledi.

RUSYA ZİYARETİ VE GÖRÜŞMELERDE İLK GERGİNLİK

Hristofyas, Rusya ziyareti sırasında, 19 Kasımda Rusya ile işbirliği memorandumu imzaladı. Kıbrıs Türk tarafı, Hristofyas'ın, iki liderin çözüm ilkelerini aşındırma ve kendine göre yeniden şekillendirme çabasında olduğunu belirterek, memoranduma tepki gösterdi.

Bu nedenle Cumhurbaşkanı Talat'ın, 25 Kasımdaki görüşmede, Hristofyas'ın görüşme zeminini kaydırmaya yönelik çalışmasından duyduğu rahatsızlığını ve Rusya ile imzaladığı deklarasyona ilişkin Türk tarafının tepkisini iletmesi, taraflar arasında ilk ciddi gerginliğin yaşanmasına neden oldu. Hristofyas, Türk tarafının tepkisine yanıt teşkil eden yazıyı 2 Aralıktaki görüşmede okudu. Hristofyas'ın ortaya koyduğu argümanlar, Kıbrıs Türk tarafınca kabul görmedi.

Görüşmeler devam ederken, taraflar karşılıklı olarak askeri tatbikatları iptal ettiğini duyurdu. Kıbrıs müzakerelerinin yeni yılda yoğunluk kazanması bekleniyor.

KISA KISA

-Kıbrıs Rum yönetimi 1 Ocak 2008'de Kıbrıs Lirası para biriminden avroya geçti.

-Eski Almanya Başbakanı Gerhard Schröder, 1-2 Şubat günlerinde, KKTC Başbakanı Ferdi Sabit Soyer'in davetlisi olarak KKTC'yi ziyaret etti.

-KKTC Cumhuriyet Meclisi, Rumlara, KKTC'deki eski mallarını belli şartlarda satma imkanı veren yasa tasarısını 3 Marttaki oturumunda oyçokluğuyla onayladı.

-Alman Yeşiller Partisi Eş Başkanı ve Almanya Federal Parlamento Milletvekili Claudia Roth, Cumhuriyet Meclisi Başkanı Fatma Ekenoğlu'nun davetlisi olarak 18-20 Mart günlerinde KKTC'yi ziyaret etti.

-Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Kıbrıs'ta takası onayladı. AİHM, KKTC Taşınmaz Mal Tazmin Komisyonuna başvurarak, KKTC'deki eski malına karşılık Güney Kıbrıs'ta Türklere ait malı alma konusunda uzlaşmaya varan Kıbrıslı Rum Mike Timvios'un komisyonla olan anlaşmasını 1 Nisanda onayladı.

-Başpiskopos Desmond Tutu, eski ABD Başkanı Jimmy Carter ve eski Cezayir Dışişleri Bakanı Lahdar Brahimi'nden oluşan “The Elders” heyeti, Kıbrıs'ta “çözüm sürecine destek belirtmek ve uluslararası toplumun yeni sürece desteğini teşvik etmek” için 8-9 Ekim günlerinde adayı ziyaret etti.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!