Güncelleme Tarihi:
GAZETECİ İsmail Saymaz’ın dinleyicileri arasında Gelsenkirchen Anakent Belediye Başkanı Frank Baranowski ile eyalet meclisi SPD milletvekili Heike Gebhard da yer aldı. Wissenschaftspark’ta düzenlenen toplantıyı Şehir Tarihi Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Stefan Goch sundu. Enstitü çalışanlarından Mehmet Ayaş, Alman kamuoyundaki 15 Temmuz Darbe Teşebbüsü ve Fethullah Gülen yapılanması ile ilgili kafa karışıklığını gidermek ve kamuoyunu olan bitenle ilgili bilgilendirmek için bu toplantıyı organize ettiklerini ifade etti.
PARLAMENTODA ÇÖZÜLMELİ
Sade ve akıcı bir dille darbe sürecini anlatan İsmail Saymaz, Fethullah Gülen’in ordu - polis - yargı - eğitim gibi devlet kurumlarındaki yapılanma sürecine, AKP- Gülen ilişkisine değindi. Dinleyenlerin Kürt sorunuyla ilgili sorularına “Ortadoğu gibi bir barut fıçısının ortasında ancak laik ve demokratik bir cumhuriyetle Kürt sorunu çözülür. HDP mecliste olmalıydı ancak bu olmadı. Kürt sorunu silahla şiddetle çözülecek bir problem değildir, demokratik yolla parlamentoda çözüm aranmalıdır ve PKK derhal silahları bırakmalıdır” yanıtını veren Saymaz, iyimser olduğunu da sözlerine ekledi.
80 YILDIR KULLANILMAYAN KELİMELER
15 Temmuz kalkışmasını da anlatan Saymaz, şunları söyledi: “15 Temmuz Türkiye’de Erdoğan nefretini örgütleyen bir darbe teşebbüsüdür. Atatürkçü bir görünüm verilmek istenmiştir. Darbeyi yapan komitenin adı ‘Yurtta Sulh’ komitesidir. Bu Atatürk’ün ‘Yurtta Sulh Cihanda Sulh’ sözünden alınmıştır. Aynı zamanda darbe metninde Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi’nde yer alan ve Türkiye’de yaklaşık 80 yıldır hiç kullanılmayan kelimeler vardı. Bu da göstermektedir ki, darbenin merkezinde yer alan kuvvet aslında TSK içindeki Tayyip Erdoğan karşıtlığını harekete geçirerek darbeyi başarmak istemekteydi. Fakat darbenin arkasında Gülen yapılanmasının olduğu duyulduğu ve hissedildiği andan sonra o darbe çökmüş oldu. Darbenin yaratmak istediği toplumsal taban çökmüş ve sahneden çekilmiş oldu. Darbe muhatapsız kaldı. Kalkıştığı gece, başarı imkanı ortadan kalktı.”
BU DARBE GİRİŞİMİ DİĞERLERİNDEN FARKLIYDI
“Türkiye Almanya’ya göre darbeler cenneti sayılır” diyen Saymaz esprili bir şekilde “Sizin demokrasi deneyiminiz kadar bizim darbe deneyimimiz var, size göre konuyu çok daha iyi biliyoruz” sözleriyle 15 Temmuz darbe teşebbüsü’nü Türkiye’deki diğer darbelerden ayıran özellikleri anlattı:“12 Eylül dahil, Türkiye’deki hiçbir darbe geldiği gün böyle bir terör eylemine kalkışmamıştır. Hiçbir darbede Meclis vurulmamıştır. Polis birimleri, askerin kendi birimleri istihbarat birimleri vurulmamıştır. Tankların üzerine yürüyen sivil halka ateş açılmamıştır. 250 kişi birden bir gecede öldürülmemiş binlerce insan yaralanmamıştır. Türkiye meydanlarının üzerinde savaş uçakları alçak mesafelerde uçurulmamıştır. Bu nedenle 15 Temmuz Darbe Girişimi korkunç bir terör eylemidir. 15 Temmuz’un bir farkı daha vardır. Önceki darbelerin ve darbe teşebbüslerinin tamamını askerler, 15 Temmuz’u siviller tasarlamıştır; siviller tasarlamış askerler tarafından icra edilmiştir. 15 Temmuz’un siviller tarafından tasarlanmış olması dolayısıyla bu darbenin dış bağlantılı olması da kuvvetle muhtemeldir.”