Güncelleme Tarihi:
GEÇEN yıl 13 Kasım’da Paris’te meydana gelen saldırıların keşifçisi olduğu iddiasıyla G-20 Liderler Zirvesi’nin yapıldığı 16 Kasım’da Manavgat’ta yakalanan Fas uyruklu Belçika vatandaşı DEAŞ militanı Ahmet Dahmani ile onun Suriye’ye kaçmasına yardım etmek için Suriye’den geldiği öne sürülen Ahmet Tahir ve Muhammed Verde’ye, Manavgat 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nce verilen 10’ar yıl 9’ar ay hapis cezası az olduğu gerekçesiyle Yargıtay tarafından bozuldu. Kararın ardından sanıklar yeniden yargılanmaya başladı.
Tutuklu sanıklar, Manavgat 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın karar duruşmasında hakim karşısına çıktı. Duruşmada Ahmet Dahmani, Ahmet Tahir ve Muhammet Verde, Arapça ve Fransızca tercüman ve avukatları hazır bulundu. Sanık Muhammet Verde’nin avukatı Mehmet Emin Erdem, baro tarafından görevlendirildiğini, müvekkilinin ailesinin anlaştığı başka avukatla Manavgat’a doğru yola çıktığını, Konya’da olduklarını, ancak yoğun kar yağışı nedeniyle Manavgat’a ulaşamadıklarını, bu nedenle duruşmanın öğleden sonraya bırakılmasını talep etti. Mahkeme heyeti, duruşma tarihinin önceden belirlendiği ve polisin yoğun güvenlik önlemi aldığını, söz konusu avukatın vekaletinin henüz dosyaya sunulmadığı ayrıca Konya- Manavgat arasının normal zamanda bile dört saat sürdüğünü belirterek talebi reddetti.
CAM PARÇALARIYLA SALDIRDI
Sanık Muhammet Verde, DEAŞ’la ilgisi olmadığını, DEAŞ’la farklı siyasi düşüncede olduklarını söyleyerek, bu nedenle geçen aylarda cezaevinde kaldıkları koğuşta Filistinli bir tutuklunun kırık cam parçalarıyla saldırısına uğradığını söyledi. Ceza almalarına neden olan whatsapp konuşmalarının yanlış değerlendirildiğini savunan Verde, yaptıkları görüşmelerde DEAŞ’ı alaya aldıklarını, Ahmet Zeki’yle yaptıkları görüşmenin ise bambaşka bir konuyla ilgili olduğunu, hatta Ahmet Zeki’nin ÖSO’da olduğunu ve El-Bab’da çatışmalara katıldığını anlattı. DEAŞ’la ilgisi bulunmadığını öne süren Verde, tek hatasının sahte pasaport olduğunu belirterek beraatını talep etti.
’ANTALYA’YA GEZMEYE GELDİK’
Ahmet Tahir, kamyon şoförü olduğunu söyleyerek, ne DEAŞ’la ne de diğer örgütlerle bağlantısı olduğunu iddia etti. Bacanağı Muhammet Verde’yle Antalya’ya gezmeye geldiklerini söyleyen Tahir, Alanya’da bir kontrol noktasında durdurulduklarını ve polisin kendilerini bıraktığını belirtirken, Manavgat’ta ise durdurulduklarını anlattı. Tahir, polisin arabayı aradığında bacanağında sahte pasaport bulduğunu ve bundan haberi olmadığını öne sürdü. 1 yıldan fazladır cezaevinde olduklarını ve kendileriyle aynı suçları işleyenlerin salıverildiğini söyleyen Tahir, hiçbir şekilde DEAŞ’la alakası olmadığını, bu nedenle beraatını istedi.
BERAAT VE BELÇİKA’YA İADE İSTEDİ
Mahkeme başkanı tarafından son sözü sorulan Ahmet Dahmani ise insanlara iyilik yapmak için çalışan bir aktivist olduğunu, 2006 yılında Afrika ülkelerinden Benin’e, 2008 ve 2009 yıllarında ise Filistin’e gittiğini söyledi. Benin dönüşünde uçakta Belçika Dışişleri Bakanı olduğunu ve kendisini tebrik ettiğini öne süren Dahmani, DEAŞ’la ilgisi olmadığını savundu. Dahmani, beratını ve Belçika’ya iadesini istedi.
Duruşmaya verilen aranın ardından mahkeme heyeti, Ahmet Dahmani’yi ’terör örgütü üyesi olmak’ ve ’sahte pasaport temin etmek’ suçlarından 10 yıl 9 ay, Ahmet Tahir ve Muhammed Verde’yi ise ’terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etmek’ ve ’sahte pasaport temin etmek’ suçlarından 7’şer yıl 10’ar ay 28’er gün hapse mahkum etti. Duruşmanın ardından tutuklu 3 sanık İzmir 2 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’na götürüldü.