Güncelleme Tarihi:
Aracının saldırıda kullanıldığının ortaya çıkmasının hemen ardından Hürriyet de diğer gazeteler gibi Kılınç’ın açıklamalarını yayınladı. Ancak Hürriyet’in 31 Temmuz günü “Keşke ben ölseydim” başlığıyla verdiği haber tartışma yarattı, okurlardan da eleştiri geldi. “Kılınç’ın, PKK’lıların yolunu kesmesinden hemen önce jandarma istihbaratçılarla görüştüğü yolundaki sözlerinin haberden ayıklandığı” iddia ediliyordu.
Hürriyet Yazı İşleri Müdürü Emre İskeçeli, konuyu inceleyerek bir rapor hazırladı. İskeçeli’nin raporuna göre, 30 Temmuz günü, Bestami Kılınç ile ilk görüşen DHA muhabiri Ümit Kozan oldu. Kılınç, bu röportaj sırasında “Yolda Jandarma sivil istihbaratla karşılaştım” dedi. Fakat bu sözler, DHA’nın televizyonlar için servise koyduğu görüntülü haberde yer alırken, yazılı habere konulmadı.
Hürriyet muhabiri Hasan Tüfekçi’nin aynı gün Kılınç ile görüşerek geçtiği haberde de böyle bir cümle yoktu. Ona bu yönde bir şey söylememişti. AA’nın aynı gün geçtiği haberde de bu söz yoktu.
Dolayısıyla Kılınç röportajı, 31 Temmuz günü, “Keşke ben ölseydim” başlığıyla verildi. Ertesi gün “Kılınç’ın, JİTEM elemanlarıyla görüştüğü” haberinin bazı gazetelerde yer almasının ardından DHA, Kılınç’ın “İstihbaratçıları burada herkes tanır. O gün yolda karşılaştım” sözlerini servis etti. Hürriyet de, bu sözleri 1 Ağustos’ta “İstihbaratçıları herkes tanır” başlığıyla ilk sayfadan duyurdu. Hürriyet, ardından Jandarma Genel Komutanlığı’nın açıklamasını, Kılınç’ın ifadelerindeki çelişkileri de ayrı ayrı haber yaptı. İskeçeli, raporunda vardığı kanaati şöyle dile getirdi:
“Ben, yazılı haber hazırlanırken, olayın başlangıcı olarak kaçırılma anının dikkate alındığını ve bu yüzden ilk cümledeki ‘Jandarma istihbaratla karşılaştım’ sözüne yer verilmediğini düşünüyorum. Görüntülü servis edilen haberde bu cümlenin yer alması sebebiyle olayda bir art niyet olduğuna inanmıyorum.”
Okur Temsilcisi olarak, ben de hatanın Hürriyet Yazı İşleri’nden kaynaklanmadığı düşüncesindeyim. Yazı İşleri’nin önüne böyle bir bilgi gelmemişse, haberden ayıklanması da sözkonusu olamaz. Kaldı ki, sonraki günlerde bu konuda haberler yapılması kasıtlı bir tutum olmadığının göstergesi.
Buradaki sorun haber alma mekanizmalarındaki aksama. Kılınç, o bilgiyi verdiği an DHA’nın habercilik reflekslerinin alarm zillerini çalması beklenirdi. En azından o cümlenin yazılı haberde de yer alması gerekirdi. Anlaşılan yine art niyetten kaynaklanmayan bazı aksaklıklar olmuş ve cümle habere konulmamış.
Hatırlamakta yarar var; gazetecilik soru sorma ve merak mesleği. Dörtyol gibi olaylarda ne kadar çok soru sorarsak, gerçeğe o kadar çok yaklaşırız.
HANTEPE BASKININDA İHMAL İDDİALARI
İnsansız hava araçlarının (Heronlar) PKK’nın 20 Temmuz’da Çukurca Hantepe’deki askeri birliğe saldırısından 15 dakika önce çektiği belirtilen görüntüler ortaya çıktı. Taraf gazetesinde, bu görüntülerin tespit edilmesi üzerine Hantepe’deki askeri birliğin uyarıldığı ancak gerekli tedbirlerin alınmadığı öne sürüldü.
Bu iddiaların Hürriyet’te haberleştirilmemesi eleştirildi. İtiraz eden okurlardan İsmail Kurt, “Heronlar canlı yayın gibi çekiyor, göz göre göre askerler şehit oluyor. Neden hiç haber yapmıyorsunuz?” diye sordu. Ayrıca okurlar Uygar Onur, Emre Adem, Rıdvan Uysaler, Erdoğan Özbay da eleştirdiler Hürriyet’in bu tavrını.
Yazı İşleri Müdürlerinden Emre İskeçeli’ye bu iddianın haber yapılmamasının nedenini sordum. İskeçeli, gazetecilik ilkelerinden söz ederek yanıtladı sorumu:
“Bu görüntülerin doğruluk derecesi, nasıl, nerede, kimler tarafından servis edildiği bilinmiyor. Genelkurmay da bu bilgilerin doğru olup olmadığı konusunda herhangi bir açıklama yapmadı. Durum böyleyken, sadece bazı gazeteler manşete taşıdı diye bu haberlere Hürriyet sayfalarında yer vermek, yayın politikamıza uymaz.”
Ben de Okur Temsilcisi olarak İskeçeli’nin, iddia düzeyindeki bir haberi doğrulamadan ya da yeni bir gelişme olmadan Hürriyet’e taşımamak gerektiği yaklaşımına katılıyorum. Ancak bu çok ağır, önemli bir iddia. Dolayısıyla da ilk gün yayınlanmasa da sonra araştırılması, peşine düşülmesi gerekiyordu.
Nitekim Hürriyet, Heronlar’ın düşürülmesi ile ilgili olarak iki subayın yaptığı öne sürülen görüşmeyle ilgili iddiaları takip etmişti. O iddiayı ortaya atılmasından beş gün sonra “Soruşturma emri bizzat Başbuğ’dan” diye haber yapmıştı. Aynı gün “O teğmen uçakta o yarbay Napoli’deydi” başlığıyla dosyayı örtbas etmekle suçlanan subayın açıklamasını da haberleştirmişti. Devam eden günlerde yeni açıklamalar da haber yapıldı.
Evet, bu iddialar hakkında Genelkurmay’dan ya da başka bir kaynaktan açıklama yapılmadı. Ama Hantepe’de yaralanan askerlerden Fatih Davranoğlu, 5 Ağustos’ta Bursa’daki evine döndü. Gaziyi evinde bekleyenlerden biri de şehit askerlerden Hakan Yutkun’un annesiydi. O karşılaşma anını DHA ve AA, etkileyici bir fotoğraf eşliğinde haber yaptı. Bu haber, Hürriyet’te çıkmadı. Halbuki bu haber ve fotoğraf, saldırıyla ilgili iddialar hatırlatılarak okura yansıtılabilirdi.
Hatta Yüksek Askeri Şura öncesinde Genelkurmay önünde eylem yapan şehit ailelerinin fotoğrafı da yayımlanmış olsa okurlardan gelen eleştiriler daha kolay yanıtlanabilirdi. Zira onlar, 2009’da Çukurca’da mayına basarak şehit düşen altı askerin aileleriydi; o mayının da PKK değil asker tarafından döşendiği iddiaları ortaya atılmıştı.
OKURLARDAN KISA KISA
Etta Aksoy: Üç gündür gazetenizin spor sayfalarında Türkiye Yüzme Şampiyonası hakkında haber arıyorum. Boşuna. Şampiyonaya katılan küçük yüzücüler arasında 13 yaşındaki torunum da vardı. Senelerdir, özveri ile bu sporu yapar. Takdir ve teşvik görseler, motive olurlar.
Ahmet Tüter: Başak burcuna ait yorum 2 ve 4 Ağustos günleri değiştirilmeden yayınlandı. Yoksa astrolog tatilde mi?
Ayşegül Kolağasıoğlu: Seyahat ekindeki Batı Karadeniz sahilleri yazısında, garip şekilde Sinop ve sahilleri yer almamaktadır. Samsun’dan başlayarak İstanbul’a kadar uzanan, tüm küçük koy ve plajların anıldığı yazıda, billur gibi denizi, doğal limanı, TV dizilerine set olmuş doğal güzellikleri ve yöresel yemekleri olan Sinop kentinden bahsedilmemesini yadırgadım.
Altan Sağanak: Sayın Tayyip Erdoğan'ı tanımayanlar mı var da birinci sayfadan başlayarak her gün her fırsatta resmini koyuyorsunuz? Bugünkü (30 Temmuz) “Harp Okulu’ndan video kovdurdu” haberinin büyütecek ne yönü var? O haber mi önemli, 17. sayfadaki ekolojik felâketler mi daha önemli?
Cihan Özcan: Acaba sadece Avrupa baskısında mı oluyor? Dikkatli bir okurunuzum. 19 Temmuz’da 18. sayfada “Kahn Gelişmeleri ipad”dan izliyor adlı haber 20 Temmuz’da 20. sayfada tekrar ediliyor. Vahap Munyar’ın “Tofaş Bursa Müzesini gezdim kaderim değişti” adlı haber de tekrarlandı.
Nilgün Serin: Bugünkü (27 Temmuz) gazetenizin veya gazetemizin birinci sayfasında Balyoz haberi birkaç santimetrekarenin içine sığdırılmaya çalışılmış. TV haberleri, programları ve diğer gazete manşetleri bu konu üzerine oluşturulmuş ama Hürriyet için sıradan bir olay.