Dominik’ten ilk izlenimler

Burası bir ada. Ortadan ikiye kes, adanın batısı Haiti, doğusu Dominik. Ocak 2010’daki depremde Haiti yıkılırken, Dominik’e hiçbir şey olmamış. “Tanrı’nın gazabı” diyor Dominikliler buna, Haitililer voodoo büyüsüyle çok uğraştıkları için Tanrı onları cezalandırmış. Ne yaparsın, Dominik buna inanıyor...
Paris’ten uçakla sekiz saat Dominik... Bu bölgeye Avrupa’dan uçan en iyi havayolu şirketi Air France. O da ne kadar iyiyse artık. Bu bölgeye defalarca Air France’la uçtum, birinde memnun kalmadım.
THY bu güzergaha uçsa, üst düzey hizmetiyle Air France’ı taca çıkaracağından adım gibi eminim.
Burada kış sezonu... Kış sezonu dediysem, sadece yağmur ve tatlı bir rüzgar var. Ocakta başlayan yaz sezonu nisan sonunda bitiyor. Şu an gece 24.00 ve ben okyanusa karşı bahçede tişörtle yazı yazıyorum, öyle bir kış sezonu yani...
Punta Cana’da uçaktan inip, altı kişilik küçük bir uçakla 45 dakika daha uçtuktan sonra ancak Survivor ekibine ulaştık. Şu kadarını söyleyeyim; Lost’un çekildiği Hawaii’den çok daha ‘lost’ bir yer burası... Her yer yeşil, her yer orman...
Küçük uçağımızın indiği pist o kadar küçük ve palmiyeler arasına sıkışmıştı ki, durduğumuzda pistin sonundaydık ve derin bir oh çektik.
Sürekli elektrik gidip geliyor, internet hızı düşük... Doğru anladınız, yoksul bir ülke burası... Yavaş ama internetten istediğim siteye girebiliyorum, yasak falan yok.
Anladığım kadarıyla sivrisineklerle mücadele de yok. Kollarımı o kadar şişirdiler ki, bacağım kalınlığındalar artık.
Daha denize girmedim ama okyanus pek çok yerde olduğu gibi burada da sevimsiz. Bizim güneyin denizi gibi denizi dünyada arasan bulamazsın.
Dominik’te henüz bir yer görmüş sayılmam, devamını pazartesiye anlatırım artık...

Yasaklara yeter!

Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı, Ekşi Sözlük’ün kapatılabileceğini söylüyor.
Tepkiler çığ gibi büyüyor.
TİB “Böyle bir şey söz konusu değil” açıklaması yapıyor.
Ortalık karışıyor.
TİB kapatılacağını söyledi ya da söylemedi...
Önemli olan bu iklimin yaratılmış olması.
O kadar çok yasak konuşmaya başladık ki, herkesin kafasında Ekşi Sözlük’ün de bir başkasının da kapatılabileceği algısı var.
TİB’e düşen, “Kapanması yönünde kararımız yok” açıklaması yerine, bu yasakçı iklimi ortadan kaldırmaktır.
Bu iklim ortadan kalkmadıkça, bugün İtiraf.com’u, Ekşi Sözlük’ü konuşuruz, yarın diğerlerini...

Küba’nın başarısı

Castro’nun ülkesi Küba’yı yoksulluğa mahkum ettiğini söyleyenler, Karayipler’de birkaç ada ülkeyi daha gezmeli.
Şu an bulunduğumuz Dominik ve Haiti bu ülkelerden.
Buralarda sosyalist bir rejim yok ama halk yine yoksulluk içinde...
Yollar kötü, binalar derme çatma...
Küba’dan bile daha kötü durumdalar.
Hiç değilse yıllardır süren Amerikan ambargosuna rağmen Küba sağlık, eğitim gibi konularda dünyanın en iyisi.
Bazı spor branşlarında ciddi başarıları var.
Dominik’in, Haiti’nin nesi var?
Castro’su yok!

Doğruya doğru...

Hakan Şükür’ün milletvekilliği adaylığından sonra TRT’deki yorumculuk görevini bırakması gerektiğini pek çok isim yazdı.
Ben de 15 Nisan’da “Bu haftaki programda veda etmeli” diye yazdım...
Gerçekten de o hafta TRT’de yorumculuğu bıraktı Hakan...
O günden bu yana bakıyorum da, “Bırak bırak” diye baskı yapanların hiçbiri Hakan’ın yorumculuğu bıraktığını okurlarına duyurmadı, duyurmuyor.
Yorumculuğu bırakmadığı için haftalarca eleştirdiğimiz isme yorumculuğu bıraktığı zaman neden “Doğruyu yaptı” demiyoruz?
Geç de olsa ben diyorum işte...

Hido gururu

Geçen ay gazetelerde okuyup geçmiştim, uçakta basketbol dergisi Slam’ı karıştırırken bir kez daha karşıma çıktı haber.
Dergi, NBA’de tüm zamanların en iyi 500 oyuncusunu seçmiş.
Birinci sırada, tüm zamanların en iyi oyuncusu olarak Michael Jordan var...
İlk beşte, sırasıyla Michael Jordan, Wilt Chamberlain, Bill Russell, Shaquille O’Neal ve Oscar Robertson yer alıyor.
İşte bu listede Hidayet Türkoğlu da var.
454’üncü sırada...
Sırasına bakıp burun kıvırmayın, efsanelerin olduğu listede tüm zamanların en iyi oyuncusu olarak yer almak o kadar zor ki...
Hido’yla ne kadar gurur duysak azdır.