Paylaş
Geçenlerde, Sahil Yolu'ndan gazeteye doğru gelirken, gözüm, terkedilmiş Gazhane Binası'na takıldı. Rahatsız edici bir mezbelelik, şehrin göbeğinde bir otomobil mezarlığı.
Yedikule Gazhanesi, 1890 yılında çalışmaya başladı. Böylece İstanbul'un aydınlatılması sağlandı. Havagazı üretilen bu yerlerin işlevi bittikten sonra çürümeye terkedildi.
Makineleri söküldü, parçalandı, hurdacıya satıldı, çirkin bir görüntü olarak gözlerimizin önüne bırakıldı.
Essen'de (Almanya) Türkiye Araştırmalar Merkezi'nin binasında İkinci Dünya Savaşı'nda silah yapılırmış.
Almanya'da kömür havzalarındaki bir çok bina da şimdi kültüre kazandırılıyor. Sergi salonları, konser salonları olarak kullanılıyormuş.
Silahhanenin bir kültür kurumuna verilmesi, büyük anlamlar taşıyor.
Çünkü insanın öldürülmesine ilişkin faaliyetlerin yapıldığı bir yerde, insanın yaşatılması, yüceltilmesi için çalışılıyor.
Bütün dünyada bu çalışmaların aynı anlayışı yansıttıklarını söylemeye gerek yok. Örnekler bütün bir gazeteyi kaplayabilir.
Tarihi yerlerle gerçekleştirilen kültür etkinlikleri insanın zihninde örtüşüyor.
* * *
OYSA Yedikule Gazhanesi'nde sanat etkinlikleri başlatılmıştı.
14 Ekim 1992'de bir grup sanatçı burada Gazhane Sanat Şenliği'ni düzenlemişlerdi.
Resim, fotoğraf, müzik, dans, tiyatro gösterileri yapılmış ve büyük ilgi toplamıştı. Gelen insanların çokluğu hepimizi şaşırtmıştı.
O bölgenin ilgi odağı olmuştu. Demek ki o bölgenin sanata gereksinimi vardı.
Hürriyet Gösteri'de yayınlanan Gazhane'de Sanat Şenliği (Hürriyet Gösteri, Ekim 1992) röportajında Hami Çağdaş bina üzerine şu bilgilleri veriyor:
‘‘Orası aynı zamanda Osmanlı'nın sanayileşmesi açısından çok önemli bir adım; bir teknoloji tarihi müzesi haline getirilebilir.’’
Çağatay Karaçizmeli, Feshane'de yapılan hataların burada tekrarlanmaması için o zaman şu uyarılarda bulunmuş:
‘‘Feshane'de vahim hatalar yapıldı. Komet'in, Mehmet Akif'in, Ressam Haklı şiiriyle duvarda oluşturduğu yapıt, restorasyon sırasında yok edildi. Buna, kimsenin sesi çıkmadı. Artık böyle durumların yaşanmayacağı günler olacak. Ayrıca, doğalgaz geldikten sonra, bu Gazhane yıktırılacak. Buranın da korunmasını sağlamak istiyoruz. İnsanlar buraya biraz daha dikkatli bakmalılar.’’
Bugünkü sonucu görünce kimsenin eski binayı kültüre kazandırmak gibi bir düşüncesinin bulunmadığını anlayacaksınız.
Feshane bir Modern Sanat Müzesi olacaktı, hayallerimiz yıkıldı.
Gazhane, bir kültür sitesine dönüşecekti, yapılmadı.
* * *
OKURLARIM iki örneği karşılaştırdıklarında estetik konusunda, yerel yönetimlerin, devletlerin ilgilerini/ilgisizliklerini farkedecekelerdir.
Sahil Yolu'nda o kara leke de bizim utancımız olarak varlığını sürdüreceğe benzer.
Paylaş