Devleti taşıyan sütun

TOP seslerinin bizim Dışişleri’ni uyandırması üç gün sürüyor.

Kuzey Irak’a kara harekatı 21 Şubat’ta başlıyor. Dışişleri Bakanlığı üç gün sonra kendine gelebiliyor ve ancak 24 Şubat’ta bizim büyükelçiliklere talimat gönderiyor:

"Bulunduğunuz ülkede hükümete gidin ve kara harekatını anlatın."

Dünya zaten ilk gün ayakta, Ankara’nın açıklamaları ve ona karşı diğer ülkelerin tepkileri çoktan TV ve gazetelerde. Üç gün sonra ne anlatması?

Uzak bir ülkede, büyükelçi talimat gereği, o ülke yetkililerine "biz kara harekatına başladık" dediğinde, elin oğlu garip garip bakıyor, "bu adam bizimle dalga mı geçiyor" diyerek.

Bu da, Genelkurmay’dan bağımsız, kara harekatının diplomatik yönü.

BÜRO VE ACENTE

Dışişleri Bakanlığı devletin kuruluşundan başlayarak, devleti taşıyan sütunlardan biri. Kuruluştan AKP iktidarına kadar hep öyle.

Yıllar içinde iyi bakan geliyor, kötü bakan geliyor, bilen geliyor, bilmeyen geliyor, ama bakanlık hep ayakta kalıyor.

AKP ile birlikte, Dışişleri tercüme bürosu ve seyahat acentesi gibi. Tercüme bürosu bile demek tam doğru değil, çünkü Türkiye için hayati değerde ikili görüşmeleri Tayyip Erdoğan kendi adamlarıyla götürüyor. Bazı önemli görüşmelerde Dışişlerinden kimse yok.

Buna karşılık, otel ve uçak rezervasyonları Dışişleri üzerinden.

GÖLGE BAKAN

Dış politika ise pratikte, stratejik derinlik danışmanlarına emanet.

Harekat öncesi Ankara’dan bir heyet Bağdat’a gidiyor. Heyetin başında Erdoğan’ın danışmanı Ahmet Davutoğlu.

Nerede Dışişleri’nin yetkilisi? Yoo normal, dış politikada nereye baksan Davutoğlu, gölge bakan olarak.

AKP Dışişleri’ne bunları reva görüyor. Bakanlık ne yapıyor? Buna secde etmekle meşgul.

HARİKALAR DİYARINDA

AKP ile birlikte, Türkiye hazin bir çöküşe tanıklık ediyor. Dışişleri’nin çöküşüne.

Bir zamanlar ve uzun zamanlar, eğer güvenlik sorunu da varsa, dış politika askerle birlikte yürütülüyor. Şimdi o hatlar belli aralıklarla kopuk.

Kopukluğun zirvesinde ise, Ali Babacan Harikalar Diyarında. Karton film kahramanı gibi. Tereddüde düştüğü anda ki, sık sık düşüyor, telefona sarılıyor, büyüklerini arıyor. Bazen en sıradan kararlar için, bazı idari atamalar için bile.

Aslında her şey kuralına uygun. Dışişleri’nin hali eşittir ülkenin hali. Eskiye göre fark var. Eskiden Dışişleri ülke geneline göre, arkadan dolaşıp, iki puan alma becerisine sahip. Şimdi o yok.

MHP’nin açıklaması

KARA harekatının sona ermesi üzerine, Genelkurmay ile CHP ve MHP arasında tartışma başlıyor. Herkes için zararlı bir tartışma.

Dün ben de, bu partileri ve Genelkurmay’ı eleştiriyorum. MHP ile ilgili bölümde, 22 Temmuz seçimlerinden sonra, Devlet Bahçeli’nin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’tan randevu istediğini, ama Büyükanıt’ın bunu geri çevirdiğini yazıyorum.

Dün MHP yetkilileri arıyor, ayrıca bir açıklama yayınlıyor. Açıklama aynen şöyle:

"Bu iddia hayasız bir yalandır. Genel Başkanımız bugüne kadar hiçbir genelkurmay başkanıyla görüşmek için randevu istememiştir. Bu iddia üzerine, bu konuda resmi bilgi verilmesi amacıyla Genelkurmay Başkanlığı’na resmi başvuruda bulunulmuştur. Genelkurmay Başkanlığı’ndan alınacak cevap kamuoyuna duyurulacaktır.

Şeref ve haysiyet duygusundan asgari nasibini almış insanların başvurmayacakları bu yalanların sahiplerinin amaç ve niyetleri tarafımızdan esasen bilinmektedir.

Türk kamuoyu bu müfterilerin karanlık hesaplarını ve hüviyetlerini bu vesileyle bir kere daha görecektir."

Açıklamanın üslubu söze gerek bırakmıyor.
Yazarın Tüm Yazıları