Darbelerde en ağır darbe sola

12 Mart’ta muhafazakar bir parti iktidarda. Darbe ilk anda ona karşı gibi.

12 Eylül’de muhafazakar bir parti iktidarda. Darbe ilk anda ona karşı gibi.

Haberin Devamı

28 Şubat’ta muhafazakar bir koalisyon iktidarda. Darbe ilk anda ona karşı gibi.

Oysa, üç darbe de ülkenin bütününe, ama her üç darbe asıl solun üstüne çöküyor. Sol bir anda ana hedef haline geliyor.

12 Mart ve 12 Eylül’de tutuklamalara, işkencelere, idamlara, görevden uzaklaştırmalara bakın, o listelerde ağırlık sol isimler ve sol legal örgütlerde. 28 Şubat’ta andıçlanan isimlerin çoğunluğu yine soldan.

Bunu, ters açıdan hem de bir duruşmada en veciz biçimde dile getiren, 12 Eylül’de MHP duruşmasında Agah Oktay Güner. Savunmasında MHP’li Güner aynen:

“Biz, fikirleri iktidarda, üyeleri hapis yatan bir parti olarak...”

MHP’nin fikirleri iktidarda imiş, o sırada iktidar

12 Eylül askeri darbesi.

İLKELLİK


Darbe-sol bağlantısına dönük hatırlatma bugün çok gerekli.

Çünkü, günümüzde iktidar yardakçıları hep bir ağızdan, solu asker yanlısı göstermek hevesinde.

Her askeri darbede en ağır darbeye maruz kalan sol, nasıl oluyor da, asker yanlısı çıkıyor? Sola bu damgayı vurmaya kalkmak, ya cehalet ya da gaflet, hatta alçaklık.

Demokratik bir ülkede kurumların karşılıklı denge içinde yönetilmesini, kuvvetler ayrılığı ilkesini savunmak, demokrasinin sadece sandıktan çıkmak olmadığını söylemek, ne zamandan beri darbelerden yana olmak anlamını taşıyor?

Bir siyasal iktidarla aynı düşüncede olmamak, ne zamandan beri askerden yana olmak, demek? İlkellik işte. Hem de daniskası.

Haberin Devamı

Batı’da böyle “zirve” yok

EN dinci gazeteden en milliyetçi gazeteye, en demokrat geçinenden en liberal gazeteye kadar, TV’ler dahil, tüm medya aynı başlıkta birleşiyor:
Çankaya’da üçlü zirve.

Dün Çankaya’da Abdullah Gül, Tayyip Erdoğan, İlker Başbuğ görüşmesi haberi. Zirve.

Ben bugüne kadar hiç bir demokratik Batı ülkesinde Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Genelkurmay Başkanının yaptıkları üçlü toplantıya “zirve” (summit) denildiğini bilmiyorum. Çok önemli konuların ele alındığını üçlü toplantı olsa bile, yine de “zirve” diyen yok. Batıda “zirve” iki ve ikiden fazla devlet başkanının bir araya gelmesinde kullanılıyor.

Dünkü toplantının “zirve” olarak tanımlanması bile, başlı başına demokratik refleksimizin ne kadar zayıf olduğunu gösteriyor. Ayrıca, birileri ne kadar hafife alsa bile, askerin ağırlığını.

Nerede o demokrat arkadaşlar? Yakışıyor mu size, “zirve” diye başlık atmak, yazılarda “zirve” demek? Eminim, bu önemli ayrıntının farkında bile değiller.

Onlara göre, demokratlık her fırsatta askeri eleştirmek, demek.

Haberin Devamı

On altı başlık kilitlendi

“Bu hükümet Türkiye’yi AB’ye taşıyor” balonu geçen hafta sonu Brüksel’de patlıyor.

Türkiye-AB haberleri çoktan beri sümen altı. Gerçi, “AB” denildiği anda, iktidar yardakçıları hükümete hemen anlı şanlı övgüler düzüyor, ama bu sefer onlarda bile hal kalmayacak bir durum var.

Türkiye ve Hırvatistan tam üyelik görüşmelerine aynı zamanda başlıyor. Hırvatistan’la işlemler bitti, bitiyor. Onlar gelecek yıl tam üye olabilir.

Bizim işler ise, kesat. Ciddi kısıtlama var. Üç ayrı cephede.

Tam üyelik görüşmelerinde toplam

35 fasıl ya da başlık, yani konu var.

Tek tek ele alınıyor, o alanda

AB’ye uyum sağlandı sağlanmadı, denetleniyor. 35 başlık içinde biz henüz 12’ncideyiz.

Ya kalanlar? Kıbrıs Rum Kesimi altı başlığı, Fransızlar beş başlığı, çeşitli ülkeler Kıbrıs nedeniyle beş başlığı görüştürmüyor. Toplam on altı başlık kilitlenmiş durumda.

AB şarkıları Türkiye’de zaten unutuluyor, AB de elinden geleni ardına koymuyor.

Yazarın Tüm Yazıları