Çukurova’da ’beyaz altın’ın yerini ’sarı inci’ aldı

Pamuğun yüksek üretim maliyeti ve düşük getirisiyle son yıllarda üretiminin azaldığını belirten Şahin Bilgiç, geçmiş dönemlerde Adana’da 800 bin dekarlık bir alana pamuk ekilirken, alanın bu yıl 350 bin dekara düştüğünü söyledi.

Bu yıl pamukta 200 bin tonluk bir rekolte beklediklerini ifade eden Bilgiç, "Çukurova denince akla yıllarca beyaz altın, yani pamuk gelirdi. Hem Çukurova’da, hem de diğer pamuk yetişen yerlerde pamuk üreticinin ekmez olduğu bir hale geldi. Çünkü pamuk ekimi üreticiye para kazandırmıyor. Pamuğun girdileri pahalı. Çiftçiye yansıması getirisi son yıllarda çok fazla olmuyor" diye konuştu.

’PAMUKTA YÜZDE 65 DIŞA BAĞIMLIYIZ’

Çukurova’da pamuk üretimindeki bu düşüşün Türkiye’ye de olumsuz yansıdığını kaydeden Bilgiç, şunları söyledi:

"Bizim bölgemizle özdeşleşen pamuğun Türkiye’de yetişen yerlerde ekilmesi lazım. Adana Ticaret Borsası olarak biz son yıllarda yüzde 65 dışa bağımlı olduğumuz pamuğun tekrar eski günlerine dönmesi için bir gayret içerisindeyiz. Tarım bakanımıza ve hükümetimize de bu noktada pamuğun üzerindeki yükleri hafifletebilmesini istiyoruz. En azından pamuğun prim sistemini biraz daha yükseltmeleri, girdilerinin, maliyetlerinin üreticiye az yansımasının sağlayacak tarzda bu ürünün ekilmesini bu bölgede ve pamuk yetişen bölgelerde sağlamak istiyoruz. Pamuk, Türkiye için gerçekten stratejik bir ürün. Hem tekstil hem konfeksiyon sektörü ihracatımız iyi noktalarda ama dışarıdan aldığınız ürünleri işleyip tekrar dışarıya satmak sizin maliyetlerinizi yükseltiyor. O açıdan bu ürünün Adana’mızda ve bölgemizde üretilmesini ve tekrar eski günlere gelmesini sağlamamız lazım."

’SARI İNCİ’ EKİLİYOR

Bu nedenlerle başta Adana olmak üzere Türkiye’nin birçok noktasında çiftçinin pamuk ekmeyi bırakıp yerine alternatif ürünler aradığını ifade eden ATB Başkanı Şahin Bilgiç, şöyle devam etti:

"Pamuğun ekim alanını işgal eden topraklar yerini ’Sarı inci’ dediğimiz mısıra bıraktı. Mısır neredeyse toprak yapısı olarak Türkiye’nin yüzde 90’ında üretiliyor. Soğuk iklimde bile yetişebiliyor. İç Anadolu’da, Doğu Anadolu’da nereye giderseniz gidin mısır alanı artık çok fazla. Onun için bölgede en katma değeri yüksek olarak yine hem pamuğun hem soyanın, ayçiçeğinin de alternatifli ürünler olarak ekilmesinden yanayız. Üreticilerimizi bu noktada bilinçlendiriyoruz. Çünkü katma değerli ürünlerin ülkemizde üretilmesi gerekiyor. Bir çoğunda dışa bağımlıyız. Soyanın yüzde 90’ında dışa bağımlıyız, yılda 1 milyar dolar para veriyoruz. Geçen yıl 210-220 bin tonlarda üretimimiz var. Yaklaşık bunun 150-160 bin tonunu biz bölgede ürettik. Kullandığımız soya ve türleri 2 milyon 100 tonlarda, bu çok büyük bir rakam. Dışarı verdiğimiz paranın içerideki üreticilere prim olarak verildiği taktirde, ben inanıyorum ki Çukurova bölgesinde pamuktan kaçış belki de soya ile doldurulabilir. Bu topraklar bütün ürünleri rahatça yetiştirebilecek tarzda topraklar. Ayçiçeği bölgede iyi bir ürün olarak yetişmeye başladı. Hava, su ve toprak zenginliği bakımından gerçekten Çukurova bölgesi sadece Türkiye’nin değil dünyanın önemli ovalarının başında geliyor. Bu ovaların toprağından yetişen ürünlerin bizim üreticimizi zengin etmesi lazım, güçlü etmesi lazım. Çünkü zenginliğin olduğu yerde ne terör olur ne başka karmaşa olur. Çünkü zenginlik, refah seviyesi arttıkça Türkiye’nin gelişmesini ve önünü de açmasını sağlamış oluruz."

Başkan Bilgiç, çiftçinin mısırdan elde edeceği kazancın düşmemesi için müdahale alım fiyatının Tarım Bakanlığı tarafından acilen açıklanması gerektiğini sözlerine ekledi.