Güncelleme Tarihi:
Cinselliğin biyolojik ve sosyal olarak inşa edilen, kültürel ve dini inançları yansıtan bir olgu olduğuna dikkati çeken Dr. Ejder, anne babaların çocuklarıyla konuşmaktan utandıkları için bu konuda konuşmayı sürekli ertelediklerine dikkat çekerek şöyle dedi:
"Oysaki genel anlamda cinsel eğitimin, çocukların ve ergenin bedensel, duygusal, sosyal, zihinsel ve cinsel gelişimlerini takip etmek, kız ve erkek rollerini kabul etmesine, kendi cinsinin özellikleri ve karşı cinsin özellikleri ile bir bütün içinde yaşamasına yardımcı olmak amacıyla verilen bilgilendirme ve bilinçlendirme çalışmalarıdır. Cinsel eğitim doğumdan başlayan ergenlik dönemini de içine alan uzunca bir süreçtir. Gerek anne, gerek baba tarafından verilecek cinsel eğitim, çocukların ve ergenin başka kaynaklara yönelmesini engelleyecektir.
Cinsel eğitime başlamak için belli bir yaş bulunmamasına rağmen, anne babalar, çocukları okul öncesi dönemdeyken (3-4 yaş dolaylarında) ilk sorularla karşılaşırlar. Açıklamalar sade bir dille, rahat, utanmadan ve bilimsel kaynaklardan yararlanarak yapıldığı takdirde gelecekte karşılaşılabilecek olası zorluklar yaşanmayacaktır. Anne babalar çocuğa iyi ve kötü dokunuşu ayırt etmeyi öğretmeli, uygun cinsel davranışın sınırlarını belirlemeli, çocuğu doğru cinsel bilgiyle donatmalılar."