CO, hem öldürüyor hem yaşam kurtarıyor

Güncelleme Tarihi:

CO, hem öldürüyor hem yaşam kurtarıyor
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 06, 2002 15:58

Karbon monoksitin yaşam kurtarabileceği iddiası bazılarına inandırıcı gelmeyebilir. Her yıl binlerce kişinin ölümüne yol açan bu ölümcül gaz, bazı bilim adamlarına göre yaşam kurtarıyor. Bu gaz, organ nakli ameliyatı geçiren hastaların yaşam şansını artırırken, astım şikayeti olan hastaların daha rahat nefes almalarına yardımcı olabilir.

Karbon monoksit artık sağlığa yararlı yönüyle öne çıkıyor. Bu yılın başlarında bir grup bilim adamı, fare kalbi takılan sıçanların organ reddi sorununu karbon monoksit koklatarak çözdü. Başka bir ekip de, akciğer nakli geçiren farelerin yaşamının karbon monoksit ile kurtarılabileceğini bildiriyor. Hatta, gazın kalp krizini önlediği bile söyleniyor.

Beden üretiyor

1960 yılından beri vücudun doğal olarak az miktarda karbon monoksit ürettiği biliniyor. Gaz, ‘haem oksijenaz-1’ (HO-1) denilen enzimin, alyuvarlardaki demir içeren pigment olan haem'i parçalamasıyla ortaya çıkar. HO-1, yara veya enfeksiyona karşı vücut savunmasının bir parçası. Bu enzim dokuların toksin, morötesi ışın radyasyonu, hormon, aşırı derecede yüksek veya alçak oksijen düzeyi ve ilaçlar nedeniyle zarar görmesi sonucu faaliyete geçer. Ayrıca hasar görmüş alyuvarlardan salgılanan toksik haem moleküllerini (HO-1) temizler. Ancak bu temizlik faaliyetleri sırasında üretilen karbon monoksitin önemsiz bir yan ürün olduğu düşünülüyordu.

Ne var ki 1993 yılında Johns Hopkins Üniversitesi'nden Solomon Snyder, karbon monoksitin daha anlamlı bir rolü olduğu iddiasını ortaya attı. Snyder'in ekibi o yıllarda vücudun sinyal molekülü olan azot oksit (NO) gazı üzerinde çalışmalarını sürdürüyordu. Bu çalışmalar sırasında azot oksitin yalnız olmadığına ilişkin bir fikir ortaya atıldı. Snyder'in öğrencilerinden biri, karbon monoksitin de azot oksit gibi basit bir gaz olduğunu ve biyolojik bir haberci gibi davranabileceğini savundu.

Sis perdesi kalkıyor

Bu tarihten sonra Snyder ve diğer araştırmacılar vücudun temizlik faaliyetlerinde korbon monoksitin azot oksite yardım ettiğine ilişkin bazı kanıtlar elde etti. Bu temizlik faaliyetleri bağırsakların çalışması, midenin boşaltılması ve penisin ereksiyon durumuna geçmesi ile ilgiliydi. Ancak yoğun çabalara karşın araştırmacılar karbon monoksitin vücuttaki kesin ve net rolünü ortaya çıkartmakta başarısız kaldılar.

Ancak bu son araştırma bu sis perdesini kaldırıyor. Bu yılın başlarında Yale Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden Augustine Choi ve Harvard Üniversitesi'nden Fritz Bach, düşük dozda karbon monoksitin. Fareden sıçana kalp nakli deneylerinde organ reddini önlediğini ileri sürdü. İşin püf noktasının, nakil yapılacak kalbin bir süre karbon monoksite maruz bırakmak olduğunu keşfettiler. Bach, ‘‘Bu mucizevi bir gaz'' diyor.

Daha sonra, bir akciğer operasyonu sırasında, genlerine müdahale edilmiş farelere karbon monoksit koklatılınca yaklaşık yarısı ölümden kurtuldu. Ayrıca normal farelere gaz koklatılınca yaşama olasılıklarının normale göre artığı görüldü.

Bütün bu sonuçlar göz önüne alınırsa akciğer nakli yapılmış insanların da yaşama şansları artarabilir. Her yıl binlercesi yapılmasına karşın akciğer nakli ameliyatlarının diğer organ nakillerinden daha riskli olduğu biliniyor. Akciğer nakillerinde her 10 kişiden 3'ü ölürken, böbrek nakillerinde bu oran 10'da 1'dir.

5 bin ölü

Ne var ki bu, kısa süre içinde ameliyathanelerin karbon monoksit tüpleri ile dolacağı anlamına gelmemeli. Buna en büyük engel Choi'ye göre, karbon monoksitin kötü şöhreti. Her yıl dünyada 5.000 ile 6.000 kişi karbon monoksit zehirlenmesinden ölüyor. Bu kazalar genellikle araba egzosları ve ocaklardan yayılan gazlardan kaynaklanıyor.

Karbon monoksitin öldürmesinin nedeni alyuvarlardaki hemoglobine inatçı bir şekilde yapışarak korboksihemoglobin oluşturması. Bu da vücutta oksijen dolaşımını engelliyor. ‘‘İnsanlar karbon monoksitin öldürücü olduğunu biliyor'' diye konuşan Choi, ‘‘Ancak düşük dozlarda yararlı oluyor. Kısaca bu gaza Dr.Jekyll and Hyde gazı diyebiliriz'' diyor.

Diğer bir sorun da gazın öldürücü dozu ile yararlı dozu arasındaki farkın çok marjinal olması. Karbon monoksitin yararlı etkisi, vücut hemoglobinlerinin yüzde 25'inin karboksihemoglobine dönüşmesiyle ortaya çıkıyor. Ancak bulantı, kusma ve baş dönmesi yüzde 20'lerde baş gösteriyor ve bu oran yüzde 40'a ulaşınca ölüm kaçınılmaz oluyor. New Scientist’te yayımlanan habere göre, bir başka sorun da, karbon monoksitin koruyucu etkisinin daha az dozlarda azot oksit ile de elde edilmesi. Böylece daha az toksik bir madde ile aynı sonuca ulaşmak, daha güvenli.

Bach, yine de şöyle diyor: ‘Azot oksit, karbon monoksite oranla kimyasal olarak daha reaktif bir maddedir; dolayısıyla uzun süre bulundurulması çok büyük tehlikelere yol açabilir.’ Ayrıca sigara içenlerin gönüllü olarak normalin üzerinde karbon monoksit düzeyine maruz kaldığına dikkat çekiyor. Bach'a göre, karbon monoksit milyonlarca organ nakli hastasına fayda sağlayacaksa bu riskleri de göze almak gerekir.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!