Çiller, Bakü darbesine karıştı mı?

Sedat ERGİN
Haberin Devamı

Bundan bir süre önce basına sızan bir MİT raporunun ‘‘Darbeyi Çiller onayladı’’ başlıklarıyla kamuoyuna yansıyış şekli, 15 Mart 1995 tarihli Azerbaycan darbesinin gerisinde DYP Lideri Tansu Çiller'in bulunduğu kanısına yol açtı.

Raporun hazırlanması süreci, İşçi Partisi Lideri Doğu Perinçek'in, 18 Ekim 1996 tarihinde Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e yaptığı ziyaretle başlıyor.

Perinçek, bu görüşmede Aydınlık Gazetesi'nin muhtelif sayılarında çıkan ve ‘‘Çiller Suç Örgütü’’ iddialarına kaynak oluşturan kupürleri bir dosya halinde Cumhurbaşkanı'na sunmuştu.

Bu görüşmeden yaklaşık iki hafta sonra, 3 Kasım tarihinde Susurluk kazası meydana gelmiş ve skandal, devletin zirvesinde gündeme girmişti.

Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, 8 Kasım tarihinde yaptıkları görüşmede dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan'a, 'Perinçek Dosyası'nı iletmiştir.

Başbakan, bu durumda ne yapacaktır?

Erbakan, Cumhurbaşkanı'nın kendisine resmen intikal ettirdiği dosyayı, doğruluğunun araştırılması için 19 Kasım tarihinde bir yazıyla Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığı'na havale etmiştir.

MİT, gönderilen bu dosya üzerindeki incelemesini tamamladıktan sonra hazırladığı raporu 17 Aralık tarihinde Başbakan Erbakan'a gönderir.

Şimdi raporun içine göz atalım. Giriş bölümünde, önce Başbakan'ın aktardığı iddiaların dökümü yapılıyor.

Bu dökümde, Perinçek'in Çiller'in Azerbaycan darbesini onayladığına ilişkin iddiası da ilgi gösterilerek, 7. sayfada ‘‘Haydar Aliyev'i devirme operasyonu’’ başlığıyla veriliyor.

Bu döküm yapıldıktan sonra iddiaların irdelenmesine geçiliyor. Tam bu noktada kritik bölüm karşımıza çıkıyor. ‘‘5.4.4’’ ilgi numarası verilen bölüm, şu paragrafla başlıyor.

‘‘Mart 1995 tarihinde Azerbaycan Cumhurbaşkanı H. Aliyev'i devirmeye yönelik darbeyi T. Çiller'in onayı ile dönemin Türk Cumhuriyetlerinden sorumlu Devlet Bakanı A. Gökdemir planlamış, Mehmet Ağar, İbrahim Şahin ve Korkut Eken planlamış, ancak MİT'in olayı Cumhurbaşkanı Demirel'e bildirmesi ve Cumhurbaşkanı'nın Aliyev'i haberdar etmesi ile girişim başarısızlığa uğramıştır.’’

Bu bölüm, Aydınlık'taki iddianın aktarılmasından ibaret.

Hemen sonraki paragrafta ise, MİT'in bu iddia ile ilgili kendi değerlendirmesi yer alıyor:

‘‘MİT Müsteşarlığı, yürütmekte olduğu istihbarat çalışmaları sırasında, Aliyev'e suikast hazırlığı yapıldığını belirlemiş ve durum yetkili makamlar aracılığıyla Aliyev'e intikal ettirilerek suikast önlenmiştir. MİT, kendisine düşen yasal görevini yerine getirmiş olup, bunun dışında öne sürülen iddiaların MİT Müsteşarlığı ile bir ilgisi bulunmamaktadır.’’

Görüleceği gibi, MİT, Perinçek'in iddialarından yalnızca ‘‘darbenin istihbar edilerek Demirel'e bildirildiği’’ne ilişkin bölümünü doğruluyor. Çiller'in darbeye onay verdiğine ilişkin bir saptama söz konusu değil.

Dolayısıyla, bu belgeden yola çıkarak, Tansu Çiller'i Azerbaycan'da darbe girişimine onay vermekle suçlamak mümkün gözükmüyor.

Doğrularla yanlışların bu kadar iç içe girdiği bir dönemde, yanlışların ardından gitmek, önce doğrulara haksızlık etmek oluyor.

Çiller, Bakü'de darbe düzenlediği için değil, olsa olsa, devlet idaresinde bazı kamu görevlilerinin darbeye karışma cüretini bulabilecekleri ölçüde bir başıboşluk yarattığı için eleştirilebilir.













Yazarın Tüm Yazıları