Cennette atletizm

2010 Dünya Salon Atletizm Şampiyonası, Katar’ın başkenti Doha’da dün başladı... Şampiyonada Türkiye’yi üç kadın atlet temsil ediyor. Alemitu Bekele Degfa 3 bin metrede, Karin Melis Mey uzun atlamada, Nevin Yanıt da 60 metrede piste çıkıyor.
Şampiyonanın yapıldığı Doha bir cennet. Hayır kentten söz etmiyorum. O ayrı bir yazı konusu. Cennet diye tanımladığım yer spor kompleksi. Kompleksin adı Aspire Dome. Bir yılda inşa edilmiş, 3 katlı, çok amaçlı ve tam 15 bin kişilik. Etrafında ısınma pistleri, 11 tenis kortu, 13 masa tenisi kortu, bir futbol stadyumu bulunuyor.
Bunu laf olsun diye anlatmıyorum.
Sözümüzden döndük
Türkiye, 20 yıldır Ataköy’deki çok amaçlı Sinan Erdem Salonu’nu bitiremedi. Ama bu salonun projesiyle 2007 yılında 2012 Dünya Salon Atletizm Şampiyonası’na ev sahipliği yapma hakkı kazandı. Uluslararası Amatör Atletizm Federasyonu’na (IAAF) İstanbul’un merkezinde bir şampiyona düzenleme sözü verdi.
Ama bu sözden dün itibariyle vazgeçtik. Çünkü Gençlik Spor Genel Müdürü Yunus Akgül, Sinan Erdem Salonu’nun basketbola tesis edileceğini, dolayısıyla bu salonun çok amaçlı olmaktan çıkacağını ve 2012 Dünya Salon Atletizm Şampiyonası için yeni bir salon yapmamız gerektiğini ifade etti.
Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü’nün bu kararı dün IAAF’a resmen bildirildi.
IAAF yetkilileri ne mi yaptı.
Elimizden alabilirler
Elbette yüzlerini buruşturdular. Çünkü biz onlara böyle söz vermemiştik.
“Şehrin içi” demiştik, Atatürk Olimpiyat Stadı’nın otopark alanına gittik.
“15 bin kişilik salon” demiştik, 7 bine düştük.
Peki şimdi ne olacak?
3 seçenek var:
1-) Yeni planı kabul edecekler.  
2-) Sinan Erdem’de ısrar edecekler.
3-) Şampiyonayı bizden alacaklar.

İzleyemezsiniz çünkü...

HABERİNİZ var mı bilmiyorum, ama şu anda bir Dünya Atletizm şampiyonası yapılıyor. Katar’da... 2010 Dünya Salon Atletizm Şampiyonası...
Büyük olasılıkla sizler bu şöleni izleyemiyorsunuz.
İzleyemiyorsunuz çünkü, Türkiye’nin 2012 yılında ev sahipliği yapacağı bu turnuvayı Türkiye’de hiçbir televizyon kanalı yayınlamıyor.
Düşünün, Katar’a geliyorsunuz, bir sonraki şampiyonanın ev sahibisiniz. Burada İstanbul 2012 adına IAAF bayrağını devralacaksınız, üç atletiniz madalya için piste çıkacak ama Türkiye bunu izleyemeyecek.
Neden?
Efendim bu tür şampiyonaları yıllardan bu yana Türkiye TRT ekranlarından izliyor. (Son yıllarda muhteşem bir yayıncılık örneği veren Eurosport’u da unutmayalım.)  Bu yıl da öyle olacağını ümit edenler yanıldı.
Çünkü Uluslararası Atletizm Federasyonu (IAAF) bu sene ajansını değiştirdi. Bu tür şampiyonaları her yıl EBU (Avrupa Yayın Birliği) alır, TRT de belirli bir ayın ücreti ödeyerek şampiyonayı yayınlardı.
IAAF’ın yeni ajansının belirlediği fiyat (toplam 16 ayrı şampiyonayı içeriyor) EBU’ya pahalı geldi. EBU aradan çekilince TRT tek başına pazarlığa oturdu. Ancak anlaşma sağlanamadı. Çünkü istenilen rakam TRT’ye pahalı geldi. Hangi TRT’ye mi?
Süper Lig’in özet görüntüleri için gözünü kırpmadan 40 milyon doları gözden çıkaran TRT.

Şampiyonlara 40’ar bin dolar

DOHA’da şampiyon olan atlet 40 bin dolar kazanacak. Şampiyonada ilk 6’ya girecek sporculara dağıtılacak ödül miktarları şöyle: Birinciye 40 bin, ikinciye 20 bin, üçüncüye 10 bin, dördüncüye 8 bin, beşinciye 6 bin ve altıncıya 4 bin dolar.

Vlasic mi, Friedrich mi?

SİZLER televizyondan izleyemeyeceksiniz ama burada birbirinden ilginç yarışlar koşulacak. İşte o yarışlar ve atletleri:
Kadınlar Yüksek Atlama: Blanca Vlasic ve Ariane Friedrich
Hırvat ve Alman atletlerin arasında bir rekabet yaşanacak. Ancak Vlasic bu yarışın favorisi. 2 Şubat’ta 2.06 metre atladı ve çok formda.
Kadınlar 60 metre engelli:
2010 Kış Oyunları gibi ABD ve Kanada arasında rekabet yaşanacak. Kanadalı Priscilla Lopes-Schliep, 2008 Olimpiyatları ve Dünya Şampiyonası’nda madalya kazandı. 7,82’lik derecesiyle dünya lideri olarak Doha’ya geldi, Onun rakibi 7.85’lik derecesiyle ABD’li Lolo Jones.