Casuslar savaşı

UZUN sürenden beri haberler geliyordu, dünden itibaren gazetelerde de yeralmaya başladı, Kuzey Irak CİA ajanlarının üssü haline gelmiş durumda.

Bir yandan bölgenin girdisi çıktısına ilişkin bilgi toplarken, bir yandan da yardımcı elemanlar eğitiliyormuş. Hatta, bazı yerel unsurların CİA ile irtibat büroları bile oluşturdukları ileri sürülüyor. İstihbaratçılar çoğu zaman gazeteci kılığında dolaşıyormuş bölgede.

İran, sınırındaki bu operasyondan duyduğu sıkıntıyı kürt liderlere iletmiş. Suriye de tedirgin. Saddam'ınkilerden, Bush'unkilere kadar uzanan yelpazade komşu ülkeleri de hesaba kattığımızda, Irak'ta kıran kırana bir casuslar savaşıyla da karşı karşıya olduğumuz meydanda.

Bu savaş, askeri bir operasyon sırasında ama daha da önemlisi, yeni bir yönetimin oluşturulması döneminde şiddetlenecek.

Ortadoğu'daki dengeleri değiştirecek olan bu süreçte, farklı çıkarların üstelikte petrol gibi bir kaynağın denetimi sözkonusu olduğunda nasıl karşı karşıya geleceğini tahmin etmek zor değil.

Amerikalı stratejistler, Saddam rejiminin devrilmesinin zor olmayacığını söyleyip kamuoyu yaratsalar da bu kadar çok casusun birbirini kolladığı, işbirlikçiler edinmek için para döktüğü, birbirinine karşı kullanılacak gruplar oluşturduğu bir coğrafyada istikrar sağlamak kolay mı?

* * *

SADDAM
sonrası yeni yönetimde etkinlik peşinde sadece devletler koşmayacak, büyük petrol şirketleri ve bugün hiç hesapta olmayan başka küresel aktörler de devreye girecek.

Bu istikrarsızlık, bölgede varolan muhalif hareketlerin aradan sıyrılıp, öngörülmeyen durumlara yol açabilecekleri ortamı yaratıyor.

Kuzey ırak'ta yaşayanların belleklerinde, yabancı istihbarat örgütleri tarafından düşman karşısında yarıyolda yapayanlız bırakılmışlığın anıları hala canlı. Sadece Kürtler değil, Türkmenler de Saddam'ın Erbil'e saldırısı sırasında yanlız kalakalmışlardı.

Bu yüzden de bölgede muhalefet hareketleri, büyük güçlerle işbirliği yapmak zorunda olan iktidarlar, yada iktirdarda olan gruplara göre kitle temeli açısından daha şanslılar. İstikrarsızlığın boyutlarını şimdiden kestirmek gerçekten mümkün değil.

* * *

TÜRKİYE
giderek, Washington'un planlarında öne çıkmaya başlıyor. Üslerin kullanımı meselesinden sonra şimdi de sırada Saddam'dan kaçırılacak bilimadamlarının Türkiye'de sorgulanmaları var.

ABD, silah denetçilerine Irak'ın kitle imha silahları programında yeralan bilimadamlarının listesini verdi.

Aralarında, kimyasal silahlar konusunda uzmanlar da var. Onlara, Saddam'ın ajanlarından önce ulaşıp yapmış oldukları çalışmalar hakkında bilgi vermeye ikna edebilirlerse, aileleri ile birlikte götürülecekleri üç yer var. Kıbrıs Rum Kesimi, Ürdün ve Türkiye.

Önümüzdeki günlerde belkide özel sorgu odaları kurması istenecek Türkiye'den ve aileleriyle birlikte bilimadamalarını suikastlerden, ajanlardan korumak için kamplar oluşturması gündeme gelecek.

* * *

ÇEVREMİZDE
kazan kaynarken biz karanlıktayız. Kuzey Irak'ta yabancı gazeteciler harıl harıl çalışıyor, bizlerin bölgeye gidip kamuoyunu aydınlatabilmemiz ise hala Türk devletinin çok özel izinlerine bağlı.
Yazarın Tüm Yazıları