Canımız 9.26’dan geçiyor

HALKIMIZ pazara bakar.

Haberin Devamı

Ete, süte, peynire, elmaya, patlıcana bakar. Boy boy tablolar, sıra sıra rakamlar halkımızı ilgilendirmez. Halkımız zeytinyağına, kaysıya, pirince, ıspanağa ve elbette ekmeğe bakar.

Bakkalda, kasapta, manavda ve süper marketlerde satılan gıda maddeleri fiyatları azar azar artıyor. Acıtmadan, hafif hafif artışlar.


Ama, bu artışlar yıl itibariyle toplandığında ortaya çıkan rakam en tepedeki rakam haline geliyor.

Yıllık enflasyon rakamları belli oluyor. Yıllık enflasyon tüketici fiyatlarında yüzde 6.53, üretici fiyatlarında yüzde 5.93. Harika. Belirlenen yüzde 7.5’luk hedefin de altında bir enflasyon.


Sevinelim mi?

GELİRLER DÜŞÜK


Elbette sevinelim. Ama, iki kere de düşünelim.

Haberin Devamı


1- Enflasyon neden düşük çıkıyor? Talep düşüklüğünden. Talep neden düşük? Halkımızın geliri gerilediği için. Kriz ve
işsizlik nedeniyle.


Kaldı ki, enflasyon bütün dünyada düşme eğiliminde. Hatta, bizdeki dünyaya göre,
yine de yüksek.


2- Yıllık enflasyon tüketici fiyatlarında yüzde 6.53 olmasına rağmen, gıda maddelerindeki fiyat artışı yüzde 9.26. Sağlık, eğitim, konut gibi diğer ekonomik sektörlerdeki fiyat artışlarına göre, en yüksek artış gıda maddelerinde.


Halkımız işte buna bakıyor. Halkımızın hayatı 9.26 çevresinde dönüyor. Yemek, içmek yüzde 9.26’dan geçiyor. Ve bu yüksek bir oran.

SANAT KREDİSİ


Enflasyon göstergesinde bir başka çarpıcı rakam daha var. 8.92.


Enflasyonun sektörlere göre artışında eğlence ve kültür, gıda maddelerinden sonra ikinci sırada. Eğlence ve kültürde enflasyon oranı yüzde 8.92.


Demek ki, yüksek gelir grupları eğlence ve kültüre geçtiğimiz yılda ciddi harcamada bulunuyor. Sinemaya, tiyatroya, başka eğlence türlerine, kitaba, sanat eserlerine iyi para harcıyor.


Örneğin, açık arttırmalarda resimlere, porselen takımlarına, antika eşyalara ödenen paralar zaman zaman dudak uçurtacak türde. Orada yeni bir ticari pazar doğuyor. Bu pazar çok ilgi çekici bir girişimi tetikliyor.


Bazı bankalar sanat eserleri kredisi vermek için çalışma başlatıyor.

Haberin Devamı


Sanat eserlerinin önünü açabilecek bir girişim.

Her yıl enflasyon oranı çeşitli yorumlara yol açar. Bu yıl gıda ve kültür oranları çok dikkat çekiyor.

 

Tedavi merkezine: ‘Bu dükkânı boşaltın’

 

KAS Hastalıkları Derneği yaklaşık 20 yıldır Yeşilköy’de bir binada faaliyet gösteriyor. Tedavisi bulunmayan, genetik hastalıklara sahip insanları ve engellileri hayata kazandırıyor.

Hastanelerde belli tedaviden geçen ama, hayata küsmüş, küsmese bile, günlük faaliyette bulunamayan insanlara yardım elini uzatan bir dernek.


Derneğin arsası İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne ait. Binayı ise, şu anda Saadet Partisi Genel Başkanı olan Numan Kurtulmuş’un kayınpederi yapıyor ve şartlı bağışta bulunarak, binayı bu derneğin kullanımına veriyor.

Haberin Devamı


Dernek Başkanı nöroloji profesörü Coşkun Özdemir. Özdemir siyasal tavır olarak AKP’ye çok uzak, sosyal demokrat bir hoca.


Geçenlerde İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden derneğe resmi bir yazı geliyor:


“Kullandığınız dükkanı boşaltın.”


İçimden gülmek geçiyor ama, gülemiyorum. 20 yıllık Kas Hastalıkları Derneği bir anda “dükkan” oluyor. Belediyenin kültürü bu. Orayı boşaltın diyenler ya o binanın nasıl kullanıldığını bilmiyor ya da dernek kavramından habersiz.


Sırf farklı siyasal görüş nedeniyle, AKP’li olmadığı için, birilerine eziyet çektirmek niyetiyle,
“dükkanı boşaltın” emri. Dernek oraya arsa karşılığı belli bir kira ödüyor. Büyükşehir Belediyesi şimdi kira üzerinden, şartlı bağış yapılmış binanın boşaltılmasını istiyor.

Haberin Devamı


Doğru, orası boşaltılırsa, dernek eziyet çekecek. Ama, asıl eziyet çekecek olanlar, o hastalığa yakalanmış insanlar.


Demek siyasal hırs gözleri bu kadar köreltiyor. Klasik ama, “insanlık öldü mü” diye bağırmak istiyorum.


Her fırsatta “insanlık nutukları” çeken AKP’nin ve İstanbul Belediyesinin büyüklerine bu dükkan armağan olsun.

Yazarın Tüm Yazıları