‘Buz Tutardı Resmi Yalanlar’

YENİ Türkü’nün son albümü yaz aylarının en çok dinlenen parçalarını bir araya getiriyor. O albümde yer alan “Şimdi ve Sonra” aylardır dillerden düşmüyor:

“Ankara’ya öyle yakışırdı ki kar / asfaltlar ışıldar / buz tutardı resmi yalanlar,

Haberin Devamı

Çok kötü günlermiş gibi en genç zamanlar / bu zulüm, bu sevda bitmezmiş / sevmek bir halkı sevmekse / aşk o zaman sevmekmiş,
Şimdi ve sonra, ne zaman kar yağsa / elim, gönlüm, çocukluğum buz tutar”. Bu parça neden o kadar sık dinleniyor? “Buz tutardı resmi yalanlar” neden bu kadar çok tutuyor? Çünkü, yaşadığımız pek çok facianın ne nedeni ortaya çıkıyor, ne sonucu. Çoğu bilerek, unutulmaya terk ediliyor.
Kaza, el bombası, Pakistan, fünye ve devamına kimse inanmıyor. Sosyal medyada, sokakta, ikili – üçlü konuşmalarda herkes “resmi yalanlardan” söz ediyor. “Bu kazadır” yönündeki resmi açıklamalar artık kimseyi tatmin etmiyor.
Gerçekten kaza bile olsa, “Ankara’ya öyle yakışırdı ki kar” dizesine geliyoruz. Hazin bir durum.
TAMAYLIGİL’İN İZLENİMLERİ
Patlamadan hemen sonra Afyon’u izlemeye başlayan, daha sonra Afyon’a giden CHP Milletvekili Bihlun Tamaylıgil ile konuşuyorum dün. İzlenimleri şöyle:
“-Halk önce deprem oldu sanmış. Patlamayı duyunca büyük şoka girmiş.
-Ailelerin acısı sonsuz. O acıyı görünce, insan nefes almakta güçlük çekiyor, aynı acıyı bizler de, derinden yaşadık.
-Hayatlarını kaybeden askerlerin çoğu kısa dönem ve hepsi meslek sahibi. Neden cephane sayımına gidiyorlar, o sorunun cevabını alamadık.
-Valiliğe ve garnizona gittik, bilirkişi heyeti oluşmuş, patlamanın nedeni ve ayrıntıları soruşturma sonucunda belli olacak.
-Yaralı askerleri ziyaret ettik, ama onlar bir şey bilmiyor, çünkü içerde değilmiş onlar, dışarıda ve o sırada çevrede olanlar”.
Kimse kondurmak istemiyor,
ama herkesin içini aynı kuşku kemiriyor. Kaza değil de, bu yoksa bir sabotaj mı?
İş dönüp dolaşıp, sürmekte olan soruşturmanın sonucuna geliyor. Son aylarda yaşadığımız facialardan sonra, hangisinde hepimizi tatmin eden açıklamalar var?
Bu sefer de mi, “buz tutacak resmi yalanlar”

Haberin Devamı

Rektörlerde ilk sıraya aldanmayın

CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül 23 üniversiteye rektör atıyor. 23 rektörden 22’si “üniversitelerdeki seçimlerde birinci sırada yer alan rektörler”.
İlk bakışta, Gül üniversitelerin tercihini yerine getiriyor ve demokratik bir tavır sergiliyor gibi. O kadar acele etmeyin. Sırayla gitmekte yarar var:
-Atanan rektörler yeni kurulan üniversitelerin rektörleri. Yeni kurulmuş olduğu için rektörü ilk dönemde hükümet atıyor. Şimdi yeniden atanan  rektörler, üniversitenin kuruluşu sırasında hükümetin atamış olduğu kişiler.
-Yeni kurulan üniversiteye atanan rektör orada kendine göre bir öğretim kadrosu oluşturuyor. Rektör seçiminde oy kullanan o kadro, doğal olarak  kendisini oluşturan kişiyi seçiyor. Beni sen oluşturdun, ben de seni seçiyorum, hikayesi.
-İlk dönem hükümetçe atanan rektör, böylelikle üniversitede seçim sonucunda liste başına geliyor.
-Abdullah Gül de, liste başındaki adayı yeniden rektörlüğe atıyor.
Bunun üniversitelerin tercihine saygı göstermekle, seçimle birinci sıraya gelmiş kişilerin atanmasıyla uzak yakın ilgisi yok.
Şimdi derin bir nefes alalım, ohh bizim arkadaşlar yine görevlerinde. Türkiye’de bunca olay yaşanıyor, her gün bir deprem, siz hiç üniversitelerden çıt çıktığını duyuyor musunuz?
Nerede o bilim adamları? Birinci sırada, “Gül” gibi geçinip gidiyorlar.

Haberin Devamı

Yine olmadı Zafer Üskül

BİR dönemin solcu profesörü, bizim çevremizde ben dahil, çoğumuzun arkadaşı Zafer Üskül demeç patlatmış.
Tayyip Erdoğan’ın sözünü Anayasa aykırı bulmuş, “yargıya gerekeni söyledik, yargı da gerekeni yapıyor” sözünü. Zafer Üskül geçen dönem büyük bir çark çizerek sosyal demokrasiden AKP milletvekilliğine transfer oluyor. AKP’de iken, sesi çıkmıyor, her tutumu Erdoğan’ın istediği gibi.
Erdoğan onu yeniden aday göstermiyor, yeniden milletvekili seçilemiyor, şimdi AKP’ye atış serbest. Kimse yemez. AKP’de iken öyle, şimdi böyle, ayıp oluyor Zafer Bey.

Yazarın Tüm Yazıları