Bu durumda dış güçlerin grevi

SADECE ikisinde eksik yok.Tuzla’da 31 tersane, yedi yat imal yeri, diğerleriyle birlikte 48 tesis var. Bunlardan sadece ikisinde iş güvenliği ve işçi sağlığı tamam. Diğerleri ölüme yelken açıyor. Çalışma Bakanlığı’nın 2007 Ekim raporu bunu söylüyor.

İlk ölümlü kaza Nisan 2001. Ölüm ya da yaralanmalara ilişkin Çalışma Bakanlığı’nın pek çok raporu var:

"Bakanlığımız iş müfettişi tarafından yapılan inceleme sonucunda, meydana gelen iş kazasında (...) İnş. San. ve Tic. A.Ş. yüzde 80 oranında, işveren (...) İmalat Montaj San. ve Tic. A.Ş. yüzde 20 kusurlu, kaza geçiren işçi (...) kusursuz bulunmuş..."

Tuzla tersanelerinde arkası kesilmeyen iş kazaları ve ölümler sonrasında hemen her rapor benzer ifadeler içeriyor. Tespit aynı, ama sonuç değişmiyor.

FİİLEN SİYASET

Buna artık dayanamayan tersane işçileri dün, haklı olarak, protesto grevine gidiyor.

Tuzla’da üretim yedi ailenin elinde toplanıyor. (TMMOB, Tuzla Seri İş Kazaları Hakkında Rapor, 22 Ocak 2008, s.28). Dolayısıyla, aslında grev bu yedi aileye karşı.

Bazı ailelerin önemli bir özelliği var. Gemi ve yat yapım ve onarımı ile uğraşan ailelerin bazı üyeleri aynı zamanda fiilen siyasetin içinde. AKP ve MHP’den milletvekili olarak.

Burada ilginç bir durum var. O milletvekilleri de, "durumun resmen tespit edilmesini" istiyor. Ama, kazaların sonu yine de gelmiyor. Raporlarda yine işveren ve taşeronların kusurları sayılıyor.

Tuzla Tersaneler Bölgesindeki 48 işyeri ile birlikte, Türkiye’de gemi inşa ve onarım sektörü 62 tersaneye sahip. Bunların 56’sı özel sektöre, 4’ü Türk Silahlı Kuvvetleri’ne, 2’si kamu sektörüne ait. TSK ve kamuya ait tersanelerde kaza ya az ya ölümcül değil, ama Tuzla öyle değil.

İşte, dünkü grev ve protesto zaten bu nedenle Tuzla’da.

SEFALETİN İŞÇİLERİ

Gemi sanayi Türkiye’de olduğu gibi, dünyada da hızla gelişiyor. Çünkü:

1- Dünya ticaretinin yüzde 95’i deniz yoluyla yapılıyor.

2- 2005’ten itibaren 15 yaş üstü gemiler seferden men ediliyor.

Bu iki etken, gemi yapım ve onarımına talebi kamçılıyor. Ülkeler arasında var olan rekabet daha da artıyor.

Göz gözü görmeyen rekabet, 19. yüzyıl sanayileşmesi gibi. İşçilerin sefaleti ve sefaletin işçileri. Hem çalışma, hem yaşama koşulları insanlık dışı.

Bir ara Sanayi Bakanı Zafer Çağlayan Tuzla’ya gidiyor ve:

"Gemi inşa sanayiinde dünyada üçüncü sıraya yükselmemiz, dış güçleri mutsuz etmiş olabilir. Bunun iyi araştırılması lazım. Ama, bu hiç bir zaman iş yerinde güvenlik tedbiri alınmamasının sebebi olamaz."

Muhteşem bir mantık. Bu durumda, dünkü protesto ve grevler de, dış güçlerin senaryosu.

Teksatır.com.tr

TÜRKİYE’de her 100 kişiden 15’i, "imam nikahı gereksizdir" diyor. Geriye kalan yüzde 85, dini nikahı şart görüyor.

Avustralya Hükümeti’nin bütçe gelirlerinin yüzde onu kumardan alınan vergilerden oluşuyor.

Bizde bankalarda mevduat sahiplerinin yüzde 3.5’u, toplam mevduatın yüzde 90’ını elinde tutuyor. Gelir dağılımına denk bir mevduat dağılımı.

İnternetin gelişmesiyle birlikte, çeşitli alanlarda pek çok web sitesi doğuyor. Kimi doğru, kimi eğri, kimi dedikodu, kimi araştırma üretiyor.

Araştırma üretenlere son olarak teksatır.com.tr ekleniyor. Yukardaki üç örnek, teksatır’dan alıntı. Yöneticileri, derleyecekleri bilgileri, her gün sayıları kırk bini bulan toplum önderlerine iletme sözü veriyor.
Yazarın Tüm Yazıları