Bu davet anlamlı küçümsemeyin

‘DİĞER adayları hükümetlerarası konferansa gözlemci olarak kabul etmiştiniz, neden Türkiye'yi davet etmiyorsunuz?’’

Altı ay önce, Aralık sonunda Avrupa Birliği'nin Kopenhag Zirvesi'nde bu soruyu AB komisyonundan bir yetkiliye sormuştum.

Aldığım yanıt: ‘‘Biz müzakerelere başlayan adayları bu toplantıya davet ederiz. Türkiye ile müzakerelere başlamadığımız için gözlemci olarak konferansa katılamaz’’ oldu.

Şimdi Selanik Zirvesi'nin sonuç bildirisi taslağına göz atıyorum. Biliyorsunuz bu zirve toplantısının ana maddesi ‘‘Yeni Avrupa’’ daha doğrusu, genişleyen Avrupa Birliği'nin yeni anayasa taslağı. Taslak Hükümetlerarası Konferans'ta tartışılarak sonuca bağlanacak.

İşte Selanik Zirvesi'nin sonuç bildirisinde bu başlık altında yer alan 5 numaralı son maddede şöyle deniyor:

‘‘Bulgaristan, Romanya ve Türkiye konferansın bütün toplantılarına gözlemci olarak katılacaklar.’’

Romanya ve Bulgaristan, müzakerelere başlamış durumda. Başlamayan tek aday Türkiye, ama Avrupa Birliği'nden gelen bu davet, hiçbir şey olmasa bile, ciddiye alınması gereken bir irade beyanıdır.

Avrupa'nın Türkiye ile ilişkilerinde geri dönülmez bir yolda olduğunun kendi kendine hatırlatılması da diyebilirsiniz.

Yedi ay önce Türkiye'ye tarih verme konusunda isteksiz olan Avrupa Birliği, gönül almak için bile Türkiye'yi bu konferansa davet etmeyi aklına getirmemişti. Belki de yanaşmadı demek daha doğru olur.

O nedenle bu davet, hiç de küçümsenmeyecek bir işaret.

* * *

SELANİK Zirvesi'nin önemli maddelerinden birisi de Balkanlar. Avrupa Birliği yeni bir genişlemenin eşiğinde.

AB Komisyonu Başkanı Romano Prodi, çarşamba günü yaptığı basın toplantısında bunun mesajını verdi.

‘‘Balkanlardaki dostlarımız aile fertleri arasına katılmadıkça Avrupa'nın birliği tamamlanmış olmayacak’’ dedi.

Tam üyelik başvurusunda bulunan Hırvatistan'ın yanı sıra Sırbistan Karadağ, Arnavutluk ve diğer Batı Balkan ülkeleri için AB bütçesinin 210 milyon euroluk bir artışa ihtiyacı olduğunu da anımsattı Prodi.

Ve bu noktada ilginç bir çağrıda bulundu: ‘‘Bu yolda devam edin ve öyle iyi çalışın ki bizi size daha fazla para vermek zorunda bırakın!’’

Prodi
'nin konuşması bizim açımızdan önemli.

2004 sonunda tam üyelik müzakereleri için karar çıkmasını sağlamak şart. Balkan açılımından önce Türkiye Avrupa mekanizmasında yerini almalı.

Modernleşen Balkanlar AB içinde yerini alırken Türkiye'nin dışarıda kalması, hem ekonomik hem de stratejik derinliğimizi etkiler. O zaman ne Kafkasya'da etki, ne Ortadoğu'da vizyon kalır.

Bunu akıldan çıkartmadan çizmeliyiz geleceğin yol haritasını.

* * *

ALTINCI derken yedinci paket de raya giriyor. Paket paket, adım adım yol alıyoruz. Ama yasaları değiştirmekten daha zor olanı kafaları değiştirmek. Çünkü yasaları kafalar yorumluyor. Onlar da değişecek. Kitapları yakmakla fikirlerin yok edilemeyeceğini öğrenecekler. İnternet ile en ‘‘zararlı’’ fikirlere, en ‘‘bölücü’’ görüşlere herkes ulaşıyor bugün.

Sarı, kırmızı, yeşil renkli sineklik yüzünden tiyatro oyunlarından nem kapanlara ‘‘vatansever’’ değil işgüzar damgasının vurulması da yakındır. Bingöl'de barış masası kurmak isteyen kadınları döverek göz altına almak da soğuk savaş dönemi kafalarının dünyayı ıskaladıklarının en somut örneğidir. O kadar.
Yazarın Tüm Yazıları