Bu başka bir festival

URLA Müzik Akademisi’nde vakit geçirdiniz mi?

Mutlaka gidin...
Birkaç saatinizi ayırın...
1800’lü yıllarda inşa edilmiş bu evde genç müzisyenlerle usta müzik elçilerinin buluşmasına tanık olun.
Hatta farklı farklı günlerde gidip bir piyano resitali izleyin ya da flüt...
Ya da obua...
Bir bakarsınız Berlin Filarmoni’den, bir bakarsınız bizden bir sanatçı...
Sanat danışmanları Stutgart Devlet Orkestrası’ndan Mahir Çakar, Andrée Sommer (Conservatoire National Superieur de Musique de Paris, Piyanist), Tolga Alpay (İzmir Devlet Senfoni Orkestrası, Fagot Grup Şefi), Muharrem Cenker (Münster Opera ve Oda Orkestraları, Baş Keman), İbrahim Yazıcı (İzmir Devlet Senfoni Orkestrası Şefi), İnci Coşkuner (Conservatoire National Superieur de Musique de Paris, Piyanist) her yıl birbirinden farklı programlar hazırlıyor.
Ve elbette İnci Coşkuner ve Sedef Tunçağ kardeşler...
İzmir’in ilk müzik akademisini kurdular ve kurum Avrupa’nın önde gelen orkestralarında çalan usta müzisyenleri Urla’ya çekmeyi başardı.
¡¡¡
Hazır Urla Müzik Akademisi’ne gitmişken...
Yüzen Melek’e de uğrayın...
Sevda Sadıç’ın hediyelik eşya mağazasına...
Emekli öğretmen Sevda Hanım’ın dükkanında yok yok...
Müthiş renkli şeyler...
Alışverişi sevmeyen benim gibi insanların bile bir süreliğine oyalayacak, birbirinden farklı ürünler...
¡¡¡
Sonra da Emin Araç’ın “Dip dibe”sine uğramalı...
Her şeyin olduğu mağazaya...
Gir ve kendini unut...
Aklının ucundan bile geçirmediğin şeyleri alıp çıkarsın...
Pikap ucu bulabileceğiniz neresi kaldı ki...
“Dip dibe” işte öyle bir yer...
Urla’da birkaç saatinizi geçireceğiniz mekanlardan biri...
¡¡¡
Sonrasında belki de Mahfel’de bir yemek...
Gamze Kutlukaya’nın hazırladığı özel bir menüde, yine Urla şaraplarının eşliğinde geç bir öğle yemeği...
Ya da geç bir kahvaltı...
Vakit buldukça Urla’ya kendimi atıyorum, gelen gidene Urla’yı anlatıyorum.
Küçük mekanların, küçük müdahalelerin insanların ruhunda ne kadar geniş ufuklar açtığına örnek vermek için...
Birçok Urla severin de aynı şekilde davrandığını düşünüyorum.
Hayata mola verenlerin, yeni hayata başlayanların ve...
Kendisini yenilemek isteyenlerin uğrak yeri haline geldi Urla...
Ege’nin birçok gizli köşesi gibi...
***
Urla’nın Zafer Caddesi’nde bir şeyler oluyor.
Birileri minik rötuşlarla o bölgeyi değiştiriyor.
Farklılıklarını ortaya çıkarıyor.
Minik, ama güzel hayaller kuruyor.
Bugün Urla’da sanat geceleri başlıyor.
Belki bu kıvılcım ileride Urla festivaline dönüşür.
Dönüşmeli de zaten...
Organizasyon bir Urla Gönüllüleri Projesi...
Resmi bir kimlik yok. Bir çatı, bir dernek yok... Sadece gönüllüler ve Urla severler...
Amaçları net...
Urla’da bir kentlilik bilincinin oluşması...
Urlalılar eski İzmir–Çeşme yolu olan Zafer Caddesi’nin bir kültür, sanat yolu olmasını istiyor.
Arzu ediyorlar ki...
Bir hafta boyunca insanlar eğlensin, sanat üretsin...
Bu sürece çocuklar, gençler de katılsın...
Hatta onlar öncü olsun.
Şimdi Urla’nın Zafer Caddesi’nde tatlı bir telaş var.
Muhtarından oturanlarına herkes harıl harıl çalışıyor.
Belediye de tam destek veriyor.
Cadde çiçeklendiriliyor.
Evlerin dış cepheleri boyanıyor...
Ve bugün...
Yeni bir başlangıç yapılıyor.
Hepsi daha güzel bir Urla için...
Yazarın Tüm Yazıları