Bu anektodlar, bu rakamlar başka yerde yok

Anayasa değişikliğinin kabulü için canını dişine takıyor.

Hay aksi, o ulvi uğraş verirken, CHP Konya milletvekili Atilla Kart çıkıyor ve Kuzu’nun kitabını hatırlatıyor. Kuzu, kitabında hukukçu olmayan kişilerin Anayasa Mahkemesi üyeliğine atanmasını eleştiriyor.

Kuzu şu anda ne yapıyor? Kitabında eleştirdiğini savunuyor. Anayasa Mahkemesine şimdi hukukçu olmayan kişiler daha çok atanacak. Koca profesöre yakışıyor mu? Hem öyle yaz, hem şimdi aslanlar gibi tersini yapmaya çalış, oluyor mu hocam?

Atilla Kart’ı, Kuzu pişkince yanıtlıyor:

“Kitaptaki benim şahsi görüşüm, şimdiki resmi görüşüm”.

İlke ve bilim dediğin nedir ki, işte budur. Bir şahsi görüşün olacak, bir de resmi. Yerine göre ya birini ya ötekini kullanacaksın.

İYİMAYA ÖRNEĞİ

Gecenin saat 24’ü. Siyasi parti kapatmalarla ilgili değişiklik maddesi görüşülüyor. Değişikliğe göre, parti kapatma önce partiler arası komisyonda ele alınıyor.

Bir seminerde Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya aynen:

“Oyunda yarışanların, rekabet içinde olanların falanca partiyi kapatın demesi ahlaka ve demokrasiye uymaz”.

Oyunda yarışanlar, yani partiler. Atilla Kart, İyimaya’ya söylediğini hatırlatıyor. İyimaya da, Kuzu gibi, şu anda daha önce söylediğinin tam tersini savunmakla meşgul.

Aslında mayası iyi, ama İyimaya ne yapsın, şu anda iktidar milletvekili. Ne yanıt veriyor? Hiç.

Geçmişte öyle, şimdi böyle. El mahkum.

HAŞİM KILIÇ

İktidarın anayasa değişikliği gerekçelerinden biri yargı reformu.

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç dün çarpıcı rakamlar veriyor. Mahkeme ve savcılıklarda toplam bir milyon 600 bin dava dosyası var. Tam facia.

Kılıç bir başka feci rakam daha veriyor, cezaevlerinde yatan 116 bin kişinin yüzde 52’si tutuklu. Henüz hüküm giymemiş yaklaşık 60 bin kişi yatıyor da, yatıyor.

Haşim Kılıç’ın vermediği bir rakamı eklemek gerek. Hüküm giymeden yatan�60 bin kişiden yaklaşık 40 bin kişi yargılama sonucunda aklanıyor. Bedava yatıyor, yattığı yanına kar kalıyor. Facia üstüne facia.

Medem yargı reformu, Mecliste aslanlar gibi çarpışan Kuzu, İyimaya ve diğer hukukçulara sormak gerek:

1- Anayasa değişikliği bu faciaların hangisine çare getiriyor?

2- Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkı getiriliyor. Mahkemelerde iki milyona doğru yol alan dava dosyalarına yarın Anayasa Mahkemesinde yüz binleri bulan dosyalar eklendiğinde, Anayasa Mahkemesi bunun altından nasıl kalkacak?

Anayasa Mahkemesi Başkanı daha ne söylesin? Yargı reformu ile uzak-yakın ilgisi olmayan bir inat, hepimizin üstüne kabus gibi çöküyor.

Ya Meclisteki zikzaklar. Onlar da, tarihe ibret vesikası olarak kalıyor.

Silah tüccarlarının eksikleri tamamlandı

ALT komisyon aniden toplantıya çağrılıyor.

Herkes anayasa değişikliği ile uğraşırken, silah taşıma ve kullanma kurallarını yeniden düzenleyen tasarıyı görüşmek üzere, başkan Selami Uzun (AKP) alt komisyonu toplantıya çağırıyor. Üyelerden CHP Adana milletvekili Hulusi Güvel çağrıyı alınca şaşırıyor, sonra daha çok şaşırıyor. Güvel dün telefonda anlatıyor:

“Sayın Uzun toplantıya çağırdı, ben, neden şimdi toplanıyoruz, diye sorunca, silah tüccarlarının taleplerinde teknik bazı eksikler var, onları tamamlamak gerek, diyerek, bizi topladı”.

Selami Uzun muhtemelen espri yapıyor. Espri ya da gerçek, yeni düzenleme toplumun daha çok silahlanmasını öngörüyor, silah tüccarları da ellerini ovuşturuyor. Bu, AKP’nin çıkaracağı en tehlikeli bir kaç tasarıdan biri.

Silah taşıma yaşı indiği gibi, internette silah reklamına izin veriyor. İnterneti gençler yoğun biçimde kullanıyor. Oradaki silah reklamları gençleri özendirecek. Böylece daha çok silah satılacak. Zaten amaç bu. Ama, gençler o silahı nerede, nasıl kullanacak? Kim öle, kim kala, orası önemli değil, önemli olan daha çok silah satmak, daha çok para kazanmak.

Silah tüccarlarının eksiklerini tamamlamak gerek. Açık söze bayılıyorum.