Brüksel’de çanlar basın özgürlüğü için

DANİMARKALI AB Bakanının Kemal Kılıçdaroğlu’na Brüksel’de söylediği sözleri kaydetmek gerek:

“Bütün desteğimiz arkanızdadır, AB dönem başkanı olarak sizinle çalışacağız”.

Haberin Devamı

Danimarka 1 Ocak’ta dönem başkanı. Bakan bu iddialı sözleri herkesin içinde, Avrupa Sosyal Demokrat Liderler Zirvesi’nde söylüyor. Kılıçdaroğlu bu zirveye ilk kez katılıyor.

Sadece Danimarkalı bakan değil, genişlemeden sorumlu Fülle’nin Kılıçdaroğlu ile görüşmesindeki sözleri de, AB’de yeni bir anlayışa işaret ediyor:
“Biz AB olarak Türk Hükümetine sürekli çağrıda bulunuyoruz ama, beklediğimiz karşılığı alamıyoruz. Bundan sonra muhalefetle diyalog geliştireceğiz”.
Kılıçdaroğlu’nun geçen haftaki Brüksel görüşmelerinde altı en çok çizilen kavramlar “basın özgürlüğü, ifade özgürlüğü, tutuklu milletvekilleri”. AB’nin bütün dikkatini burada odaklanıyor.

CHP İLE ÇALIŞMAK

Muhalefetle diyalog geliştirmek, lafta kalmıyor. AB bundan sonra CHP ile daha düzenli görüşecek, çalışma gurupları kurulacak. Avrupa Sosyalist Partisi Yönetim Kurulu üyesi ve CHP AB Temsilcisi Kader Sevinç’in çalışmalarını burada vurgulamak gerek.

Yo hayır, AB’deki sosyal demokratlar Türkiye’den vazgeçmiş değil. Aynı Danimarkalı Bakan bir panelde bunu açıkça belirtiyor:

“Türkiye’nin AB üyeliğinden yanayız. Ancak, pek çok konuda Türkiye ayak sürçüyor”.

Uzun tutukluluk süreleri, basın özgürlüğü kısıtlamaları gibi. CHP’yi özgürlükçü buluyor, AKP’ye sitem ediyor.

KPK’DA GÖRÜŞ FARKI

Bu sitem önceki gün Brüksel’de AB-Türkiye Karma Parlamento Komisyonu (KPK) toplantısınde bir kez daha vurgulanıyor. AB milletvekilleri Türkiye’deki basın özgürlüğüne dönük baskıları dile getirince, AB Bakanı Egemen Bağış itiraz ediyor:

“Basına baskı yapıldığı yalandır, tam tersine, basın özgürlüğü bizim dönemimizde gelişmiştir, bu dedikodular yönlendirmeden ibarettir”.

Bağış’ın itirazını KPK eş başkanı Helene Flautre net bir ifadeyle yanıtlıyor:
“Yönlendirme filan yok, biz Türkiye ile ilgili gerçekleri artık biliyoruz. Türkiye’de basın özgür değildir”.
AB Türkiye’ye öncelikle basın özgürlüğü penceresinden bakıyor. Avrupa Solu ise, CHP’ye daha sıcak.

Haberin Devamı

Dersim AKP oylarıyla ret

DERSİM fırtınasıyla birlikte, “geçmişle hesaplaşmak gereği” hiç kimsenin dilinden düşmüyor.

BDP önceki gün Dersim’le hesaplaşmak için Meclis araştırması açılmasını isteyen bir önerge veriyor. Önerge aleyhinde söz alan AKP milletvekili Mehmet Metiner’in sözleri ibretlik. Tutanaklara göre, Metiner sürekli olarak “Dersim yüreğimizde yaradır, masum insanlar katledilmiştir, utanç vericidir, yürek acıtıcıdır, Dersim tedip ve tenkil harekatına maruz kalmıştır” sözlerinden sonra:

“Gelip geçici bir komisyonla bu işin çözüleceği kanaatinde değiliz, çok daha kalıcı araştırmalar yapmalıyız”.

Meclis araştırması ne zamandan beri kalıcı değil? Olaya Meclis el koyacak, daha ne. Dersim ile ilgili ortalığı yıkan AKP kullandığı oylarla Meclis araştırmasını red ediyor. Özür dilemek, geçmişle hesaplaşmak lafta kalıyor.

Haberin Devamı

TÜBA’da 69 istifa

TÜRKİYE Bilimler Akademisi’nin (TÜBA) hükümete bağlanmasından sonra alevlenen tartışma dışarıdan bakınca unutulmuş gibi. Oysa, değil.

TÜBA 130 üyeden oluşan bilim kurulu. Üyelerin çoğunluğunu üniversiteler seçiyor, bir bölümü onur üyesi. AKP’nin kararıyla TÜBA üyelerinin hükümet tarafından seçilecek olması, bilimsel özerkliği yaralıyor. Karar Türkiye ve dünyada geniş yankı uyandırıyor.

Yankı TÜBA üyelerinin istifalarına uzanıyor. Şu anda 69 bilim adamı istifa etmiş bulunuyor. Hükümet TÜBA’ya atamalar için sorununun iyice unutulmasını bekliyor. Atamalar arkadan gelecek ve ortaya akademik vesayet timsali çakma TÜBA çıkacak.

Kızılay’dan mektup var

Haberin Devamı

VAN depreminin ardından Kızılay’ı eleştiren yazılar yazıyorum. Kızılay Genel Müdürü Ömer Taşlı geçen hafta bana mektup gönderiyor. Söz hakkı gereği, mektubu özetle yayınlıyorum.

Van’a Türk Kızılayı bugüne kadar toplam 47.550 çadır, 2.310 Mevlana Evi, 122.701 battaniye, 6.274 soba ve pek çok yardım malzemesi gönderiyor. Bunlar 644 TIR ve 77 uçakla taşınıyor.

Taşlı mektupta uzun uzun çadırlarla ilgili bilgi veriyor:

“Afet çadırı hava geçirgenliği olan ama içindeki ısıyı da koruyabilen özel kumaştan üretilmelidir. Diğer önemli husus, çadırların ağırlığıdır. Afet bölgesine hızla ulaştırılması için belli bir ağırlığın üzerinde olmamalıdır. Türk Kızılayı 200 kilo ağırlığında kışlık çadır üretme kapasitesine sahiptir ancak, taşınması sorunlara yol açtığı için dört mevsimlik çadırlar üretilmektedir”.

Taşlı’ya göre, depremin hemen sonrasında acil barınma için çadır veriliyor, prefabrik evlere sıra daha sonra geliyor. Afet müdahelesinin üçüncü evresinde kalıcı konutlar yapılıyor. Geçici barınma Kızılay’a, kalıcı yerleşim AFAD’a ait.

Kızılay Genel Müdürü Taşlı Van’da halen 152 uzman ve onlarca Kızılay gönüllüsünün hizmet verdiğini, sağlık hizmetlerinde hiç sıkıntı yaşanmadığını ekliyor ve:
“Gönül rahatlığı ile söyleyebilirim ki, Türk Kızılayı’nın Van’da gerçekleştirdiği insani yardım operasyonu, ihtiyaçların en hızlı ve en yüksek miktarda karşılanması özelliği ile sadece ülkemizin değil, dünyanın gördüğü en başarılı afet müdahalelerinden biridir”.
Taşlı olaya böyle bakıyor.

 

Yazarın Tüm Yazıları