Brezilya’nın kültür potası SAO PAULO

Güncelleme Tarihi:

Brezilya’nın kültür potası SAO PAULO
Oluşturulma Tarihi: Aralık 06, 2011 07:01

Bugünlerde yazı karşılayan Sao Paulo, farklı ülke ve kökenlerden kişileri buluşturan kültürel bir mozaik. Japonya dışında en fazla Japon’un bulunduğu kent. Brezilya’da zenginlik, dinamizm, hırs ve keyfin adresi. Gökdelenleri, caddelerinde işe koşturan takım elbiselilerle ilk bakışta işkolik bir şehir izlenimi uyandırsa da yanılmayın, Sao Paulo aslında tarihin, modanın ve eğlencenin de adresi. Geçmişte Türkiye’den 30 saati aşan yolculuklar İstanbul’dan direkt uçuşlarla 14 saate indi.

Haberin Devamı

           

İSMİNİ TARSUSLU PAVLUS’TAN ALIYOR

 

1554’te Portekizli Cizvit papazlarının kurduğu şehre, Tarsus’ta doğan Aziz Pavlus’tan esinlenerek Aziz Paul adı verilmiş. Verimli toprakları sayesinde hızla gelişmiş. Oluşturulan kahve bahçeleri 19’uncu yüzyılda zenginleşmeyi getirmiş. Sanayileşme, finans sektörünün büyümesi kente İspanya ve Portekiz başta olmak üzere pek çok ülkeden göçmen çekmiş. Bugün 20 milyon nüfusuyla kıtanın en büyük şehri. Tüm Latin Amerika’da İspanyolca konuşulurken, eski Portekiz sömürgesi Brezilya’da Portekizce konuşuluyor.

Haberin Devamı

          KISA HABERLER

Kayseri’de pastırma zamanı
Kayseri ’ye gittiğimde bu kez Erciyes Dağı’nı göremedim. Kentin neresinden bakarsanız bakın, zirvesi her zaman karlı bu yüce dağ mutlaka karşınıza çıkar. Ama bu kez çıkmadı. Üç gün boyunca da görünmedi. Erciyes’siz Kayseri bana bir garip geldi. Koca dağ nereye gitti diyecek olursanız, kalın bir sis perdesinin arkasına saklandığını söyleyebilirim. Pastırmalar damlara asıldığı zaman, koca dağ hep sislerin arkasından bakar kente. Kayseri’yi anlatmak hem zordur, hem de çok uzundur. İnsan nereden başlayacağını şaşırır. Erken Tunç Dönemi Kültepe’sinden mi, yoksa MÖ 11’inci yüzyıldaki Mazaka’dan mı yola çıkıp, bugünlere gelmek daha doğru olur?

Gödöllö’ye güzelleme
Budapeşte’ye trenle 30 dakika uzaklıktaki Gödöllö 3 bin 500 nüfuslu küçük bir kent. Gözalıcı sarayı, barış gongu, özgün mimarisiyle geçmişin dünyasını yaşatıyor.3 bin 5000 nüfuslu Gödöllö, geniş bir alana kurulmuş. Halk, kasabanın sembolü olan saraydan uzak, tek katlı, sakin, gösterişsiz ama zarif bahçeli evlerde oturuyor. Kasabayı gezmek için taksi veya otobüs kullanmanıza gerek yok. Ana meydandan Szabadság Tér (Özgürlük Meydanı) başlayıp yürüyerek tüm kasabayı keşfedebilirsiniz. Kraliçe Elisabeth’in sarayı, resmi ismiyle Gödöllö Kraliyet Sarayı kentin en güzel yapılarından biri. “Sisi”yi seven Macarlar bugün müze olan yapıyı, sanki kraliçe içinde yaşıyormuşcasına korumuş. Hatırasına saygı göstermiş. Müzeyi gezdikten sonra, sarayın arkasında, bir zamanlar Kraliçe Elisabeth’in yürüyüşe çıktığı büyük parkı görmenizi öneririm.

ŞEHRİN YILDIZLARI

Haberin Devamı

Sao Paulo Katedrali: 16’ncı yüzyıl sonunda Portekizlilerin inşa ettiği kilise birkaç kez yıkılıp yerine yenisi yapılmış. 1913’te bugünkü, Rönesans mimarisinden izler taşıyan görkemli katedralin inşaatı başlamış. Dünyanın dördüncü büyük neo gotik katedrali 8 bin kişilik. Genişliği 50, uzunluğu 100 metreden fazla. Yapımında 800 tondan fazla mermer kullanılmış.

Marcodo Municipal: 1928’de inşa edilen barok bina şehrin en büyük alışveriş mekanı, meyve ve baharat pazarı. İçinde 300’den fazla tezgah var. Pencereleri renkli camlarla süslü. 2003’teki restorasyonda eklenen asma katta restoranlar, etkinlik salonu bulunuyor.

Mosterio Sao Bento: Aziz Benedict Manastırı, Katedral Meydanı’nın (Praça de Se) kuzeyinde. Neo gotik yapı Benedikt mezhebi papazlarınca 16’ncı yüzyılda yapılmış. Altın süslemeli altarı 2003’te Guggenheim Müzesi’nde sergilenmişti. Manastırın bir parçası olan kilisede göreceğiniz asma kat zamanın zenginlerinin ayini izlediği yermiş. Halk zemin katta, köleler bahçededururmuş. 1828’de Brezilya’nın ilk hukuk fakültesi de burada kurulmuş. Sadece vitrayları için bile görmeye değer.

Haberin Devamı

Ibirapuera Parkı: 1,5 milyon metrekarelik parkı ünlü mimar Oscar Niemeyer tasarlamış. Sao Paolo’nun 400’üncü yaşgünü için 1954’te yapılan göleti, yürüyüş ve koşu parkurlarıyla şehrin gözdeleri arasında. Saat 20.00’ye kadar açık.

Centro Cultural Sao Paulo: Şehrin iftihar ettiği kültür merkezi. Sinema, tiyatro salonlarının yanı sıra karikatür kütüphanesi var.

Edificio Italia: 46 katlı İtalya Apartmanı en güzel manzaralı yapı. Romantik akşam yemeği için tercih edilen mekanın fiyatları biraz yüksek. Manzaranın keyfini bir içkiyle de çıkarabilirsiniz. Rezervasyon gerekebilir.(www.edificioitalia.com.br)

Luz Tren Garı: Edificio Italia ile aynı meydanda, Praça de Republica’daki istasyon şehrin kahve ticaretini kolaylaştırmak amacıyla 19’uncu yüzyılda İngiltere Glasgow’da inşa edilmiş. Sökülüp taşınmış, Sao Paulo’da yeniden monte edilmiş.

Haberin Devamı

Edificio Copan: 38 katlı bu yapı da Oscar Niemeyer’in eseri. Girişindeki kafe ve barlar sadece şehirlilerin değil yorgun turistlerin de uğrağı. Cafe Floreste ve Bar da Dona Onça en çok rağbet gören mekanlar. Brezilya’nın ünlü içkisi caipirinha’nın tadına bakmayı unutmayın. Üst katlarda ise konutlar var. (www.copansp.com.br)

Paulista Bulvarı: Şehrin finans merkezi ve en önemli caddelerinden. Sanat, alışveriş düşkünlerinin uğrak yeri. Borsa binası, MASP (Sanat Müzesi) ve en şık, pahalı markalar bu caddede.

 

SERT İÇKİ SEVENLERE CACHAÇA

 

Osmanlı’ya ilk kahve 1550’lerde Yemen’den gelmiş, günümüzde ise Türk kahvesi Brezilya’dan geliyor. Şehri keşfederken küçük keyif molaları verdiğinizde Brezilya’nın ünlü kahvelerinin tadına mutlaka bakın. Farklı çeşitler arasından damak zevkinize yakını bulacaksınız. Sert içkilerden hoşlanıyorsanız Sao Paulo’ya özgü “Cachaça”yı (kaşasa okunuyor) deneyin. İnanması zor ama binlerce çeşit. Meyve sevenlere önerilebilecek içki kokteyller. Alkolden hoşlanmayanlara keyifli, serinletici taze hindistancevizi suyu ya da naneli ananas öneririm.

Haberin Devamı

 

PRATİK BİLGİLER

 

Brezilya, 90 güne kadar vize istemiyor.

Türkiye’den 4 saat geride.

1 dolar: 1,75 real (BRL).

Geniş metro ağı gezginlerin hayatını kolaylaştırıyor. Metro gibi otobüs hatları da renklerle belirlenmiş. Şoförler Portekizce’den başka dil bilmiyor. İneceğiniz durağı çok iyi bilmeniz gerek.

Taksiye yazılı adresle binin, çünkü şoföre derdinizi anlatma şansınız olmayacak.

 

SAFFET EMRE TONGUÇ'UN YAZISININ TAMAMINI BURADAN OKUYABİLİRSİNİZ

 

  

 

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!