Güncelleme Tarihi:
NASA'nın Spitzer adlı uzay teleskobu yeni bir keşfe imza attı. Bizden yaklaşık 39 ışık yılı ötedeki (39 x 9.500.000.000.000 km!) bir yıldız etrafında dolanan birçok öte-gezegenin varlığını ortaya koyan veriler elde etti. Bu yıldız etrafında dolanan 3 öte-gezegen daha önce bulunmuştu. Ancak yeni gözlemlerle aynı yıldız etrafında dolanan 4 adet öte-gezegen daha belirlendi. Soğuk cüce bir yıldız ve onun etrafında dolanan Dünya benzeri 7 öte-gezegen.
Bulgunun detaylarına girmeden önce bir konuya açıklık getirelim. Öte-gezegen ve gezegen arasındaki farkı ortaya koyalım. Gezegen dediğimiz cisimler Güneş Sistemi'nde bulunan ve gezegen olma şartını sağlayan gök cisimleridir. Öte-gezegen ise başka yıldızlar etrafında dolanan gezegenlere verilen bir isimlendirmedir. Peki gezegen olma şartları nelerdir:
1) Yıldızı etrafında bir yörüngeye sahip olmalı,
2) Küresel bir şekle sahip olmalı (yani yeterince büyük kütleli olmalı),
3) Yörüngesinde en büyük kütleli cisim olmalı ki yörüngesini temizleyebilsin.
İşte bu 3 şartı sağlayan gök cisimleri Güneş Sistemi'nin elemanı ise gezegen, başka yıldızların bir üyesi ise öte-gezegen olarak adlandırılır. 'Öte' kelimesinden kasıt 'Güneş Sistemi dışında' demektir. Eğer herhangi bir yıldız etrafında dolanan bir cisim yukarıdaki ilk 2 şartı sağlayıp 3. şartı sağlamıyorsa o artık bir gezegen değil bir cüce gezegendir. İşte bu nedenle Pluton 2006 yılında yapılan yukarıdaki yeni gezegen tanımlamasına göre cüce gezegen kategorisine alınmıştır. Öte-gezegen nasıl belirlenir merak edenler için işte ilgili yazımız: Öte-gezegen Belirlemenin 5 Yolu
Bizden yaklaşık 39 ışık yılı ötede Trappist-1 adı verilen yıldız etrafında keşfedilen bu 7 adet öte-gezegen Merkür, Venüs, Dünya ve Mars gibi karasal gezegenler. Daha ilginç olan şey ise hepsinin yüzeyinde sıvı su bulunma potansiyelinin yüksek olması. Sıvı su bildiğimiz anlamda yaşam için anahtar bir molekül. Öte-gezegenlerin yıldızına olan mesafesi ise Merkür'ün Güneş'e olan mesafesinden bile daha küçük. Ancak bir gezegenin yıldızına bu denli yakın olması o gezegen üzerinde yaşam olmayacağı anlamına gelmiyor. Bir gezegende yaşam olabilmesi için sadece gezegen-yıldız arası mesafe değil o yıldızın türü de çok önemli (kütlesi, ışınım gücü vb).
Keşfe konu olan Trappist-1 isimli yıldız soğuk (yüzey sıcaklığı 2700 derecenin altında) minik bir yıldız. Kütlesi Güneş'in kütlesinin sadece %8'i kadar. Yıldızın çapı ise Jüpiter'den birazcık daha büyük. Bu nedenle uzaya birim zamanda yaydığı enerji Güneş'e kıyasla daha düşük.
Dünya'da hayat olmasının başlıca nedeni gezegenimizin Güneş'e uygun bir mesafede olması. Güneş'e ne Venüs gibi çok yakın ne de Mars gibi çok uzak. O nedenle Trappist-1 etrafında dolanan hayat barındırabilecek bir öte-gezegenin Trappist-1'a çok yakın olmasını beklemek mantıklıdır. Yakın olsun ki hayat barındırabilecek derecede enerji alabilsin ve uygun bir yüzey sıcaklığına ulaşsın. Nitekim öte-gezegenler Trappist-1 yıldızına gerçekten çok yakın konumlarda yer alıyorlar. Bulgular gösteriyor ki keşfedilen 7 gezegenin en az 3'ünde hayat olabilir.
Trappist-1 genç bir yıldız. Dünya’da akıllı yaşam formlarının gelişmesinin milyarlarca yıl sürdüğü düşünülürse Trappist-1’in gezegenlerinde akıllı yaşam olmayabilir. Diğer yandan daha yaşlı başka bir yıldıza ait bir başka gezegen sisteminde bulunan ileri bir uygarlık gezegenlerini terk etmek ve keşfettikleri Trappist-1 yıldızının hayat barındırma ihtimali olan bu gezegenlerine yolculuk etmek zorunda kalmış olabilir. Bu şu anki teknolojimizi göz ününde bulundurduğumuzda bilim kurgu gibi görünsede unutmayın evrenin ilk 9 milyar yılı boyunca ne Güneş Sistemi ne Dünya ne de biz buradaydık. Gezegenimizin bu evrendeki tarihi sadece 5 milyar yıl. Ancak evren 13.8 milyar yıl yaşında. Pek tabii bizden sadece 1 milyon yıl önce ortaya çıkmış zeki bir yaşam formu Trappist-1’e ulaşmayı başarmış olabilir. Düşünün 1 milyon yıl sonra insanoğlu teknolojide acaba hangi düzeyde olurdu. Tabii optimist düşünerek bu süreçte kendini yok etmediğini farz edersek.
Keşfedilen öte-gezegenlerin birbirleri arasındaki mesafeler de çok küçük. Örneğin Trappist-1 yıldızına en yakın 2 öte-gezegenin (Trappist-1b and Trappist-1c) birbirleri arasındaki mesafe Dünya-Ay arası mesafenin sadece 1.5 katı! Yaklaşık 600.000 km! Yani eğer o iki gezegende hayat varsa komşu gezegenden diğerine gitmek Dünya'dan Ay'a gitmek kadar kolay olurdu. Düşünün örneğin Trappist-1b'de yaşıyorsunuz ve arkadaşınız size 'bu hafta sonu ne yapacaksın?' diye soruyor. Siz de 'Trappist-1c'deki (gerçi muhtemelen oranın yerlileri kendi gezegenleri için Dünyalılar gibi isim vermez daha uygun bir isim bulurlardı herhalde) arkadaşım Ahmet'i görmeye gideceğim diyorsunuz. İşte Trappist-1 yıldızının gezegenleri birbirine bu denli yakın mesafede bulunuyor!
Yeryüzündeki bazı teleskopların da desteği ile Spitzer Uzay Teleskobu sayesinde yapılan bu keşfi özel yapan şey şu: İlk kez bir yıldız etrafında dolanan birçok gezegenin aynı anda hayat barındırma olasılığı var. Bu Güneş Sistemi’nde birçok Dünya olması gibi bir şey. İnanılmaz değil mi!
Galaksimizde belki trilyonlarca öte-gezegen var ve bunların milyonlarcası hayat barındırıyor olabilir. Bugüne kadar sadece birkaç bin adet öte-gezegen belirlendi ve bunların yaklaşık 50 tanesinde hayat olabileceğini düşünüyoruz. Unutmayın galaksimiz çok büyük. Güneş Sistemi dışında trilyonlarca başka gezegen olsa bile onları belirlemek kolay değil. Çünkü çok uzaktalar.
İnsanlık bize en yakın yıldız Proxima Centauri’ye minik uzay araçları göndermeyi planlıyor. Çünkü bu yıldız etrafında hayat barındırabilecek bir adet öte-gezegen keşfedildi (Bkz. Dünya'ya en yakın öte-gezegen belirlendi). Diğer yandan bu yeni keşif gösterdi ki bir yıldız hayat barındırma ihtimali yüksek birçok öte-gezegene ev sahipliği yapıyor. Bu da gösteriyor ki insanlığın yeni ziyaret noktası Trappist-1 olabilir.