Güncelleme Tarihi:
Bu sezona kadar en çok eleştirilen konu yıldızlarının "artık yaşlanması"ydı. Hiçbir zaman gerçek bir "Süper Yıldız" kategorisinde kabul edilmeyen Tony Parker (Avrupalı olduğu için), 3 sezon önce basketbolu bırakması gerektiği düşünülen(!) Tim Duncan ve artık iyiden iyiye bir bench oyuncusu olan Manu Ginobili'den oluşan o "muhteşem üçlü" de yok artık. Ama Popovich'in sistemi tıkır tıkır işlemeye devam ediyor.
Önceki gün Sacramento Kings'e yalnızca 79 sayı izni vererek savunmada vidaları sıktıklarında neler olabileceğini herkese gösterdiler. Hücum aksiyonlarının bazı maçlarda ya da bazı maçlarında belli bölümlerinde kusursuza yakın olduğuna şahit olmak mümkün. Evet, rakiplerinin aksine süper yıldızı yok ama NBA'in en iyi "takım"ı kuşkusuz San Antonio Spurs.
Warriors gibi bir takımı bu sezon 3. kez yendiler ve son ikisinde Ginobili ile Duncan forma giymedi. Yedi hatta Duncan'ı da sayarsak kadrosunda 8 "yabancı" bulunan Spurs, ilk 5 harici oyunculardan en çok skor katkısı alan takım aynı zamanda. Bilerek "bench katkısı" demedim çünkü Popovich'in sisteminde "ilk 5" ile "bench" arasında diğerleri gibi bariz bir ayrım yok. Geçen sezona Avrupa'da Union Olimpija forması giyerek başlayan ancak sezon sonunda kendisini NBA Final serisinin kritik şutörü olarak bulan Danny Green örneği, Popovich'in sistemini anlatmak için en ideal örnek.
Ben yine de Spurs'ün şampiyon olabileceğini düşünmüyorum. Geçen sezonki unutulmaz Heat-Spurs final serisinde bu takım son şampiyonluğuna çok yaklaşmış ancak Ray Allen köşeden gönderdiği o efsanevi üçlükle buna izin vermemişti. 2014 play-offlarında da başkaları izin vermeyecektir. Mesela Jamal Crawford...
11 maçlık galibiyet serisi Denver'da sona eren LA Clippers, Chris Paul'ün 28 sayı-15 asistlik performansıyla Pistons'ı rahat geçti. Şu yazımda belirttiğim gibi Batı finalini kazanması en muhtemel takım benim için hala Clippers: http://www.hurriyet.com.tr/spor/basketbol/25888990.asp
MIAMI GERİLİYOR
MIAMI Heat 2012 şampiyonluğunun normal sezonunda 16, 2013 şampiyonluğunun normal sezonunda ise 20 yenilgi almıştı. Bu sezon ise bitime 15 maç kala 21 mağlubiyetleri var. Üstelik bu yenilgilerden 7'si son 11 maçta geldi. Eric Spoelstra'nın takımındaki sorun doygun yıldızlarının play-off'u bekliyor olması olarak tarif edilebilir belki ama play-off'ta da işleri hiç kolay olmayacak. Sorun şu ki, LeBron ve arkadaşları eskisi kadar saygı görmüyor.
Saygı demişken, çok daha fazlasını hak eden Antnohy Davis'e bir paragraf açmak lazım. Pelicans dün gece Heat'i devirirken Davis de 30 sayı-11 ribaund ile yıldızlaştı. NBA'in yeni Kevin Garnett'i son 8 maçında 28 sayı ve üstü skor katkısı sağladı. Üst üste 8 maçta en az 28 sayı ve 8 ribaund ortalamaları yakalayan Davis, Shaquille O'Neal'in Lakers günlerini hatırlatıyor. Birinci sıra seçimi gibi birinci sıra seçimi olan Davis, uzatmada kazandıkları Celtics maçında da 40 sayı-21 ribaundla büyülemişti. NBA'de 2. sezonunu yaşayan Kentuckyli henüz sadece 21 yaşında.
Eric Gordon-Anthony Davis ikilisinin yanına trade döneminde Tyreke Evans'ı katan Pelicans organizasyonu önümüzdeki sezon bambaşka bir havaya bürünebilir.
Son bir paragraf da Bobcats için yazalım. Önümüzdeki sezon Charlotte Hornets ismini alacak Michael Jordan'ın takımı ilk kez play-off yapmak üzere. Kemba Walker etrafına kurulu organizasyon kurulduğu yakın zamandan bugüne ideal bir "takım mühendisliği" örneğidir bana göre. Takıma sezon başında dahil edilen Al Jefferson ve Cody Zeller ile Michael Kidd-Gilchrist gibi isabetli draft seçimleri takdire şayan.