NEDEN İSTİLACI TÜR DENİYOR? İNSANA ZARARLI MI?
“Bu tarz böcekler sonradan taşınarak gelen böcekler oldukları için, bulundukları yeni yerde eğer çok hızlı çoğalmaya ve kontrolsüz bir şekilde popülasyonlarını arttırmaya başlarlarsa bunlara istilacı böcek denir” diyen Dikmen, bu vampir kelebeği ya da yalancı kelebeğin bu tanıma çok uyduğunu, istilacı bir tür olduğu için görüldüğü yerlerde kontrolsüz bir şekilde çoğalmaya başladığını belirtti. Üzerinde bunlarla beslenen herhangi bir canlının olmaması, bundan beslenen canlılar ona alışmadığı için avcısının olmadığını bu nedenle çok fazla üreyebildiklerini önemle vurguladı.
Vampir kelebeklerin korkulduğu gibi insanlara herhangi bir zararı söz konusu değil. Bu böcekler için bitki zararlıları diyebiliriz. Yaprak bitleri ya da ağaç bitlerinin yaptığı gibi bitkilerin aslında öz suyunu emiyor ağaçları, bitkileri, sebzeleri kurutuyorlar. Bu şekilde bitkilere zarar veriyorlar ama insana herhangi bir zararı yok. İnsanlar bunların daha çok varlığından şikayetçi. İstanbul'da özellikle çok yoğun olarak görünen bölgelerde vatandaşlar balkonda oturamıyoruz, evlerin içine çok giriyorlar diye şikayet ediyor ama rahatsızlık sadece böceğin varlığından dolayı. İnsana hastalık da bulaştırmıyor, bu açıdan da herhangi bir risk barındırmıyor.
EN ÇOK NERELERDE GÖRÜLÜYOR?
Türkiye'de bu türün daha çok Karadeniz kıyılarında yayılış gösterdiğini sözlerine ekleyen Dikmen, ilk görüldüğü Artvin, Trabzon gibi yerlerde yani kıyı kesimlerine yakın yerlerde yoğunlaştığını İstanbul'da da Karadeniz'e yakın ilçelerde yoğun olarak görüldüğünü, bunun da bize bu böceğin aslında daha nemli ve o iklime uygun bitkileri tercih ettiğini gösterdiğini söyledi.
“Bu tür Çin'de keşfedilen bir canlı ama uzak doğudaki pek çok ülkede yine görebiliyoruz. O yüzden yıllar içerisinde Asya'ya yayıldı, şu oradan da yavaş yavaş Türkiye'ye geldi. Hatta bununla ilgili 1950’lerde Sovyet Rusya'sının topraklarında bu türe rastlandığını ve topraklarına zarar verdiğine dar kanıtlar var. Sonra 1980’lerde Gürcistan taraflarına geldiği keşfedildi. Ondan sonraki 30 yıllık süre zarfında da Türkiye'ye yavaş yavaş giriş yaptığını biliyoruz. Özellikle 2009-2010’dan sonra Türkiye'nin Gürcistan ile olan ticaretin ya da insan hareketinin artmasıyla bu türün önce Doğu Karadeniz'de sonra oradan da yavaş yavaş İstanbul'da yaygınlaştığını söyleyebiliriz."
Dikmen, onun bu türün yayılmasının iklim değişikliğiyle ya da başka bir faktöre bağlı olduğunu düşünmüyor ancak ülkemize geldikten sonra türün buralarda kalıcı hale gelmesi ya da daha fazla görünmeye başlamasının buradaki iklimsel koşulları benimsemesi ve bu türün yaşamına uygun olmasıyla alakalı olduğunu ifade etti.
EVDE GÖRDÜĞÜMÜZDE NE YAPALIM?
Balkonunda, evinin içinde onlarca vampir kelebeği gören vatandaş ister istemez panik yapıyor. "Acaba bir hastalık bulaşır mı, ısırır mı ya da yumurta bırakıp evin içinde çoğalır mı?" diye düşünmeden edemiyor. Dikmen, bu canlının eve girip dolaşacak, eve yerleşecek ve yumurta bırakacak canlı olmadığının, bunu net bir şekilde söyleyebileceğinin altını çiziyor ve ekliyor:
“Yumurtlamak için ya da üremek için sadece biraz önce bahsettiğimi bitkileri tercih ederler. Evde ne işi var o zaman diye sorarsanız muhtemelen gölgesi için ya da akşam ışığa yöneldiği için için gelirler. Bunun dışında eve yumurta bırakma, evde üreme gibi bir davranışlar söz konusu değildir. Bu konuda vatandaşın içi rahat olabilir.”