Güncelleme Tarihi:
Horasan harcı İstanbul’daki yapıların güçlendirilmesinde kullanılacak. Tarihte birçok dönemde ve medeniyette kullanılan bu karışım binaları sağlamlaştırmak için oldukça önemli bir paya sahip. Hidrolik özelliklerinden dolayı bu harç ve sıvalar, Bizans, Roma, Selçuklu ve Osmanlı dönemi sarnıç, su kuyusu, su kemerleri ve hamam yapılarında kullanılmıştır. Kültür ve Turizm Bakanlığı, tarihi eserleri Mimar Sinan’ın kullandığı ‘Horasan harcı’yla güçlendirmeye başladı. Peki, Horasan harcı nedir, nasıl yapılır? İşte Horasan harcı malzemeleri ve yapılışı…
Horsan harcı, çeşitli malzemelerin birleştirilmesiyle ortaya çıkan ve bina ve yapıları sağlamlaştırmak amacıyla kullanılan özel bir karışımdır. Tarihin birçok döneminde farklı medeniyetler tarafından kullanılmıştır. Hidrolik özelliklerinden dolayı bu harç ve sıvalar, Bizans, Roma, Selçuklu ve Osmanlı dönemi sarnıç, su kuyusu, su kemerleri ve hamam yapılarında kullanılmıştır. Bu harçlar Roma döneminde “Cocciopesto” (Massazza ve Pezzuoli, 1981), Hindistan’da “Surkhi” (Spence, 1974), Arap ülkelerinde “Homra” (Lea, 1940) olarak adlandırılmıştır.
Horsan harcı malzemeleri, tuğla, kiremit ve benzeri malzemelerin bağlayıcı olarak ise kireç ile karıştırılması ile elde edilir. Tuğla, kiremit ve benzeri malzemelerin hammaddesi kil, kuvars ve feldspat minerallerinin karışımından oluşmaktadır. Bu karışım 600 – 900 °C larda ısıtılırsa killer sıcaklık derecelerine ve sahip oldukları mineralojik yapıya bağlı olarak farklı puzolanlık derecelerine sahip olmaktadır. Bu sıcaklıklarda kil minerallerinin yapıları bozulmakta ve amorf alümina silikatlar oluşmaktadır. Bu yapıdan dolayı kalsine edilen killer puzolan özelliğine sahip olmaktadırlar.
Horasan harç ve sıvaları kireç ile puzolanik özellikteki tuğla agregaların yapısında bulunan amorf silikat ve aluminatların suyun varlığında reaksiyona girmesi ve kirecin havanın karbondioksit ile karbonatlaşması ile sertleşirler. Hidrolik reaksiyonlar sonucunda oluşan kalsiyum silikat hidrat ve kalsiyum aluminat hidratlar harç ve sıvanın dayanımını arttırmakta ve suyun altında da sertleşebilmesini sağlamaktadır. Hidrolik özelliklerinden dolayı bu harç ve sıvalar, Bizans, Roma, Selçuklu ve Osmanlı dönemi sarnıç, su kuyusu, su kemerleri ve hamam yapılarında kullanılmıştır.
Kültür ve Turizm Bakanlığı, Galata Kulesi’nde güçlendirme çalışmalarını geçtiğimiz yıllarda tamamlamıştı. Burada, Osmanlı İmparatorluğu’nun Ayasofya başta olmak üzere camilerde, köprüler ve çeşitli yapılarda sıklıkla kullandığı ‘Horasan harcı’ yöntemi uygulandı. Bakanlık, kireçle, tuğla kırığı ve tuğla tozunun birlikte harmanlanması ile edinilen Horasan harcını diğer tüm tarihi eserlerin restorasyonlarında da uygulamaya başladı. Elastikiyeti çok yüksek olan bu harç, deprem anında en önemli koruma görevlerinden birini üsleniyor. Üstat Mimar Sinan da yüz yıllar boyunca ayakta kalan eserlerinin bir çoğunun yapımında Horasan harcı kullanmıştı.
Kültür Ve Turizm Bakanlığı, Ayasofya’da da çok kapsamlı bir restorasyon çalışması başlattı. Bakan Mehmet Nuri Ersoy, restorasyon için Hürriyet’e “Ancak uzun sürecek bir çalışma yapılacak. Aşama aşama, bölüm bölüm gidilecek ve bir kapatma yapılmayacak. Bu tür çalışmaların başlayıp 50 yıl sonra bile devam etmesi gerekir. Ortada yüzyılların getirdiği yıpranma var. Yüzlerce yıllık yorgunluğu ortadan kaldırılacak” değerlendirmesinde bulunmuştu. Restorasyonla birlikte yapının statik güçlendirilmesi de gerçekleşecek.