Fahr-i Kainat Efendimizin bir gece Mescid-i Haram'dan Mescid-i Aksa'ya, oradan da semaya yükselmesini ifade eden Mirac, Cenab-ı Hakkın huzuruna varan mukaddes bir yolculuktur. Peygamber Efendimizin şahsında tecelli eden ve içinde pek çok hikmeti barındıran bu mucizevi yükselişin tüm müminler nezdindeki karşılığı ise namazdır. Namaz bir yükseliştir. Fizik alemin sınırlarını aşarak Allah'ın sonsuz rahmet ve mağfiretine ulaşmaktır. İnsan, ufkunu ve ruhunu daraltan dünyevi her meşgaleden arınarak huzur ve esenlik iklimine ancak namazla yükselebilir. Dolayısıyla mirac namazın, namaz da miracın müjdesini yüklenmiştir.
Diğer taraftan bu gece, aynı zamanda bizlere miracın şehri Kudüs ve Mescid-i Aksa ile ilgili sorumluluklarımızı da hatırlatmaktadır. İlk kıblemiz Mescid-i Aksa ve onun mübarek çevresi, bugün maalesef acı ve gözyaşı içindedir. İnsanlıktan nasibini almamış zalimler tarafından harim-i ismeti çiğnenerek masuniyeti ihlal edilen Mescid-i Aksa'nın bulunduğu topraklar, tarihte benzeri görülmemiş bir vahşete şahit olmaktadır. Gazze'de, Kudüs'te, Filistin'de kadın, çocuk, yaşlı, hasta demeden on binlerce masum insan, Siyonist teröristler tarafından hunharca katledilerek bir millet topyekûn yok edilmeye çalışılmaktadır. Uluslararası hukuk ihlal edilerek insanlığın ortak değerleri yerle bir edilmektedir.