Beşir Bey’in mişli muşlu fiilleri

İÇİŞLERİ Bakanı Beşir Atalay. Meclis genel kurulunda dinleme edebiyatına yaptığı katkı sonrasında, "ortak komisyon kuralım" çağrısı ardından, CHP Grup Başkan Vekili Kemal Anadol’un yanına gidiyor.

"Beni tanırsınız, ben bir yerin dinlenmesine, dinletilmesine hiç izin verir miyim?"

Ve ekliyor: "Çok üzgünüm".

Hepimiz üzgünüz. Ama, bu durumlarda üzgün olmak yetmiyor. Bu durumlarda rezilliği açığa çıkarmak gerekiyor. İşte, asıl şimdi iktidar olmak gerekiyor. Eğer, samimi ise, eğer dinlemeye gerçekten karşı ise.

PAKSÜT ÖRNEĞİ

Kemal Anadol pek inandırıcı bulmuyor:

"Siz öyle diyorsunuz ama, dinlenmekte olduğundan kuşku duyan pek çok insan var, örneğin Osman Paksüt. Anayasa Mahkemesi Başkan Vekili, önünde iki önemli dava var ve dinlendiğini söylüyor".

Beşir Bey ya çok saf ya öyle görünüyor ya da birileri onu aldatıyor:

"Yok canım, ben baktırdım, Osman Paksüt dinlenmiyormuş".

Birileri Bakan Bey’e bu yönde bilgi veriyor. "Dinlenmiyormuş" dediğine göre, aldığı bilgiyi aktarıyor. Ve aldığı bilgiye inanıyor. Hatta ekliyor:

"Adamlar gelmiş, Osman Bey’e arabasını park etmesi için yardım etmek istemiş".

Beşir Bey dalga mı geçiyor, masal mı anlatıyor? Mişli, muşlu cümlelerle kimi temize çıkarmaya çalışıyor?

O adamlar, artık kimlerse, Paksüt’ün arabasını park etmek için neden yardım etmek istiyor? Onlar melek mi yoksa gönüllü koruma mı?

Dinleme konusunda cansiperane savunma yapan Beşir Bey, Anadol’un son sorusunu yanıtsız bırakıyor:

"İçişlerinde ve emniyette belli bir grubun kadrolaşması yok mu?"

Beşir Bey acaba o kadronun aldatmasına mı takılıyor yoksa o kadrolaşmaya göz mü yumuyor? "Bizden birileri" vaziyeti mi?

YAKINAN ÇOK

AKP milletvekilleri biliyorum. Üst düzey devlet görevlileri biliyorum. Siyasal sorumluluk taşıyan makam, mevki sahibi insanlar biliyorum.

Özel sohbetlerde, konu denk düştüğünde, hepsinden aynı kaygıyı duyuyorum:

"Telefonlar dinleniyor, telefonları dinliyorlar".

Beşir Bey’in uzağa gitmesine gerek yok. Yakın çevresine biraz kulak vermesi yeter. Eminim, hem de çok eminim, dinlenme ve dinleme üzerine kendisine kaygısını aktaracak çok kişi var.

Temel soru bir: Kim, neden dinliyor?

Temel soru iki: Dinleyenler topladıkları bilgileri kime servis ediyor?

Temel soru üç: Dinlemeyle hangi sonuçlar elde ediliyor?

Beşir Bey mişli, muşlu fiillerle uğraşıyor. Beşir Bey altı yıllık AKP iktidarı döneminde hayli düşük bir profil çiziyor. Beşir Bey pek öne çıkmıyor. Beşir Bey İçişleri Bakanı olarak, Türkiye’nin malum içişleri nedeniyle, istemese de, ara sıra zorunlu biçimde ekranlarda boy göstermek zorunda kalıyor. Beşir Bey bundan sıkıntı duyuyor.

Ama, Türkiye de mişli, muşlu fiillerden sıkıntı duyuyor. Daha önemlisi o fiillere inanmıyor.
Yazarın Tüm Yazıları